4 Ağustos 2011 Perşembe

Sağlık Olsun

Dün Olimpiyat stadyumunda beklenen son gerçekleşti, ilk maçın getirdiği avantajı iyi kullanan, hakemin verdiği ağır kararların da etkisiyle rahat bir maç oynayan Portekiz temsilcisi turu geçen taraf oldu.

Lisbon deplasmanında alınan 2-0'lık mağlubiyetin yanında maçın Ramazan'a denk gelmesi tribünlerde kısmen boşluklar oluşmasına neden olsa da cefakar Trabzonspor taraftarı takımına destek vermekten geri kalmadı. Şenol Güneş'in 2 sezondur ısrarla oynattığı şablonun dışında çıkarak Pawel Brozek'le maça başlaması orta saha üstünlüğünün daha ilk dakikadan rakibe kaptırılmasına yol açtı. Defansa yardım noktasında pek hevesli olmayan üçlü (Burak, Pawel ve Henrique) zaman zaman pozisyon alma hatası yaparak, Trabzonspor'un ileride organize olmasını engelledi.

Henüz maçın hemen başında, kullanılan taç atışının devamında, benzerine halı sahalarda bile zor rastlanacak şekilde yenilen golde stoperlerin dizilim hatasının etkisi yadsınamaz. Egemen'le iyi bir ikili oluşturan Giray'ın aynı verimi Glowacki'yle oynarken verememesi birkaç nedene bağlanabilir elbette. Fakat Glowacki'yle Giray'ın benzer tipte stoperler olduğunu, bunların yanında Egemen gibi daha seri ve mücadeleci bir stopere ihtiyaç duyduğumuzu söylemek abes olmaz. Sadri Şener ve ekibinin bugünden itibaren, Giray'ı tamamlayacak bir stoper takviyesiyle o bölgedeki sorunu çözmesi gerekiyor.

Golden sonra ataklarını sıklaştıran Trabzonspor, geçtiğimiz 2 sezonun aksine sol bek oyuncusu Celutska'nın getirdiği kanat topuyla golü bulurken, taraftarını da havaya soktu. Ama topu ayağında tutamayan, defans ve forvet hatları arasında derin mesafeler bulunduran bir takımın organize olması ufak çapta bir mucize gerektiriyordu ki bu da gerçekleşmedi.

İkinci yarının ilk 15 dakikası, sakatlanana kadar sahanın en iyisi olan Henrique'nin oyundan çıkmasına rağmen Trabzonspor'un insiyatifinde geçildi. Bölgesel Amatör liglerde bile eşine rastlanamayan bir Kırmızı Kart'la oyun tamamen rölantiye döndü her iki takım içinde. Benfica'lı oyuncunun yüzündeki kanın etkisiyle duygusala bağlayan Makedon hakem, komik bir kartla Adrian'ı oyundan attığında, tur belki de galibiyet umutları yitmişti Trabzonspor'un. İnsan sormadan edemiyor, geçen sezon 300 Spartalı filminden çıkmışcasına, sert, sakatlığın bol olduğu, kanrevan içinde geçen maçlar oynayan Trabzonspor'un rakiplerine böyle bir kart neden hiç verilmemişti? Makedon Aleksander Stavrev Şampiyonlar Ligi seviyesine maç yönetecek yeterlilikte bir hakem olmadığını, çaldığı acemice düdüklerin yanında Portekiz temsilcisinin oyuna soğutma adına yaptığı sert faullere tepkisiz kalarak göstermiştir.

Kırmızı kartın ardından gardı düşen Trabzonspor'da sahanın en etkisiz ismi Pawel'i 63'te oyundan alan Şenol Güneş, Mustafa Yumlu'yu sahaya sürerek defansı 5'ledi. Bu tercih Kırmızı Kart'ın getirdiği çöküntünün skora yansımaması adına alınmış bir önlem olabilir pekala. Şenol Güneş, son 10 dakikaya gelirken, Serkan Balcı'yı çıkartıp hücum hattını Halil'le güçlendirdi, Mustafa'yı bu kez sağ beke çekti. Tüm bu hamleler skoru değiştirmeye yetmedi. Zira iş işten geçmişti. Onun adına sahaya böyle bir dizilimle çıkılmış olması risk alma açısından gelişim olsa bile faydalı olmayan, yanlış bir tercih olarak tarihe geçti.

Sonuç olarak geçen sezonki takım uyumunu tutturmamız uzun zaman alabilir. Yeni kurulmuş, iskeleti değişmiş bir takımdan bunu beklemek hayalcilik olurdu. Özellikle stoper mevkisinde Glowacki ve forvette Pawel'in yerine, Avrupa'nın üst düzey liglerinde oynamış, tecrübeli iki isim alınmalı. Zira Egemen'i gözlerimiz çok aradı. Onun hırsı hem takımı hem de taraftarı ateşliyor, motive ediyordu. Adrian'ın bazı yönleriyle Selçuk'tan daha iyi olsa da onun kadar iyi bir pasör olmadığı ortaya çıktı. Ve elbette Umut Bulut'un prese dayalı, defansı yoran anlayışının getirdiği boşlukların olmayışı da Burak Yılmaz'ı daha etkisiz kılıyor. Uyumsuzluk ortadan kalktığında, Burak Yılmaz'ı daha etkin görebiliriz. Unutmadan, her ne kadar spor ahlakından yoksun olsa da sahada Jaja'yı görmek isterdim kendi adıma. Zira pozisyon olmadan, kişisel meziyetleriyle gol atabilecek kalibrede kimse şok şu an takımımızda.

Cuma günü çok özel bir gün camiamız için. Kura Şanssızlığı geleneğimizi kırabilirsek önümüzdeki 5 sezonda en azından Uefa Avrupa Ligi grupları öncesinde oynayacağımız her ön elemede seribaşı olabileceğiz. Elbette Sevilla, Roma, Tottenham, PSV, Atletico Madrid, Schalke 04, Panathinaikos, Dinamo Kiev, Rangers, PSG, AZ Alkmaar, S.Lizbon, Fulham, Celtic, Palermo ve Lazio gibi rakipleri bu seferlik pas geçmemiz ümidiyle...

Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Tolga Zengin **
Serkan Balcı **
Giray Kaçar *
Glowacki *
Celustka **
Colman *
Zokora *
Adrian *
Pawel Brozek ?
Burak Yılmaz *
Paulo Henrique
***

Sonradan Girenler
Dk. 44 Alanzinho *
Dk. 63 Mustafa Yumlu ?
Dk. 79 Halil Altıntop ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder