Keşke o açıklamayı yapmasaydın. Keşke o açıklamayı yapmak yerine
Halis Özkahya'yı bir çaya davet etseyin. 'Abi gel bir gün oturalım sana
asıl gülünecek durumda olanın kim olduğunu anlatayım' deseydin.
Ve
başlasaydın anlatmaya: 'Asıl gülünecek olan sizsiniz ağabey. Sizsiniz
zira 'Bekçi Murtazalığını' yaptığınız bu Lig beş para etmez ve bunu ben
demiyorum; bu ülkenin aklı başında, işini doğru yapan parayı nereye
yatıracağını bilen şirketleri söylüyor' deseydin.
'Bu memlekette
dünyanın her yerinden futbol maçları canlı yayınlanırken hatır için bile
olsa tek bir ülke, sizin bekçiliğini yaptığınız bu ligi seyretmiyor'
deseydin. 'Her sene onlarca yabancıya tonlarca para öderken 5 senede
dışarı gönderebildiğimiz bir Arda, bir Salih bir de Emre Belözoğlu'nun
milli takıma alınmasını yasakladığı Gökdeniz var; ha bir de istersem ben
giderim' deseydin.
'Acı olan şu ki' deseydin ona Onur, 'Sen ne
kadar başarılı bir Bekçi Murtaza olursan ol bu oyuna ait değerleri,
ıspanak fiyatına satın alan futbolun egemenleri, bir gün yine benim
ifade bile edemeyeceğim küfürlerle kapını tekmeleyecek ama ben sana
üzülürken, verdiğin haksız kararları bile sineye çekerken, sen
yetinmeyecek ve yine benimle dalga geçeceksin...'
Sonra Onur,
kameraların karşısına geçip taraftara seslenseydin: 'Arkadaşlar, şartlar
bu. Dün böyle idi bugün böyle, kuvvetle muhtemel yarın da böyle olacak.
Şimdi önünüzde iki yol var. Ya oyunu terk edeceksiniz ya da 'surda bir
gedik' mahiyetinde açık olan Avrupa kapısını sonuna kadar
zorlayacaksınız. Bu lige Avrupa'da oynamak için katlanılması gereken
çile gözüyle bakacak, daha uzun süre Avrupa'da kalmak için mücadele
edecek ve her fırsatta bu memleket futbolundaki çarpıklığı anlatmak için
ayakta duracaksınız. Bunları yaparken de şehrin ve camianın
güçsüzlüğünün acısını gol kaçıran forvetten, şehrinize gelen rakipten,
yöneticinizden, gazeteciden çıkarmayacaksınız.'
Sen bunları
anlatırken ben de bir sesleneyim Onur; belki kazara duyan olur: Bu
ülkede futbol, her geçen gün memleket çocuklarının memlekete olan
güvenlerini sarsmaya devam ediyor. Arz ederim efendim.
Not: Erdal Hoş'un 24 Eylül 2014 Tarihli Yeni Şafak gazetesindeki yazısıdır.