Zirve yarışındaki en güçlü 2 rakibin birden 3 puan kaybettiği haftada kendi sahasında ağırladığı Mersin İdmanyurdu karşısında son senelerin en kötü maçlarından birini çıkardı Trabzonspor. 90 Dakikanın hiçbir bölümünde rakibi karşısında oyuna hükmedemeyen, hükmetmeyi geçtim baskı kuramayan Bordo-Mavi'liler gelecek haftalar için hiçte umut vermedi taraftarına.
Geçtiğimiz hafta yaptığımız değerlendirme yazısında takımımızın şampiyonluk yarışı içerisinde olamayacağını, ne psikolojik ne de fiziksel olarak buna hazır olmadığını söylemiştik. Özellikle kondisyonla alakalı sorunlar haftalar ilerledikçe daha belirgin bir şekilde hissedilmeye başladı. Oyun şablonu geçen sezona çok benziyor olsa da futbolunun zirvesini bulan Avrupalı Burak Yılmaz'ın son vuruş kalitesi birçok maçta bizi ipten almıştı. İki sezonu karşılaştıracak olursak, çok büyük bir ortak sorun görebiliriz. Oyunun sıkıştığı anlarda, kanatlardan da gidemiyorsak, göbekten oyunu açacak kalibrede oyuncularımız olmadığı için kilitleniyoruz. Colman'ın yokluğu işin yaratıcılık kısmını oldukça etkiliyor.
Geride kalan 6 haftada takımın en istikrarlı oyuncusu Sol Bamba olurken, kadronun geri kalanı beklentileri karşılamayı bir kenara bırakın futbol fukarası bir Anadolu takımında oynuyormuşcasına laubali, isteksiz futbollarıyla saç baş yoldurdu. Sağlık ekibinin performansı zaten evlere şenlik, sakatlanan bir daha geri dönemiyor. Fakat teknik ekip Olcan ve Serkan ısrarıyla başarısızlığa davetiye çıkartıyor. Teknik direktör Şenol Güneş mesleğe başladığı ilk günden bu yana birçok konuda eksiklerini giderdi, açıklarını kapattı ama gereksiz futbolcu ısrarı huyunu bir türlü değiştiremedi.
İYİ
Bamba, maçın Trabzonspor adına tek pozitif değeriydi. Geldiği günden beri futbolunu, üstüne koyarak geliştiriyor. Özgüvenine hayranım, arada rakip ceza sahası önünde çalımlarla resital çabasına girmesi bile gözüme hoş gözüküyor. Kelepir denebilecek bir bonservis bedeliyle camiamıza kazandırılan bu isim gelecek sezonlarda elimizde tutmakta zorlanabileceğimiz bir futbolcu halini alabilir. Transfer Komitesine duyurulur.
KÖTÜ
Bamba, Onur ve Sapara hariç takımın geri kalanı. Hatta yedek kulübesindeki teknik ekibin de tamamı. Maçın ilk dakikasından itibaren sahada yürüyen futbolcuları maça hazırlayamadıkları için. Takımın gole ihtiyacı olduğu dakikalarda santraforu çıkartıp yerine kanatlarda adam eksiltmeye çalışan bir 'çakma' forvete güvendikleri için. Yasin'e, Serkan'a 90 dakika boyunca sabrettikleri için. Rakibin psikolojik olarak iyice geriye yaslanacağı son 10 dakikada tamamıyla defansif özellikleriyle futboldan para kazanan Barış Özbek'i sahaya sürmek gibi bir gaflette bulundukları için.
ÇİRKİN
Her sezon aynı hayallerle sezona başlayan, yönetiminden futbolcusuna kadar 'hedef şampiyonluk' mottosuyla taraftarı beklentiye sokan zihniyet. Belli ki bu kadro yapısı bizi en iyi ihtimalle 3. yapabilir, şu an düşme potasında bulunan, henüz galibiyetle tanışmamış bir takıma karşı 90 dakika boyunca 'ezik' bir futbol oynarken hala şampiyonluktan söz edecekleri için daha da kızgınım. Teknik heyet, sağlık ekibi ve kondisyonerler sınıfta kalmıştır tıpkı yönetim ve transfer komitesi gibi.
Kenarda bekleyen Zeki Yavru ve Emre Güral'in kabahati nedir? Milyon Dolarlık sözleşmelere imza atmadıkları için mi oynayamıyorlar? Bu sezon şimdiden kaybedilmiş bir sezonun ilk paragrafı olmuşken, genç oyuncuları takıma monte edilmesi sezonun yegane kazanımı olabilecekken, nedendir bu ısrar? Herkes, başkanından teknik direktörüne, futbolcusundan doktoruna kadar, dikkat etmeli artık. Burası İstanbul saltanatının yerle yeksan edildiği yer, dingonun ahırı değil. İsimler gelir geçer, sonsuza dek yaşayacak olan Trabzonspor'dur.
Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Onur **
Celutska **
Serkan Balcı *
Sol Bamba ***
Emerson *
Zokora *
Sapara **
Soner Aydoğdu **
Yasin Öztekin *
Olcan Adın
*
Marc Janko *
Sonradan Girenler
Dk. 46 Alanzinho ?
Dk. 65 Paulo Henrique ?
Dk. 81 Barış Özbek ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder