24 Haziran 2011 Cuma

Yuvaya Dönüş: Aykut Akgün

Tam 4 Yıl Trabzonspor altyapısında görev yaptıktan sonra 2006 yılının Ocak ayında profesyonel sözleşme imzalamıştı Aykut. Maltepespor, Z.Burnuspor, Giresunspor ve son olarak Karşıyaka spor kulübünün formalarını giydikten sonra yuvaya geri dönüş yaptı. Fiziğinin getirdiği avantajları iyi kullanmasının yanında tekniğiyle de dikkat çekmesi ona Türkiye A2 Milli takımının kapılarını açmıştı. Bu transfer orta sahayı alternatifli bir hale getirmek ve takıma katkı verebilecek Türk oyuncu sayısını artırma amacı taşımaktadır.

24 yaşında tekrardan Trabzonspor'da 24 numaralı formayı terletecek olan Aykut'u Bank Asya Liginde takip eden Trabzonspor kurmayları, olumlu raporu Şenol Güneş'e verince transfer netlik kazandı. 1.4 Milyon Türk lirası bonservis bedeli ödendi, Karşıyaka'yla olan sıcak ilişkilerin tıpkı Onur Recep Kıvrak transferinde olduğu gibi sürmesi tek temennimiz. Umarım Aykut'ta tıpkı Onur gibi beklentilerin çok çok üzerine çıkarak A Milli formayı terletir. Takımımıza uğurlu olsun.

23 Haziran 2011 Perşembe

Yeni Trabzonspor'un Son Neferi: Halil Altıntop

Halil Altıntop, Umut Bulut'un görevini üstlenebilecek tek yerli futbolcudur. Tıpkı Umut Bulut'ta olduğu gibi, oyunun defansif yönünde sivrilen, geriye gelip top çalabilen, pres yapıp rakibi bunaltma özelliğine sahip, uzaktan şutlarda ve kafa toplarında iyi olan bir forvet. Forvet ama kesinlikle bir santrafor değil.

Trabzonspor taraftarının Halil'den her maçta goller beklemesi, hiçbir zaman gerçek olmayacak bir rüyadan farksızdır. Santrafor arkası, sağ ve sol forvet pozisyonları onun için daha uygundur. O nedenledir ki, Şenol Güneş en uçta Paulo'yu, sağında Burak Yılmaz ve sol tarafta da Halil Altıntop'u oynatacaktır diye düşünmek hayal olmaz. Fakat bu 3 futbolcu da sürekli yer değiştirerek oynadığı için, Halil sağ kanatta ya da ceza sahasının içinde son vuruşu bekleyen santrafor olarakta sıklıkla görebiliriz.

Uzun yıllardır Bundesliga'da hatırı sayılır süreler alıp, birçok maça çıkan, Türk Milli takımının hemen hemen tüm yaş gruplarında oynayıp, milli formayı 37 kez sırtına geçiren bir futbolcu tam da Şampiyonlar ligi ön elemesi oynayacak Trabzonspor için biçilmiş kaftandır. Dezavantajları var mıdır? Elbette ki vardır. Halil Altıntop kariyerinin en kötü dönemini geçtiğimiz sezon geçirmiştir. Formsuzluğu, hocanın futbol mantalitesi, takımın yetersiz olması ya da başka bir bahane bu başarısızlığı meşru kılamaz. Hal böyleyken, Türkiye'de futbolcuların içindeki yeteneği görmelerini en iyi sağlayabilen, cevheri açığa çıkartan hocayla çalışacak olması hem Halil açısından hem de Türk futbolu açısından büyük şanstır.

Daha önce de vurguladığımız üzere bu sene ki Trabzonspor, meslek ahlakı sahibi, efendi, takım içi huzuru oluşturmada yardım edecek futbolculardan kuruluyor. Takımı oluşturmada şu anki en büyük engel, Avrupa kupaları tecrübesi olan bir yabancı stoper'in eksikliğidir. Glowacki, sakatlık problemi göz önünde bulundurulduğunda ancak bir alternatif olabilir. Sadri Şener ve ekibi bu bölgeye de sağlam bir transfer yapacaktır. İzleyip görelim.

Adrian Mierzejewski Üzerine

Trabzonspor taraftarlarının bu transfer üzerine kafa yorduğu en önemli ve belki de tek nokta 5.5 Milyon euro'luk bonservis bedelidir. bunun yanında Şenol Güneş'in, Trabzonspor başında bulunduğu süreçte hiçbir transfer döneminde bu kadar yüzü gülmemişti.

Sadri Şener'i şimdiye kadarki Trabzonspor başkanlarından ayıran en önemli özelliği, transfer ve oyuncu seçiminde sadece teknik direktörün sözlerini ciddiye almasıdır. Bu transfer döneminde bu tercih daha da belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Zokora, Eren, Sercan, Barış, Paulo transferlerinde olduğu gibi Adrian transferinde de tek söz sahibi Şenol Güneş'tir. Uzun süredir hocanın kurmayları tarafından göz hapsinde olan bu futbolcudan, yükselen bonservis bedeline rağmen vazgeçmeyen yönetimin duruşu Şenol Güneş'e olan güveni vurgular nitelikte.

Adrian, Jaja tarzında bir oyuncu değil. Yeni kurulan takımda, fevri oyuncular yerine takım oyununa uyum sağlayabilecek, bencillikten uzak isimlerle görüşmeler yapıldı bugüne kadar ki süreçte. Zokora da tıpkı Colman gibi hırslı, mücadeleci futboluyla ön plana çıkan bir isim. Bu ikilinin hemen önünde görev yapacak Adrian. Sol ayağını inanılmaz güzel kullanıyor ve bunun yanında sağ ayağı zayıf değil. Hızı onun en büyük artısı, adam eksiltme de sıkıntı çekmiyor. Evet Jaja gibi işin görsellik noktasında pek doyurucu olmayabilir ama takımda zaten bunu üstlenebilecek Alanzinho, Engin ve Eren gibi futbolcular bulunuyor. Yeni sezonda bizi bekleyen en büyük değişiklik, mücadeleci, defansif yönü geride bıraktığımız sezona göre daha güçlü bir orta saha.

Adrian'ın ilk milli maçını 2010 yılında oynamış olması geçen 1,5 yıllık süreçte toplam 12 milli maça çıkıp birde gol atmış olması bize önemli bir referans veriyor. Polonyalı yakın zamanda dikkat çekmiş bir yetenek, uzun zamandır gözlerin üzerine çevrildiği bir futbol yıldızı değil. Henüz 24 yaşında olması, Haziran ayı içerisinde evlenmiş olması ve Polonyalı futbolcuların tamamına yakınında olduğu gibi meslek ahlakının gelişmiş olması Trabzonspor'a uyum sürecini kolaylaştıracaktır. Ve elbette ki Brozek kardeşlerin ve Glowacki'nin yanında memleket hasreti çekmeyecektir. Giyeceği 86 numaralı formanın ona şans getirmesi dileğiyle. Camiamıza hayırlı, uğurlu olsun.

17 Haziran 2011 Cuma

Paulo Henrique İmzayı Attı!

Trabzonspor teknik ekibinin uzun süredir takip ettiği bir futbolcuydu yeni sambacı. 3.5 Milyon euro karşılığında transferi gerçekleşti. Forvet ve forvet arkası oynayabilen, hızlı ve adam eksiltme yeteneği olan bir hücum futbolcusu.

Güney Amerika menşeili futbolcuların çok büyük bir bölümünde olduğu gibi disiplinsizlik sorunu olmayan, Brezilya, Hollanda ve Belçika gibi üst düzey liglerde forma giymiş bir oyuncu. Çoğu Brezilyalı futbolcunun aksine İngilizce bilmesi, iletişim kurmada zorluk çeken vatandaşlarına nazaran ona kolaylık sağlayacaktır.


Son vuruşlarda oldukça etkili, uzaktan şut çekebiliyor, her iki ayağını da gayet iyi kullanabiliyor Paulo Henrique. Elbette bir futbolcunun kalitesini sadece youtube'da izleyerek anlayamazsınız fakat Trabzonspor kurmayları tarafından uzun süredir takip edilen, Belçika'da bu sezon gösterdiği performansla dikkatleri üzerine çeken bir futbolcu için en azından kumaşı kaliteli diyebiliriz.
22 Yaşında olan, gelecek vaat eden Paulo'yla 5 yıllık sözleşme imzalandı. Selçuk ve Egemen'den ağzı yanan yönetim kurulu işi sıkı tutuyor. Umarım, çok büyük ihtimalle Arap yarımadasında futbol hayatına devam edecek olan Jaja'yı, Fransa'ya gitmek için can atan Umut Bulut'u aratmaz bize.

11 Haziran 2011 Cumartesi

Ve Jaja Gider

Rivaldo'yu andıran stili, top tekniği, hızı, şutları ve adam eksiltme yeteneğiyle çok kaliteli bir futbolcu Jaja. Şüphesiz Süper lig'in izlemesi en keyif veren futbolcusuydu geçtiğimiz sezon. Kendini gerçekten sahaya vererek oynadığında maçı tek başına alabilecek meziyetlerle bezenmiş olmasına rağmen aklı sahadışında olduğu dönemde takımını 1 kişi eksik oynatıyordu.

Trabzonspor'un sıkıntısı Jaja'nın bazı maçlardaki kötü performansı değildi, Jaja'nın profesyonel bir futbolcuya yakışmayacak davranışları, özellikle teknik direktörden habersiz ülkesine gitmeyi huy edinmesi, Bilica'yla beraber elinde şampanya kadehiyle İstanbul trafiğinde görüntülenmesi, takım şampiyonluğa giderken bazı maçlardaki sorumsuz ve bencil tercihleri ipinin çekilmesine neden oldu.

Sezon başında Bursaspor'la oynanan Süper Kupa finalinde tribünleri selamlamıştı ilk olarak. Türk sporseverler onu Beşiktaş'la Metalist Kharkiv'in oynadığı maçta, 40 metreden attığı muazzam golle hatırlıyorlardı. Süper Ligde kısa zamanda müthiş becerileriyle dikkat çekmeye başladı. Hemen hemen her yıldız futbolcu gibi bencildi, Brezilyalı futbolcuların çoğunda olduğu gibi disiplin problemleri yaşıyordu fakat attığı kritik gollerle, göze hoş gelen hareketleriyle taraftarın sevgilisi oluyordu.

Alanzinho en yakın arkadaşıydı, güzel bir ikili olmuşlardı. Sezonun ilk yarısına damga vuran isimlerden biriydi. İkinci yarının başlamasıyla beraber futbolundaki düşüş takıma da sirayet etmişti. En kritik maçlarda sahada yoktu, belki de şampiyonluğu belirleyen mücadele olan Kadıköy'deki Fenerbahçe maçında, oyunda kaldığı 90 dakika boyunca hiç varlık gösteremedi. Kendisinden bekleneni Burak Yılmaz yapıyor, Jaja ise bir türlü takıma pozitif katkı veremiyordu.

Nihayet Lig sona erdiğinde tıpkı devre arasında yaptığı gibi izinsiz olarak ülkesine geri dönmüş, çanların kendisi için çaldığını bir nevi kabul etmişti. 25 Yaşında ve gelecek vaat eden bir futbolcu olarak Birleşik Arap Emirliklerine transfer olmayı kabul ettiğine göre kafasında futbol oynayıp, kariyer yapmak yerine para kazanmak fikri yerleşmişti. Al Ahli'ye transferi netlik kazanırsa, 25 yaşında olmasına rağmen 9 farklı kulüpte oynamış olacak bu futbolcunun çok ciddi bir disiplin problemi olduğunu bir kez daha ispatlanmış olacak. Tüm bu verilere rağmen Jaja, yeri doldurulamazsa çok büyük kayıptır. Her ne kadar 3.6 Milyon Euroya alınıp 5 Milyon Euro+Sonraki satıştan %20 kar edilecek olan bir futbolcu için zarar ettik diyemeyiz ancak transfer piyasasının bu denli yükseldiği dönemde bu kalitede bir oyuncuyu kadroya katmak bir hayli zor olacaktır. Umarım Trabzonspor yönetimi beni yanıltır ve daha kaliteli bir ismi kadroya katar.

Ceyhun Gülselam'ın Gidişi Üzerine

Büyük umutlarla Trabzonspor'a transfer edilmiş, Türk Milli takımının formasını giymeye başladığı dönemde dikkat çekmiş fakat aradan geçen 3 yılda kendini bir türlü istenen seviyeye taşıyamamış bir oyuncuydu Ceyhun Gülselam.

Unterhaching takımından hatırı sayılır bir bedelle Trabzonspor'a transfer edildiğinde özellikle Ersun Yanal'ın kadrosunda nasıl bir rol oynayacağı merak edilmişti. Geldiği ilk günlerde özellikle güçlü fiziği ve uzaktan şutlarıyla dikkat çekmişti. Fakat 2008 yılından bugüne futbolunun üzerine pek bir şey koyamadı.

Önce Ersun Yanal, sonrasında Hugo Bross ve son olarak Şenol Güneş döneminde alternatif futbolcu olarak, çoğunlukla yedek kulübesinde bekledi. 1.92 boyu ve güçlü fiziğiyle oyunun defansif yönünü iyi oynayabilecek bir fiziğe sahipti. Ön Libero ve Stoper mevkilerinde görev yapabilmesi, yaşının genç olması ona karşı beklentileri hep yüksek tuttu. Fakat çoğu futbolseverin kaçırdığı nokta ise fiziksel avantajlarının getirdiği ağırlık, pas vermedeki büyük sıkıntısı ve aradan geçen 3 yılda her geçen gün daha da azalan özgüveniydi.

Ofansif olarak yaptığı en iyi iş olan uzaktan şutlarına hemen hemen hiç başvurmuyordu geçtiğimiz sezon içerisinde Ceyhun Gülselam. Henüz 23 yaşında olmasına rağmen Şenol Güneş'in onun yerine Barış Özbek tercihini kullanmasına saygı duymaktan ve yeni sezonu beklemekten başka seçeneğimiz yok. Yönetim Kurulunun yaptığı iyi teklife rağmen takımdan ayrılmayı kafaya koyan Ceyhun'un kaybı çok önemli değil benim nazarımda fakat bonservis bedeli ödenip bedavaya giden futbolcuları gördükçe yönetime olan saygımı yitiriyorum.

10 Haziran 2011 Cuma

İstenmeyen Adam Barış Özbek?

Rot-Weiss Essen'de oynarken gelecek vaat eden bir U21(Almanya) oyuncusuydu. Feldkamp döneminde Galatasaray'a kazandırılan bu genç oyuncu, güçlü yapısı, topla oynarken hızlı dönüşleri ve 90 dakika boyunca mücadele edebilen, hırslı oyunuyla defansif yönünü iyi oynayabilen bir futbolcu.

Özellikle hakemle olan ilişkileri, sert futbolu, rakip taraftarı tahrik eden yapısı ve ikili mücadelerde bazen kendini yere bırakması Barış Özbek'in en büyük handikapları. Alman Disiplininden nasibini almamış diyebiliriz bu bakımdan, Alman U21 takımında 18 kez forma giymiş, bir dönem Alman milli takım için düşülen bir futbolcunun kumaşının kalitesiz olduğunu savunmak pek mantıklı bir yorum olmayacaktır.

Galatasaray'da ve ülkesinin U21 takımında kendini göstermeye başladığı dönemde ki bu 2008 yılına denk gelir, ayak tarak kemiğindeki kırık nedeniyle futboldan bir süre uzak kaldı. Kendisiyle beraber Galatasaray'a transfer olan halen Gençlerbirliği takımında forma giyen Serkan Çalık'la beraber o dönem Münhi'te tedavi görmüştü.

Galatasaray taraftarının büyük bir kısmı Barış Özbek'e önyargıyla baktı, geldiği ilk sezonun sonundan itibaren. Bunda iyi yönlendirilememiş, teknik direktörler tarafından disipline edilememiş bir futbolcu olmasının etkisini yadsıyamayız. Yaşı genç, futbolunun üzerine koyma ihtmali oldukça yüksek, hele ki Sir Şenol Güneş yönetiminde şans bulabilirse kendinden ümidi olmayan futbolseverleri utandıracaktır.

Evet birçoğumuzun mutabık olduğu üzere alacağı yıllık ücret 1 milyon euro seviyesindedir, ilk bakışta oldukça yüksek görünen bu meblağ istanbul takımlarının uçurduğu günümüz transfer piyasası için çokta yüksek sayılmamalıdır. Bana göre Ceyhun Gülselam'dan daha iyi bir alternatif olacaktır.


8 Haziran 2011 Çarşamba

Eren Albayrak Kimdir?

Türk futbolunun en büyük yeteneklerinden biri Eren Albayrak. Bursaspor'un özellikle son 5 yıldır müthiş özen gösterdiği altyapısından yetişen bir başka değer.

Devre arasında Muhammet Demir'le beraber transfer edileceği açıklansa da, Gaziantepspor teknik direktörü Tolunay Kafkas'ın Ahmet Arı karşılığında Bursaspor'dan Muhammet'i almasıyla beraber Bursaspor'la olan mücadelesini tek başına sürdürdü Eren.

Fiziksel handikaplarını kapatabilirse, delici koşuları, hızı ve kolaylıkla adam eksiltme yeteneğiyle yakın zamanda ülke futbolunun gündemine oturması muhtemeldir. Sözleşme uzatmadığı gerekçesiyle kadrodışı bırakılan futbolcu için Trabzonspor'un yetiştirme bedeli ödeyeceği futbolcunun Sercan Kaya'ya benzer özellikler taşımasına rağmen, meziyetleriyle ondan daha iyi olduğunu söylemek mübalağa olmaz.

U15'ten itibaren Milli takımların tüm yaş gruplarında sürekli olarak görev almış bir yeteneğin, Şenol Güneş kontrolünde çok başarılı olacağını ummak hayal değil.

Sercan Kaya Kimdir?


İzmir'in futbolcu fabrikası Bucaspor'un yetiştirdiği yeteneklerden biri Sercan Kaya. Top sürme becerisi, özgüveni, tekniğiyle küme düşen Bucaspor'un en önemli hücum silahlarından biriydi.

İki sezondur Bucaspor'un kadrosunda yer bulan, özellikle Bucaspor'un Bank Asya Birinci ligi 2. bitirdiği sezondaki pozitif katkısıyla dikkatleri çekmişti. Süper Lig'de sürekliliği olmasa da şans bulduğu maçlarda dikkat çeken bir oyuncuydu.

Forvet arkası ve kanatlarda oynayabilen 23 yaşındaki futbolcu 2 kez de Türkiye U20 Milli takımında görev yaptı. Pozisyon itibarıyle Engin Baytar, Eren Albayrak ve transferi netlik kazanırsa Paulo Henrique ile rekabete girecek olan genç futbolcunun şans bulması için çok fazla çalışması gerekiyor. Rotasyon açısından faydalı olabilecek Sercan'ı özellikle Şenol Güneş'in istemesini bir referans olarak görüyor ve ona bol şans diliyoruz.


7 Haziran 2011 Salı

Forma Çok Yakıştı


Trabzonspor'un vizyonunun olmadığını bahane ederek yıldız futbolcuların bu şehre uğramadığını söylemek düpedüz cahilliktir. Fakat Zokora'nın transfer sürecinde Bizans basını tarafından dillendirilen bu sıradan senaryo artık rafa kalktı.

Bilmeyenler ya da her nedense bilmek istemeyenler için bir dönem Dünyanın en büyük kalecisi olarak gösterilen Pfaff bunun yanısıra Marcelinho, Musampa gibi yıldızlar terletti bu formayı. Şimdi sırada Didier Zokora var. Antenleriniz çekemiyor olabilir ama siz yine de bizi izlemeye devam edin.

6 Haziran 2011 Pazartesi

Zokora İstanbul'da


Dünyanın en iyi defansif orta saha oyuncularından biri olarak gösterilen Didier Zokora bugün İstanbul'a geldi. Özellikle Twitter'ı takip eden Trabzonsporlu hayranlarına an be an bilgi veren Fildişi Sahilli oyuncu, sıcakkanlı hareketleriyle sempati topladı.

Kariyeri boyunca Avrupa'nın üst düzey liglerinde top koşturan siyahi oyuncu, Belçika, Fransa, İngiltere ve son olarak İspanya tecrübelerinin ardından Trabzonsporla anlaştı. Aynı zamanda Fildişi Sahilleri milli takımının da kaptanlığını yapan 30 yaşındaki futbolcunun Trabzonsporumuza maliyeti 5 Milyon Euro oldu.

Eşiyle beraber İstanbul Atatürk Havalimanına indiği andan itibaren Bordo-mavili taraftarların yoğun ilgisiyle karşılaşan ve bu ilgiden bir hayli memnun gözüken Zokora, Medical Park hastanesindeki sağlık kontrolüne girdikten sonra menajeri ve Trabzonspor Yönetim Kurulu Üyesi Nevzat Aydın'la beraber akşam yemeği yedi. Sağlık kontrollerinde hiçbir probleme rastlanmaması, yarın Trabzon'daki imza töreni öncesi yüzleri güldürdü. Biz de ona Trabzonspor formasıyla başarılarla dolu bir kariyer diliyoruz.

Uşaklar Şampiyonluk İçin Hala Uğraşıyor

Kazım Abi, kupayı alıp yanına koşacaktık, bu sene de olmadı. Ama hasret bitecek be abi, herkesi yenen kahraman bir kez daha galip gelecek...

Uzun zaman önce şöyle demiştin; Trabzonspor'u tutmak sadece o yörenin çocuğu olmakla açıklanabilecek milliyetçi bir davranış değildir. Benim için Trabzonspor, en güçlülere karşı koyan ve herkesi yenen hayali kahramandı.

Bütün sezon boyunca savaştı o kahraman, nice güçlükleri atlattı, nice savaşlardan galip çıktı ama statükoyu yine yenemedi Kazım abi. Binlercesi gibi ben de söz veriyorum kendi adıma, bir senin bir de şehidimiz Mehmet Dalman'ın mezarına gelecek o kupa. Değil 27, 57 yıl beklesek bile.

Metin ol Şair Ceketli Çocuk, uşaklar bir kez daha devirecek saltanatı.