30 Aralık 2011 Cuma

Yine Yeni Yeniden

Otorite sadece bilinenler üzerinde kurulduğu için, tanımayanlar doğal düşmanlardır. * Türkiye Futbol Federasyonu'nun FİFA'ya üye olduğu 1923 tarihini kuruluşu olarak kabul edersek, 88 yılın en kötü Yönetim Kurulu ve Başkanı tarafından idare edildiği çıkarımına varabiliriz. İlk zamanlar meyilli diye adlandırdığımız Mehmet Ali Aydınlar ve ekibi, sonrasında bu sıfatla yetinmeyip taraf oldular. Süreç boyunca TFF ve güdümündeki PFDK bir elmanın iki yarısı gibi hareket etmekten çekinmediler. Son derece planlı bir şekilde seçilen yönetim kurulu üyelerinin yanında birilerinin maşası oldukları aşikar olan Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu üyeleri seçildikleri günden bugüne kadar aldıkları hemen hemen her kararda infial yarattılar. Aba altında sopa göstermeyi kendisine amaç bellemiş bu zümre için tehlike çanları çalıyor. Zira artık istifa sesleri daha gür çıkıyor. Galatasaray, Trabzonspor, Orduspor ve son olarak Bursaspor kulüplerinin açıklamaları köşeye sıkıştıklarını gösterir nitelikte.

Avrupa'nın en ağır şike cezalarına sahip olmakla övünen siyasi iktidarın aradan geçen 9 ayda bırakın ağırlığı, şike yapanları ödüllendirme boyutuna varan tutumu sürecin bugüne kadar tersine işlemesine neden oldu. Kişisel fikrim, Futbol Federasyonunun bir karar alma becerisinden yoksun olduğudur. Savcı Mehmet Berk'in, Pierre Cornu ya da Michel Platini'nin sahip olduğu duruştan yoksun olan bu güruhtan daha iyisi de beklenemezdi zaten. Küme düşme ve puan silme cezalarının sezon sonuna erteleneceğini, Şampiyonluk Kupasının esas sahibine teslim edilmesi içinse mahkeme sonucunun bekleneceğini düşünüyorum. Mehmet Ali Aydınlar'ın artık rutine bağlayan yanlışlarına ara ara müdahale etmeye görev belleyen UEFA geçtiğimiz günlerde Gianni Infantino'nun açıklamalarıyla müdahale etti. FİFA'nın yani futbolun temel kurallarını, üzerinden çıkartamadığı formaya göre yorumlayan bu kımıl zararlılarının akibeti hiç iyi olmayacak, tahmin edebiliyorum.

Trabzonspor Kulübünün ödediği maddi ceza bir yana, Sadri Şener'in aldığı hak mahrumiyeti cezalarının toplam süresi ortalama bir yerli teknik direktörün kulüp çalıştırma süresiyle yarışıyor. Yine, yeni ve yeniden ceza alacağı söyleniyor. Sizce de Sadri Şener aşağıdaki fotoğraftaki duruşuyla PFDK'ya malum mesajı vermiyor mu?



* Hakan Günday, Kinyas ve Kayra

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder