13 Nisan 2014 Pazar

Bir Of Güzellemesi

Hazır mevsim Yaz'a dönerken, biraz pozitif ayrımcılık yaparak Trabzon'un en doğudaki ilçesi olan Of üzerine birkaç kelam edelim istedim. 1874 yılından beri eski ismiyle Sarılalioğulları, bilindik adıyla Saral'lar tarafından yönetilen Trabzon ilçesi. Rize'ye 28, Trabzon'a 52 km. uzaklıktadır.  140 yıldır Saral hanedanlığının elinde bulunan, demokrasinin henüz uğramadığı şirin, yeşili bol olan ve iki tarafı yaz kış gürül gürül akan dereler (Baltacı ve Solaklı) tarafından kesilmiş bir yerleşim birimidir.

Son yıllarda gözle görülür bir değişim olsa da Trabzon ve Rize halkı tarafından pek sevilmez bu insanlar, kalıplaşmış bir önyargı oluşmuştur oflulara dair. Cumhuriyet öncesi dönemde, kendi başına buyruk hareket eden (insanları yargılayıp idam edebilen) güçlü toprak ağalarının boyunduruğu altında yaşamışlar yüzyıllar boyunca. İlçede eski rum köyleri de mevcuttur. Hemen hemen her köyün Rumca, Arapça veya Ermenice kökenli eski adları vardır. (Hastikoz, Çifaruksa, Kofçiya, İstavri, Çiheli gibi) Rus işgali sırasında karadeniz boyunca halkın direniş yaptığı tek ilçe Of olmuştur, ofluların kendilerine has özgüvenlerinin bu direnişten kaynaklandığı söylenmektedir. Şöyle ki Anadolu Müdafaasında düşmana karşı sıkılan ilk kurşunun İzmir'de Hasan Tahsin tarafından değil de Of Muharebeleri'nde 1916'da oflular tarafından ruslara karşı atıldığını ve Milli Mücadelenin Of’tan başladığını yazan tarihçi sayısı hiç de azımsanacak kadar değildir. 1916 yılında bölgede bulunan az sayıdaki Osmanlı askerinin yanısıra, Of halkı ve civar kazalardan gelenlerin oluşturduğu milis kuvvetlerinin, düzenli rus ordularına karşı yaptıkları amansız savunma savaşı bugün bile dilden dile dolaşmaktadır. Bu direniş sayesinde Rus birlikleri 21 gün boyunca nehri geçememiş ve bölge hali bu sayede bölgeyi terketme fırsatı bulmuştur. İstiklal marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy bu direnişi şu dizeleriyle methetmiştir;
 

Oflunun ilmi de olsaydı o imana göre, 
Şimdi baştan başa tevhit ile dolmuştu bütün küre.

İlçe merkezinden arabayla yaklaşık 1 saat mesafede olan Uzungöl, Doğu Karadeniz'e gittiğinizde görmeniz gereken yerlerin başında gelir. Vaktiniz varsa tereyağda alabalık ve muhlama yemenizi tavsiye ederim. Temmuz ve Ağustos ayları arasında bir hayli rağbet gören Sultanmurat Yaylasında
Çürük Ortası adıyla her yıl 20 Ağustos’ta düzenlenmekte olan şenliklere binlerce kişi katılmaktadır. Ayrıca ilçe merkezinde belediye binasının karşı çaprazında bulabileceğiniz Nizam Usta Et Lokantası, döneriyle meşhurdur.




Bölge halkı geçimini genel olarak Çay'dan sağlar. Fındık ve özellikle son yıllarda ekimi artan Kivi de tarımla uğraşan bölge halkı için alternatif bir geçim kapısı oluşturur. Mikroklima bir iklime sahip olan bu bölgede karpuz, portakal, mandalina, şeftali gibi birçok meyve yetişebilmektedir. Çay her yıl 3 (iklim koşullarına bağlı olarak bazen 4) kez toplanır. Bir devlet işletmesi olan Çaykur'un yanında birçok özel fabrika bölgede faaliyet göstermektedir. Her ne kadar iklim koşulları elverişli olsa da çay tarımı çok büyük arazileri olan aileler haricindekileri geçindirecek kadar yeterli değildir. Ekonomik sebeplerden dolayı Türkiye'nin ve Dünya'nın çeşitli yerlerine göçmüş onbinlerce Oflu vardır ve genellikle Yaz'ları doğdukları topraklara gelerek ilçe nüfusunu 3'e katlamaktadırlar.

Oflular marjinal kelimesinin tam olarak karşılığını veren insanlardır. 15. yüzyılda uçma girişiminde bulunmalarından, ilçe sokaklarında yürürken yabancı olmanızdan mütevellit uzaydan gelmiş gibi hissettirmelerinden, yayaların yolun ortasından yürüme huylarından, ülkenin en fazla kuran kursu olan ilçesi olması bunlardan yalnızca birkaçı. 


İlçenin uzun yıllardır profesyonel liglerde mücadele eden takımı Ofspor, sıradışı başkanı ve fıkralara konu olabilecek yaşanmışlıklarla gündem yaratmıştır. Halen Ofspor başkanı olan Olcay Saral 2013'ün Aralık ayında taraftarlara bir jest yaparak Eyüpspor maçına "maça giriş bedava" diyerek, Of İlçe Stadyumunun en dolu günlerinden birini yaşamasını sağlamıştı. Bu jeste karşılık tribünleri dolduran Ofspor taraftarlarını maç çıkışında büyük bir sürpriz bekliyordu. Renkli kişiliğiyle bilinen Ofspor başkanı Olcay Saral, maç sonunda etrafını saran taraftarlardan maç biletlerinin parasını istedi ve "ben maça giriş bedava demiştim, çıkış için ücretsiz dememiştim" diyerek herkesi şaşkına çevirdi. Yine Ofspor'un küme düşme tehlikesi yaşadığı bir sezonda Ofspor ile Sinopspor arasında yapılan ve 0-0 biten maçın 88. dakikasında gelişen Sinopspor atağında Mehmet Polat, topu boş kaleye gönderdi. Ancak rakip kale arkasında ısınmakta olan Ofspor'un genç oyuncusu Şenol, sahaya girerek boş kaleye giden topu eliyle önleyerek, takımına bir puanı kazandırdı. Kırmızı kartla cezalandırılmasına rağmen takımına altın değerinde 1 puan kazandıran futbolcu elbette ki ofluydu.

Naçizane tavsiyem, ilçe merkezi yerine köylerine çıkmanız. Karadeniz insanının misafirperverliğini, sizi çay içmeye ya da mütevazi sofralarına davet etmelerini, şivelerini, sırtlarında binbir zorlukla topladıkları yükleriyle cefakar kadınları, renkli gözlü sarışın çocukları, tahta arabaları, kara lastikleri, ilginç minibüs şoförlerini, karayemiş ve likarba (yaban mersini) denen yöreye has meyveleri tanımanız. Unutmadan, yılın 3'te 1'i yağmurlu olan bu topraklarda üşütüp hasta olmamak için yanınıza kalın bir şeyler almayı ihmal etmeyin.