2 Şubat 2012 Perşembe

Giray'dan Sevgilerle

Dün Burak Yılmaz'ın şanssız olduğu gecede Giray Kaçar sahne aldı. Birbirine çok benzeyen iki güzel kafa golüyle takımımıza galibiyeti getirdi. Lapa lapa yağan karın etkisiyle sahada ayakta durmak bile zorken Trabzonspor çok iyi mücadele ederek liderin puan kaybettiği haftada 3 puan kazanarak aradaki farkı 9'a indirdi. Takımımız düne kadar Süper Ligde 23, Şampiyonlar Ligi'nde 8, Avrupa Ligi'nde 1, Türkiye Kupası'nda 1 olmak üzere toplam 33 resmi maç oynamıştı. Ve bu maçların hiçbirinde kafa golü bulamamıştı. Bordo-Mavi'lilerin pigmelerden oluşmadığı aşikarken duran toplardaki bu etkisizliğimizi stoper ve uzun boylu oyuncularımızın yeteri kadar kafa topu çalışmadıklarına bağladık, durduk. Dün çok geç kalmış olsa da 2 tane kafa golü bulduk. Şayet Adrian'ın Inter'e karşı attığı kafa vuruşu direkte patlamamış olsa bugün bunları konuşmuyor olurduk.

Daha geçen hafta lig liderini evine eli boş gönderen Ertuğrul Sağlam'ın talebeleri Trabzonspor'u da yenip playoff yolunda duble yapmak niyetindeydiler. Fakat maçın başından sonuna kadar Trabzonspor'un kontrolünde geçen oyunda yalnızca 2 pozisyon bulup birini gole çevirebildiler. Fransa'nın tüm yaş gruplarında milli olan 21 yaşındaki ön libero Alfred N'Diaye'yi uzun zamandır takip ediyorum. Senegal asıllı futbolcu geçtiğimiz 3 yılda Nancy formasıyla 73 maça çıkmış, sezon başında 2.464.000 Euro karşılığında Bursaspor'a transfer olmuştu. Ertuğrul Sağlam'ın yabancı transfer fiyaskolarından sonra iyi bir seçim olmuş belli ki. Yere sağlam basan, adam eksiltme özelliği olan, iyi bir pasör olan N'Diaye kendini geliştirip Avrupa'nın iyi takımlarından birine transfer olabilir. Bunun yanında Burak Yılmaz'a nefes aldırmayan eski bir Trabzonsporlu Milan Stepanov'a da değinmeden geçemeyeceğim. Süper Ligde Ankaragücü'yle beraber kadrosunda 3 stoper bulunduran iki takımdan biriyiz, Stepanov gibi bir stoper UEFA Avrupa Ligi adına önemli katkılar verebilirdi takımımıza. Sezon başında Ankaragücü'nden transfer edilen Stanislav Sestak'ta dün defansif olarak çok başarılıydı. Ertuğrul Sağlam onu her ne kadar sağ kanada yakın oynatsa da yeri geldi stoper gibi defansa gelip top çaldı. Halil Altıntop'un ilk devre boyunca üstlendiği rolün bir benzerini de Sestak üstleniyor belli ki. Bursaspor analizimi bir soruyla bitirmek istiyorum. Bursaspor transfer komitesi, Sebastian Pinto denen oyuncuyu çok aradı mı acaba?

İYİ
Yurdun dört bir yanını esir alan ağır kış şartları Hüseyin Avni Aker'i de boş geçmemişti dün akşam. Kar her şehre yakışırdı evet ama Trabzon'da bir başka güzel dururdu. Yeşilin Mavi'ye aktığı güzel şehrin insanı Bursaspor maçı için Avni Aker'e akmıştı. Kadını, çocuğu, yaşlısı ve genciyle birlikte. Bordo-Mavi yağmurluklar muhakkak ki taraftarı soğuktan koruyamayacaktı ama onlar soğuğa aldırış etmemekte kararlıydılar. Maç boyunca desteklerini eksik etmediler. Trabzonspor'a geldiği günden beri en efektif oyununu oynayan, içimizden biri Mustafa Yumlu'yu ayakta alkışlıyorum. Oynadıkça özgüveni yükseliyor, dün yine hatasıza yakın oynadı. Defanstan top çıkartırken soğukkanlıydı, uzun topları isabetliydi. Trabzonsporlu futbolcuların sadece ayaklarının değil kafalarının da çalıştığı ispat eden Giray Kaçar'a ne demeli? Çok temiz iki kafa vuruşu yaparak kaleci Carson'u çaresiz bıraktı. Gol sevincindeki hırsı görülmeye değerdi. Serkan Balcı yine iyi günlerinden birindeydi. Her ne kadar yediğimiz golde kanadını boş bırakıp ileri çıkışının etkisi büyük olsa da bindirmeleri, hırsı ve mücadele azmiyle beğeni topladı. Aykut Akgün geçen haftaki pozitif görüntüsünün ardından, Bursaspor karşısında mükemmele yakın bir oyun oynadı. Trabzonspor'a geldiği günden beri en iyi maçını çıkardı diyebiliriz. Colman'ın yine o kötü günlerinden birini oynuyor olması onun sırtına ekstra yük bindirmiş olsa bu yükün altından başarıyla kalkmasını bildi. Bursaspor'un orta saha elemanlarına karşı iyi direndi, pas hatası Colman'ın aksine minimum düzeydeydi. Rakip ceza sahasına girdi, uzaktan şutla şansını denedi, uzun paslarla takım arkadaşlarına pozisyon yarattı. Olcan Adın, geçmiş maçlara nazaran topla daha az buluştu, bazen onu kanatta unuttu Bordo-Mavi'li takım arkadaşları. Top kendisine geldiğinde ise tehlikeli bindirmeler yaparak, rakip oyunculara zor anlar yaşattı. Kaptan Tolga, yediği golde mesafesini iyi ayarlamadığı için sıkıntı yaşasa da son dakikalarda inanılmaz kurtarışlar yaparak yine gemisini kurtardı.


KÖTÜ
Sol bekte görev yapan Marek Cech oldukça etkisizdi. Halbuki ülkesinden dolayı böyle havalarda maç yapmaya alışkın olduğunu düşünmüştüm maç öncesinde. Olcan'ın yalnız kalmasında daha önceki maçlarda sıkça yaptığı atağa çıkışları, bu maçta denememesinin de etkisi vardı. İsteksiz gibiydi, Antalyaspor'la Cumartesi günü yapacağımız maçta ona çok iş düşüyor. Çok daha iyi kapanan bir takıma karşı kanat bindirmelerine mutlaka ihtiyacımız olacaktır. Gustavo Colman dün yine ortası olmadığını gösterdi bize. Bir bakarsınız İnter'e karşı hayatının futbolunu oynar, İtalyanları ve Avrupanın geri kalanını kendisine hayran bırakır, bir bakarsınız iki pası yapamaz Bursaspor karşısında. Mücadele ediyor mu? Evet. Ama çok basit pasları bile takım arkadaşlarına iletememesi rakibi az kişiyle yakalama şansımızı ortadan kaldırıyor. Halil Altıntop ilk yarıda özellikle ikili mücadelelerde ayakta kalan taraftı, güçlü yapısıyla rakipleri ekarte etmeyi başardı. Ama 2.devrenin başından itibaren sahada yokları oynadı ve bu durum Şenol Güneş'in gözünden kaçmadı. Bazı maçlarda kondisyonunun yetersiz olmasından kaynaklanan yarım devrelik oyunlarını görüyoruz. Her ihtimale karşı Paulo Henrique'nin kendisini hazır tutması gerekiyor. Onun da dün yerine girdiği Halil'den pek farkı yoktu.


ÇİRKİN
Dün akşam Burak Yılmaz'ın son vuruşlardaki şanssızlığına hepimiz gözlerimizle şahit olduk. Tam istediği pozisyonlarda defansı peşine takıp kaleciyle karşı karşıya kaldı. Her iki pozisyonu da kaleci Carson ustalıkla kurtardı. Kaçan bu golleri zeminin azizliğine, soğuk havaya veya şanssızlığa bağlayabiliriz. Hatta Burak Yılmaz'ı kaleciyi geçip, topu boş kaleye bırakmadığı için yanlış tercih yapmakla suçlayabiliriz. Fakat hemen 2.pozisyon sonrasında kale arkası tribününden gelen homurdanma ve yuhalama sesleri çirkinliktir, takıma destek değil köstek olmaktır. Burak Yılmaz'ın verdiği tepki de ne kadar duygusal olduğunun bir göstergesi değil midir? Sen Türk Futbolunun en değerli oyuncusuna bir pozisyon kaçırdığı için tepki gösterirsen, sözleşmesi bitince bavulunu alıp bir İstanbul takımına giderken izlersin. Evet, Burak Yılmaz kaybolup gitmekte olan bir yetenek olma yolunda ilerlerken Şenol Güneş'in ve Trabzonspor'un elinden tutmasıyla Avrupa'da piyasası olan bir yıldız forvete dönüşmüştür. Böylesine önemli bir oyuncuyu, üstelik ancak 10 yılda bir gelebilecek bir oyuncuyu haklı ya da haksız herhangi bir gerekçeyle takımdan soğutmaya kimsenin hakkı yoktur. Karadenizliyiz, birden parlarız evet ama Burak Yılmaz bu genetik kodun son kurbanı olursa kafamızı duvarlara çok vururuz, benden söylemesi. Transfer sezonu dün akşam saatlerinde sona erdi. Aldığımız nefes gibi ihtiyaç duyduğumuz stoper transferi sezon sonuna ertelendi. Kadromuz Süper Lig için yeterli olabilir ama Playoff ve Avrupa Ligi maçlarında sağlam bir stoperin eksikliğini hissedebiliriz. Şenol Güneş'in açıklamalarından transfer istediği sonucunu çıkarttım ben, şayet onun isteğine rağmen takviye yapılmıyorsa bu da yönetimin ayıbıdır. Son olarak, bir Torric Jebrin vardı, ne oldu ona?


Oyuncularımızın Değerlendirmesi

Tolga Zengin ***
Mustafa Yumlu ***
Serkan Balcı ***
Giray Kaçar ****
Marek Cech *
Colman *
Aykut Akgün ***
Alanzinho **
Olcan Adın ***
Halil Altıntop *
Burak Yılmaz **

Sonradan Girenler
Dk. 63 P. Henrique *
Dk. 71 Celutska *
Dk. 90 Adrian ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder