11 Eylül 2012 Salı

Kolbastı Değil Stres Bastı!

2010-2011 Sezonunda -ç-alınan Şampiyonluk sonrasında, Trabzonspor'un bir seviye yukarıya çıkmasını beklediğimiz geçen sezon pekte umduğumuz gibi gitmedi. Başarılı sayılabilecek bir Avrupa Serüvenine rağmen, belalımız Antalyaspor'a elenip erkenden Türkiye Kupasına veda etmemiz, kötü geçen bir Süper Lig sonrası formalite icabı oynanan Süper Final'de 3. olmamız kimseyi tatmin etmedi.

Gol Kralımız Burak Yılmaz'ın sözde Avrupa özde İstanbul sevdası yüzünden takımdan ayrılması, bizi gol yollarında sıkıntıya sokacaktı, öyle de oldu. Her ne kadar hazırlık maçlarında hiç mağlubiyet yüzü görmemiş olsak bile, forvet pozisyonunda oynayan oyuncularımızın gol orucunu bir türlü bozamayışı Lig ve Avrupa Ligi elemesi için bizi endişelendiriyordu. Sistem belliydi, Şenol Güneş mantalitesini değiştirmeyecekti. 4'lü defansın önünde çift önlibero, onların önünde top tekniği yüksek bir oyunkurucu, kanatlarda hızlı ve dikine oynayabilen 2 oyuncu ve bitirici özelliği olan tek bir santrafor.

Glowacki'nin ülkesine dönmesinin ardından, Zokora'nın Milli Takımdan arkadaşı Sol Bamba İngiltere'den cüzi bir maliyete transfer edilmiş, o bölge doldurulmuştu. Her ne kadar Giray gibi uzun ve hava toplarında etkili bir stoper varken benzer vasıflara sahip bir başka stoperin transfer edilmesi çok mantıklı gelmese de Sol Bamba kumaşının kalitesini oynadığı maçlarda gösterdi bizlere. Topu oyuna sokuşu, özgüveni, hava toplarındaki net duruşu artıları olsa da kritik hata yapma ihtimali yüksek bir oyun anlayışı da var. Bu biraz da sol bekte oynayacak adamının kalitesiyle de alakalı aslında. Yeni transferlerden biri olan Emerson bu konuda yardımcı olacaktır ona.


Bonservis bedeli ödenmeden transfer edilen Yasin Öztekin'in şimdiye kadar oynanan maçlarda ekstra bir katkısını göremedik. Yeteneği olduğu aşikar ama Trabzsonpor gibi bir takımda oynamak için bunları sergilemek gerekiyor. Şayet vasıflarını kendine saklarsa ancak Olcan Adın'ın yedeği olur. Ön liberoların önünde oynama görevi bir başka eski Gençlerbirliği oyuncusu Soner Aydoğdu'ya verildi. Sezon öncesi kampındaki formuyla rakipleri Adrian ve Sapara'nın önüne geçmişti genç solak. Bana göre sezonun şimdiye kadarki bölümündeki tek kazanımımız Soner oldu. Görev almadığı 1 Videoton maçı hariç oynadığımız diğer 4 maçta toplam 345 dakika görev alan genç yetenek, yerini kolay kolay kimseye kaptırmayacağını gösterdi. Videoton maçında kaçırdığı penaltı aşırı heyecandan olsa gerek, gerçi o maçtaki kötü oyun yüzünden hiçkimse penaltı olayının tamamen şanstan ibaret olduğunu hatırlamadı bile.

Sezonun kayıp isimlerinden biri 2. Sercan Kaya vakası olmaya aday olan Emre Güral. Henüz hiçbir resmi maçta görev almayan genç gurbetçinin Marc Janko transferinden sonra şansı biraz daha azaldı. En azından 1461 Trabzon'a kiralanabilirdi diye düşünüyorum. Adı geçmişken biraz da Avusturya Milli Takımının santraforu, Porto'dan transfer ettiğimiz Marc janko üzerine de iki kelam edelim. Belki Burak Yılmaz kadar gol atamayacak ama Trabzonspor'un Burak Yılmaz'dan bile daha fazla ihtiyaç duyduğu bir santrafor tipi. Colman, Soner, Adrian, Sapara, Volkan ve Olcan gibi orta açma konusunda eksper sayılabilecek isimlerden iyi besleneceğini umuyorum. Tam bir Sporcu ahlakına sahip olduğunu, profesyonellik olgusunu tam olarak doldurduğunu ve taraftarla arasını daima iyi tutmayı bildiğini önceki takımlarından biliyoruz. Gerisi Şenol Güneş'in maharetli ellerine kalmış.



Bir diğer transfer ise takımımızdaki Sambacı sayısını 3'e çıkartan eski Benfica'lı sol bek Emerson oldu. Hem sol bek hem de stoper pozisyonlarında oynayabilen, hava toplarında etkili, fiziğine göre hızlı ve defansif özellikleriyle ön plana çıkan bir isim. Orada hiçbir resmi maçta şans verilmeyen Marek Cech'in unutulduğunu sayarsak, sağ bekte Serkan'ı, göbekte Giray ve Sol Bamba'yı, solda ise Emerson'u görmek şaşırtıcı olmayacaktır. Bana göre stoper alternatifi Mustafa Yumlu değil de Celutska olmalı ama Şenol Güneş Mustafa konusunda baya ısrarlı gözüküyor. Bir Pique çıkartacak herhalde Yumlu'dan, izleyip göreceğiz.

Marc Janko'yu 2.340.000 Euro'ya, Soner Aydoğdu'yu 2.250.000 Euro'ya, Emerson'u 1.600.000 Euro'ya ve Sol Bamba'yı 900.000 Euro'ya bitiren Trabzonspor geçtiğimiz sezonlarda yapılan transfer hatalarından ders almışa benziyor. Takımımız bu sezon transfere 7.690.000 Euro harcarken, -Avrupalı- Burak Yılmaz transferinden gelen 5.000.000 Euro bonservis bedeliyle bunun %60'ını karşılamış oldu.


Gel gelelim sezon başı performansımıza. Yönetimdeki bazı isimlerden hiç hazetmiyor Trabzonspor taraftarı, bu aşikar. Özellikle Trabzonspor'un sıçrama yapmak için kullanan bazı karakter yoksunu futbolcular yüzünden gelecek sezonlarda tekrar bu sıkıntıları yaşayabiliriz. Çünkü yönetim ya da teknik heyenet çeşitli nedenlerle yıldız futbolcuların Trabzonspor'dan ayrılmasına mani olamıyor. Şu an için bir sıkıntısı gözükmese bile Giray Bulak ile Şenol Güneş arasındaki uyum ne seviyede olacak bilemiyoruz. Gerçi Şenol Güneş'in sakatlık sorununa parmak basarak Emerson'un transferinden duyduğu rahatsızlığı ifade etti fakat futbolcu geçtiğimiz günlerde oynanan 1461 maçında 90 dakika sahada kalarak, başarılı bir oyun sergiledi. Orada da bir kopukluk, iletişimsizlik olduğu belli. Videoton takımına elenmemiz Romen takımı Galati'ye elendiğimiz zamanki gibi bir infiale neden oldu camiada. Bernd Schuster'in deyimiyle 1960'ların futbolunu oynayan bu kalitesiz takıma elenip büyük bir fırsatı elimizin tersiyle ittik. İyi başlamadığımız Süper Ligde ise 30 dakika 1 kişi eksik oynayan Gaziantepspor'a 1-0 mağlup olduk. 3 Haftada alınan 4 puan kimseyi mutlu etmedi.

Transferler gecikti, sözde kampa kadar hazır olan transferler Uefa Listesine bile giremedi ve malesef hiç ummadığımız bir başlangıç oldu bizim adımıza. En çok kimi etkiledi bu durum. Cefakar Trabzonspor taraftarını elbette. Taraftar Kolbastı beklerden, Stres Bastı!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder