27 Ocak 2013 Pazar

Yolun Sonu

22 Kasım 2009 günü oynanan Kasımpaşa-Trabzonspor maçı tıpkı bugün olduğu gibi 3-1'lik mağlubiyetle sonuçlanmış, Hugo Broos gidip Şenol Güneş gelmişti. Bugün tarih yine tekerrür etti, yine Yılmaz Vural yönetiminde olan bir takım, aynı skorla Bordo-Mavi'li ekibi mağlup etmiş, Şenol Güneş için yolun sonu gelmişti.

3 Yıllık Şenol Güneş döneminde 1 Süper Lig Şampiyonluğu, 1 Türkiye Kupası ve 1 Süper Kupa kazandı Trabzonspor. Geldiğinde Ersun Yanal'ın kurduğu takım Hugo Broos'un kısa yönetiminde afallamış fakat sonrasında Şenol Hocayla birlikte yükselişe geçmişti. Şanlıurfa'da oynanan Türkiye Kupası finalinde Fenerbahçe'yi 3-1'le geçip Kupanın sahibi oluyordu ve aradan 3 ay geçtikten sonra bu kez Ligi Şampiyon bitiren Bursaspor'u 3-0'la safdışı bırakıyor ve Süper Kupa'yı müzesine götürüyordu.

2010-2011 Sezonu, potansiyeli çok yüksek olan kadronun iyi futboluyla toplanan 82 puanla neticeleniyordu. Trabzonspor 7.kez Süper Lig Şampiyonu olurken, ezeli rakibi saha dışında çok çetin mücadeleler vererek ancak aynı puanı toplayabiliyordu. Fakat şampiyon kadro hem başkanın hem de teknik heyetin kötü adam yönetimi sebebiyle bir çırpıda dağılıyor, Trabzonspor silbaştan kadro kurmak zorunda kalıyordu.


2011-2012 Sezonunda direkt olarak Uefa Şampiyonlar Ligi gruplarına katılan Son Şampiyon, yeni kurulmuş kadrosuna rağmen iyi mücadele ediyordu. Topladığı 7 puanla ilk kez Şampiyon Ligi'nde yarışmasına rağmen son grup maçının son saniyesine kadar 2.Tur iddiasını sürdürüyordu. İtalyan&Rus işbirliğinin oyununa kurban giderek yoluna Uefa Avrupa Ligi'nde devam etti Bordo-Mavililer. Avrupa Ligi'nde karşısında çıkan PSV'ye direnemeyen Trabzonspor Süper Final sonucunda Ligi 3.bitiriyordu.

Bu sezonun başında takımın kadrosu yine, yeni ve yeniden değişiyor, Şenol Güneş elde olmayan nedenlerden dolayı sıkıntıya giriyordu. Sadri Şener ve kurmaylarının özellikle iç ve dış transfer noktasındaki becerisizlikleri doğrudan doğruya Şenol Hocayı etkiliyordu. 2011-2012 Sezonunda dillendirmeye başladığı Trabzonspor'dan ayrılma durumu artık yalnızca kendisi tarafından ifade edilmiyordu. 19 Hafta Sonunda Süper Ligde toplanan 24 puan çoğu Trabzonspor taraftarı gibi onu da tatmin etmemiş, 27 Ocak 2013 Pazar günü Trabzonspor'dan belki de son kez ayrılmıştı. Ona yaptığı fevkalade hizmetlerden ötürü teşekkür ediyorum, her zaman Trabzonspor camiasının kanaat önderlerinden biri olacaktır şüphesiz. Yolu açık olsun...


20 Ocak 2013 Pazar

Hezimetin Böylesi

Takım Ruhu denen şey Trabzonspor için bir Anka Kuşu'ndan farksız şu an. Herkes ne olduğunu biliyor ama malesef henüz gören olmadı. Muazzam hakem hatalarını, yanlış teknik direktör seçimlerini bir kenara bırakalım, Trabzonsporlu futbolcuların bu kadar ruhsuz ve yenilgiyi kabullenmiş bir görüntü çizmesini aklım almıyor. Tepkisizlik bu sezon futbolcularımızın en belirgin özelliği olmuş durumda. Trabzonspor bu akşam ezilerek yenilmiştir. Başta Alanzinho'dan ön libero yapmaya çalışan Şenol Güneş, sempatik gülümsemesi ve ani çıkışlarını transfer döneminde pek göremediğimiz Sadri Şener ve 'Gadromuz Yederli' deyimini hayatımıza sokan Nevzat Şakar olmak üzere Trabzonspor formasının ağırlığını kaldıramayan futbolcu tayfası suçludur. Şu an Bordo-Mavi'li takımımızın küme düşme hattının çokta uzağında olmamasının sebebi bu topyekün başarısızlıktır.

Rakip takım KDÇ Karabükspor ilk 11'inden 7 kişi eksik olmasına rağmen, çok fazla zorlanmadan istediğini aldı ve gitti. Mesut Bakkal'ı takımın başına getirdikten sonra iyi bir ivme yakalayan Karadeniz Ekibi aynı tarifeyi deplasmanda İstanbul'un iki sarışınına uygulamıştı fakat kadrosunda bu denli eksikler yoktu. Her transfer döneminde transferleri kampa yetiştiren, titiz ve detaycı çalışma anlayışıyla Türk Futboluna yeni bir soluk getiren Sadri Şener ve ekibi eseriyle gurur duyabilir. Lakin taraftarın yani karşılıksız seven bizlerin yaşadığı acının, hayal kırıklığınının çeyreğini anlayabilir mi? İşte orası muamma.

İYİ
Bugün Hüseyin Avni Aker stadyumunda olmayan şeylerden biriydi 'İYİ'lik. Penaltı, Kırmızı Kart, Sarı Kart, Hakem Hatası ve bolca Gol vardı fakat performansıyla fark yaratan bir Trabzonspor futbolcusu yoktu. Vasat diyebileceğimiz futbolcular ise takımın en isteklisi olan Vittek ve biraz da yorulana kadar Alanzinho ve Sapara'ydı.



KÖTÜ
İzlediğim en kötü Onur performanslarından biriydi. Önündeki 4'lü defansın şuursuzluğuna ortak oldu, beklentilerin çok altında kaldı. Serkan Balcı maçın en kötüsüydü. Zeki Yavru'nun kabahati İstanbul takımından değil de 1461 Trabzon'dan gelmiş olması sanırım. Böylesine bitik, ruhsuz bir futbolcuyu yakın zamanda görmemişti gözlerim. Gördüğü Kırmızı Kart'la performansını taçlandırdı. Celutska ve Yumlu ikilisi yediğimiz gollerde hatalıydı, sürekli rakip hücumcuları kaçırdılar. Emerson ilk devre biraz daha derli toplu gözükse de maçın ikinci yarısıyla beraber genel havaya uydu.

Adrian maç boyu her an oyuna girebilir, tek bir vuruşuyla bizi maça ortak edebilir diye düşündüm ama nafile. O da kopmuştu maçtan, pek top almadı, rakip orta saha oyuncuları arasında kayboldu. Olcan Adın kanat bindirmeleri ve sürekli çalım yapmak üzerine kurulu futbol anlayışını biraz da kollektif futbol anlayışına çevirse yerinde olacak. Son seçimlerinde sürekli egosu ağır basıyor çünkü. Yasin Öztekin 10 haftadır kayıp, bugün de onu gören olmadı. Bulanların insaniyet namına kulüple iletişime geçmesini rica ediyorum. Sonradan oyuna giren Aykut Akgün ve Marc Janko hiçbir varlık gösteremediler.


Gelelim zurnanın zırt dediği yere. Şenol Güneş hala daha Alanzinho & Sapara ikilisinden ön libero yapmaya çalışıyor ama olmaz hocam. MP Antalyaspor ve Mersin İdman Yurdu gibi göbeği yumuşak olan takımlara karşı bu ikiliyi oynatabilirsin. Fakat Yiğit İncedemir ve Birol Hikmet gibi sert ve basan oyuncular senin oyununu bozar, topun hakimi olamazsın. Bu basit gerçeği gözden kaçırmış olmana inanamıyorum. Uzun zamandır oynadıkları futbol ve kafa yapısı olarak görünürde olmayan Yasin ve Serkan'ı ilk 11'de başlatman bir hata, yenik durumda olmana rağmen 2. Devre Aykut'u oyuna sürmen başka bir hata. Bu tarz maçlarda duran, bekleyen kule santraforun yanına Emre Güral gibi hareketli, uzaktan şut becerisi olan oyuncuları kullanmak gol atmayı kolaylaştıran etkenlerden biridir. Fakat Şenol Güneş Janko'yu da Vittek'in yanına alarak skorun tescilini daha 80.dakikadan yapmıştı bile. 

Şenol Güneş'in özrü kabahatinden de beter maç sonu açıklamaları ise üzüntü vericiydi; "Rakibimizin nasıl oynayacağını biliyorduk. Yeteneğimiz var ancak olmuyor. Tam bir kontraatak takımı Karabükspor ve bu yönde oynuyorlar, yediğimiz gollerde bu şekilde gerçekleşti. Zemin konusunda da önemli sıkıntı yaşadık. Biz topa sahip olmak istedik ancak Karabükspor bize izin vermedi."

ÇİRKİN
Maçın ilk golünde, bir buçuk metrelik ofsaytı gör-e-meyen Bahattin Duran, verdiği ve vermediği kararlarla Trabzonspor antipatisinin artarak devam ettiğini ispatlayan Cüneyt Çakır gecenin gizli kahramanlarıydı. Fakat onlardan ziyade, dirsek yiyen, dövülen takım arkadaşına yardıma koşmayan, buz gibi ofsayt kararına itiraz etme zahmetinde bulunmayan bir futbolcu kadrosundan verim alınamaz. Tek ve gerçekçi hedefi Ziraat Türkiye Kupası'nı almak olmalı bu takımın. Oldukça zahmetli geçecek bu süreç sonunda çelik gibi sinirlere sahip olan bir taraftar grubu bile çıkabilir ortaya.

Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Onur *
Serkan Balcı ?
Mustafa Yumlu *
Celutska *
Emerson *
Alanzinho **
Adrian *
Sapara **
Olcan Adın *
Yasin Öztekin ?
Robert Vittek **

Sonradan Girenler
Dk. 46 Aykut Akgün ?
Dk. 62 Gustavo Colman *
Dk. 80 Marc Janko ?

13 Ocak 2013 Pazar

Karanlıktan Aydınlığa

Son yıllardaki baş belamız Antalyaspor'u deplasmanda devirmek, üstelik alışılagelmişin aksine pozitif bir futbol oynayarak mağlup etmek önemli bir gelişme takımımız adına. Maçı hak eden, attığı ve atamadığı gollerle, ayağa pas oynamak isteyen anlayışla önce çıkan takım Trabzonspor'du. Üstelik Süper Lig'in ilk yarısının aksine hem oyuna giren isimler hem de değişikliklerin zamanlaması başarıyı getiren etkenlerden biriydi. Ünal Karaman'ın yedek kulübesine hemen Şenol Güneş'in yanına gelmesi ilk maçtan meyvesini vermiş oldu böylelikle. Toplam 12 Sarı, 2 Kırmızı Kart, filelere gönderilen 5 gol, gidip gidip gelen heyecan dolu bir Ziraat Türkiye Kupası maçını geride bıraktık. Mehmet Özdilek, nam-ı diğer Şifo Mehmet oyuncularına ikili mücadelerde sert oynanmasını iyice tembihlemiş anlaşılan, pozitif futbol anlayışından uzak, sistemi olmayan bir takım hüviyetindeydiler bu akşam. Ligde İkinci Devrenin başlamasıyla birlikte düşüşe geçeceklerinden şüphem yok.

Birkaç gün önce oynadığımız Beşiktaş maçında sinyallerini aldığımız olumlu görüntü bu akşam daha da netleşti. Kazanılan 3 puan Ziraat Türkiye Kupası B Grubu liderliği açısından çok önemli bir kazanımdı. Ters eşleşmede Fenerbahçe'nin olduğu A Grubunu 2.bitirecek takımla Yarı Finalde karşılaşmak şüphesiz Kupa Finali adına önemli bir avantaj olacaktır. Çok değil yalnızca 3 gün sonra Mersin İdman Yurdu deplasmanına çıkacağız. Kendine çok güvenilen ama ilk fırsatta gemiyi terkeden Giray Bulak'ın takımı oldukça sıkıntılı. Giden oyuncular da çok fazla gelenler de Mersin cephesinde. Adrian'ın yokluğunda alınacak 3 puan, gruptan çıkmamızı çok kolaylaştırır.



İYİ
Adrian sürekli yükselen formu, her maçta biraz daha artan özgüveni. Top ona geldiğinde o kadar rahat ki, sanki yıllardır bu takımı tek başına sırtlıyor. Attığı ilk gol güzel paslaşmaların sonucunda çaprazda olmasına rağmen muazzam bir son vuruşla gelmişti. Tevfik Gürrü Sır Stadyumunda olmasa bile gelecek haftalarda takımın en büyük kozu olmaya devam edecektir. Tita, Emrah, İsaac ve Diarra gibi hızlı hücum oyuncularına karşı defansif pozisyonda görevlendirilen Alanzinho oldukça verimliydi. Hızını defansif olarak iyi kullandık, hücuma çıkışlarda bize yön veren isimlerden biriydi. Zokora ve Colman'ın yokluğunda göbekte görev alan Sapara'da önemli işler yaptı. Pas oyununda onu kullanmak mantıklı, kaçırdığı penaltı oyununu gölgelemedi.

Sonradan oyuna gire Emre Güral'ın becerilerini fark etmeyen olmamıştır sanırım. Yalnızca şutör kimliğiyle değil pasör özelliğiyle de kendini gösterdi bu akşam. Son derece rahat adam eksiltebilen ve tekniğiyle dikkat çeken gurbetçi oyuncu daha fazla forma şansı bulmayı hak ediyor. Emre gibi sonradan oyuna giren Colman ve Vittek'te iyi işler yaptılar. Colman soğukkanlılığı ve ayağa paslarıyla, Vittek çabuk oynamaya çalışması ve kollektif futbol anlayışıyla katkı verdi. Bir parantez de Esmer Çocuğa açalım, hoşgeldin hocam, yuvana hoşgeldin. Senin gelişin karanlıktan çıkıp aydınlığa kavuşmamızı kolaylaştıracak şüphesiz.



KÖTÜ
Tolga bugün formunda değildi. Kaptan maça iyi konsantre olamamış belli ki, rakibin geldiği nadir pozisyonlarda kalesinde 2 gol gördü. Mustafa Yumlu günün kötü isimlerinden biriydi. Özellikle Isaac'ın attığı kafa golünde büyük hata ondaydı, ne yapmaya çalıştığını anlayan var ise eğer beri gelsin. Serkan Balcı'nın Zeki Yavru'nun gelişimi önündeki en büyük engel olduğunu söylemekten dilimizde tüy bitti ancak Şenol Güneş'in ondan vazgeçeceği yok, çekecek çilemiz var anlaşılan. Halil Altıntop verimsizdi, gereksiz Şenol Güneş ısrarı onu ve futbolunu günden güne bitiriyor. Janko ona nazaran daha çok oyundaydı fakat onun da son vuruşları istenilen düzeyde değil henüz.

ÇİRKİN
Hüseyin Göçek, düz mantık giderek açıklamaya çalışalım. Adrian benim görebildiğim kadarıyla 2 kez faul yaptı ve bu hareketlerin karşılığı olarak 2 sarı kart oldu. İkinci faule diyeceğim yok ama ilk sarı kart çok ucuzdu, benzer pozisyonlar her maç 10 kez yaşanıyor. Rakip takım ise iki kez bariz gol şansının kesildiği pozisyonlar sonucu bize 2 penaltı kazandırdı ama tek bir sarı kart görmedi. İki net Kırmızı Kart pas geçildi. Artniyet aramayayım, kendimi şartlamayayım diyorum ama her hafta yeni hakem rezaleti çıkıyor karşımıza, toparlanmalı artık Türk Hakemleri.


Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Tolga *
Serkan Balcı *
Mustafa Yumlu *
Celutska **
Emerson **
Alanzinho ***
Adrian ****
Sapara ***
Olcan Adın **
Halil Altıntop *
Marc Janko *

Sonradan Girenler
Dk. 61 Emre Güral ***
Dk. 69 Gustavo Colman **
Dk. 81 Robert Vittek **