30 Ekim 2011 Pazar

Huzurlarınızda Halil ALTINtop

Süper Lig'de şampiyon olmuş takımlar haricindeki en zorlu deplasmanlarından birine konuk oldu dün akşam Karadeniz Fırtınası. Burak ve Zokora gibi takımın en önemli dişlilerinden iki tanesini Trabzon'da bırakarak üstelik. Kafalar hafta içi oynanacak Şampiyonlar Ligi maçında olmasına rağmen, Halil uzatmanın son dakikasında tamamen kendi kişisel çabalarıyla yarattığı golle takımının sahadan 3 puanla ayrılmasını sağladı.

Spor Toto Süper Lig'de üstüste kaybedilen puanların ardından ilaç gibi geldi tek gollü galibiyet. Pawel Brozek'in alışılagelmiş vasat oyununa sağ bekte görev yapan Celutska'nın isteksiz mücadelesi eklenmişti bu sefer. Rakip Gaziantepspor çok tehlikeli gol silahlarına sahipti, nitekim 2 topları da direkten döndü fakat çok fazla pozisyon üretemediklerini, defans hattımızın önceki maçlara nazaran daha az hatayla oynadığını söylemek yanlış olmaz.

Kalede görev yapan kaptan Tolga Zengin önceki maçlara nazaran kritik hata yapmadı, direkten dönen toplarda yapacak bir şeyi yoktu, golde olsa herhangi bir kalecinin yiyeceği türden kaliteli vuruşların sonucunda gol yemiş olacaktı. Defansın solunda görev yapan Marek Cech'i kendi adıma özlemiştim. Özellikle ilk yarıda sol kanadı Halil'le birlikte muazzam kullandılar ve devre boyunca gerçekleştirdiğimiz tüm kanat ataklarında katkıları vardı. Önemli pozisyonlarda iyi ve zamanında müdahaleler yaparak rakip atakların olgunlaşmasını engelledi. Glowacki önceki maçlardaki hatalı oyunlarına göre daha iyi bir maç oynadı fakat bazen yaptığı acemiliklerle taraftarların yüreğini ağzına getirdi. Devre arasında onu yedek kulübesine mahkum edecek bir yabancı stoper bu takım için kesinlikle şarttır. Giray göbekteki partnerine nazaran daha iyiydi, duran toplarda Celutska'yla beraber ileri çıkıp gol aradılar fakat kafa vuruşlarındaki beceriksizlikleri erkenden sonuca gitmemize mani oldu. Sağ bekte oynayan Celutska, Trabzonspor'a geldiği günden beri en etkisiz maçlarından birini çıkardı. İlk yarı hemen hemen hiç kullanamadık sağ kanadı. %100'lük bir kafa vuruşunu cömertçe harcadı. Sanırım yoğun tempo onu da etkilemiş.

Serkan Balcı sezonun en kaliteli maçını çıkardı. Geçtiğimiz sezonlardan aşina olduğumuz hızlı, sürekli mücadele eden oyun yapısını dün bir kez daha gösterdi. Göbekte görev yapan Aykut'la iyi anlaştı, az pas kaybı yaptı ve sağ kanattan gelişirdiğimiz ataklarda katkı sağladı. Neredeyse aylardır onun hakkında tam bir kanaate varmak için 90 dakikalık bir maçını izlemeliyiz dediğim Aykut Akgün dün beni mahcup etmedi. Hızlı, güçlü fiziğiyle çok iyi bir kesici olan Aykut, Serkan Balcı'ya yaptığı müthiş uzun pasla, şans verilirse hocasını mahcup etmeyeceğinin mesajını verdi. Colman ve Zokora'nın alternatifi yoktur diyenlere selam gönderdi dün akşamki kusursuza yakın oyunuyla. Colman vasata yakın oynadı, yine mücadele etti ama basit top kayıpları yapmaktan da geri durmadı. Önde oynayan Adrian duran toplardaki becerisini oyunun geneline yaymakta başarı gösteremiyor bir türlü. Kondisyonu kesinlikle 90 dakikayı çıkaracak yeterlilikte değil. Kesik kesik oynuyor ve malesef '10' numarayı kaldıracak formu yakalamış değil.


Golü yoktan var eden Halil mükemmel bir ilk yarı oynadı, ikinci devre de tam oyun başladığı gibi bitecek derken devreye girip golü taştan çıkardı ve Trabzonspor formasıyla resmi maçlardaki ilk golüne kavuştu. 90 Dakika boyunca mücadele eden, işin defansif kısmının hakkını veren en az Umut kanat faydalı bir futbolcu. Alman disipliniyle yetişmesi ve topu iyi saklayabiliyor olması da cabası. Bu açılış golüyle birlikte devamının geleceğini düşünmek pek hayalcilik olmaz. Sezonun hayal kırıklığı Pawel Brozek ve henüz oynama fırsatı bulamayan müzmin sakat ikizi Piotr Brozek'lerin devre arasındaki akıbetleri şimdiden belli bana göre. Oyunun seyrini değiştirecek meziyette olmayan, hücum presi yapmayan, topu bekletip takımın hücuma çıkmasına yardımcı olacak yeteneklerin yakınından geçmeyen Polonyalı Milli Forvet belki Süper Lig'de başka takımlarda başarılı olabilir ama Şampiyonlar Ligi'nde mücadele eden Trabzonspor'un ayarında değil. Umarım Şenol Güneş ve kurmayları devre arası transferleri için şimdiden çalışmalara başlamıştır. Ve yine umarım CSKA Moskova'yı mağlup edip, evine eli boş gösterme başarını gösterebiliriz. İyi haftalar...


Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Tolga Zengin **
Giray Kaçar **
Glowacki *
Cech ***
Celutska *
Serkan Balcı ***
Colman **
Aykut ***
Adrian *
Halil Altıntop ***
Pawel Brozek *

Sonradan Girenler
Dk. 64 Alanzinho *
Dk. 78 Paulo Henrique **

26 Ekim 2011 Çarşamba

Lastik Patladı, Sistem Tepetaklak

10 günde 3 maç oynadığımız bir tempoda bazı futbolcuların teknik direktörümüz Şenol Güneş tarafından dinlendirilmesi ne kadar normalse, duran toplar hariç sahada gözükmeyen Adrian dururken tek kanat oyuncumuz Volkan Şen'in kenara alınması o kadar anormaldi.

Antalyaspor kalemize sadece 3 kez gelebildi fakat 2 kez topu filelerimizde gördük. Mehmet Özdilek'in 90 dakika savunma mantalitesi yine değişmemişti fakat oyuncuları dahil hiç kimse ilk 26 dakikada Avni Aker deplasmanında 2-0 öne geçeceklerini hayal etmemiştir. Böylesine zorlu bir deplasmanda çok erken öne geçen takımlar genelde psikolojik olarak arkalarına yaslanıp oyunu kendi alanında kabul ederler. Hal böyle olunca, çok kötü bir ilk yarı oynayan Trabzonspor, devre arası motivasyonuyla birlikte çok çok iyi bir 20 dakika oynadı. Zokora'nın oyuna dahil olması takımı tekrar maça döndürdü. Orta sahada topa hakim olduk, rakip kaleyi ablukaya almamız uzun sürmedi. Sezon başında Maestro Zokora'nın transferindeki en önemli ve belki de tek handikap olan çok kart görme huyundan bahsetmiştik, bugün gözlerimizde de görmüş olduk. Pek huyu olmayan bir şekilde Deniz'i biçmesi net sarı karttı. Frikik pozisyonunda ise Hakem, oyunu devam ettirirken yan hakemin uyarısıyla oyunu durdurup 2.sarıyı ve Kırmızı kartı vermesi takımımızın kalan dakikaları 10 kişi tamamlamasına neden oldu. Bu Kırmızı Kart Suat Arslanboğa'nın penaltı pozisyonundaki kararına da sirayet etti, çünkü 2. Sarı Kart yanlıştı.

Şenol Güneş'in özellikle Serkan ve Volkan'la sağ kanadı iyi kullanmaya başladığımız dakikalarda, sahada gezinen ve kesinlikle 90 dakikalık kondisyonu olmayan Adrian dururken iyi bir maç çıkaran Volkan Şen'i oyundan alması tam bir hayal kırıklığıydı. Sadece ikinci yarıda 7-8 atağı bu kanattan geliştirdiğimizi, Volkan oyundan çıktıktan sonra oradaki hakimiyetimizi yitirdiğimizi gözönüne kalırsak puan kaybından sorumlu insanların başında Şenol Güneş geliyor diyebiliriz.

Kalede -hiç hatırlamak istemediğim- eski günlerine dönüş sinyalleri veren Tolga'nın dinlendirilmesi gerekiyor. Özellikle zirve yarışından kopmama adına Gaziantepspor deplasmanında mücadele vereceğimiz Cumartesi günü öncesinde. Serkan, Volkan'la iyi anlaşıyor fakat geçen sezonki kanat bindirmelerinden sadece 1 tanesini görebildik bu akşam Avni Aker'de. Giray ve Glowacki bugün defans kurgusunun en zayıf halkalarıydı. Özellikle Polonyalı Stoper'in Deniz'in attığı goldeki inanılmaz hatası beni hayal kırıklığına uğrattı. Hemen hemen her yazımda belirttiğim üzere Glowacki yabancı kontenjanının boşa harcandığı bir stoper oyuncusudur. 3 Kulvarda mücadele eden Trabzonspor'un ilk 11 oyuncusu değildir. Ferhat geçen sezonkinden daha diriydi, önemli atakları kesti, maç eksikliğinden kaynaklanan basit top hataları yapması tek eksi yönüydü.

Sapara'nın sağlıklı bir değerlendirme yapılacak bir süre oyunda kaldığına inanmıyorum. Esasen bir 90 dakika çıkarmadan onun hakkında önyargıya kapılıp, olumsuz bir izlenim vermek hiç istemiyorum. 35. Dakikada oyundan alınırken yaşadığı hayal kırıklığını az çok tahmin edebiliyorum. Yerine oyuna giren Halil yine iyi mücadele etti. Fakat kale önünde dokunamadığı iki net pozisyon var ki, birine dokunabilse kahraman olabilirdi. Colman yine maçın belirli bölümlerinde iyi oynadı. Bu performansı bir devreye yayabilirse takıma çok şey kazandırır. Zokora Kırmızı Kart görene kadar takımın en iyilerinden biriydi. Oyunda kaldığı 30 dakikada çnemli işlere imza attı. CSKA Moskova maçında takımın en iyilerinden biri olacaktır yine.

Alanzinho yine yokları oynadı. Geçen sezon Jaja'nın stepnesi olarak işini bir hayli iyi yapıyordu. Oyuna sonradan girdiği maçların son 15-20 dakikasında yorgun rakip defans oyuncuları arasında at koşturuyordu fakat işler değişti. Kapasitesinden çok daha fazlasını beklemek onu da taraftarı da üzer, üzecektir. Adrian'ın maça ağırlığını koyduğu, yeteneklerini sergileyip bir '10' numara gibi oynadığı maçına henüz şahit olmadım. İnşallah en kısa zamanda beni utandırır.

Burak Yılmaz'ı nazar etmekten çok korkuyorum. Dualarım en çok onunla, sakatlıklar, kartlar ve kötü şans ondan uzak durur inşallah. Onun yokluğunu bu takım hiç ama hiç kaldırmaz. Gaziantepspor deplasmanında ona yine çok iş düşecek. Yılmayacak, bunu hepimiz biliyoruz...


Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Tolga Zengin *
Giray Kaçar *
Glowacki *
Ferhat **
Serkan Balcı **
Colman **
Sapara *
Alanzinho *
Adrian *
Volkan Şen **
Burak Yılmaz ****

Sonradan Girenler
Dk. 35 Halil Altıntop **
Dk. 46 Zokora **
Dk. 75 Pawel Brozek ?

11 Kişi Defans

Bir çok futbol yorumcusuna göre gelecek vaat eden yerli teknik direktörlerden biri Mehmet Özdilek nam-ı diğer Şifo Mehmet. Beyefendi duruşunu bozduğu Türkiye -İsviçre maçında Behrami'ye taktığı çelme ve akabinde sarfettiği 'Kendime yakıştıramadım.' sözleriyle gündeme oturmuştu.

Kırmızı-Beyazlı Akdeniz takımına bir futbol mantalitesi ve kimlik kazandırdığını söylemek hiç yanlış olmaz. Potansiyel asansör takım hüviyetinden kurtarıp, ligin zorlu deplasmanlarından birine çevirdi Antalya'yı. Ama halen Ziya Doğan felsefesinden kurtarabilmiş değil kendini. Elinde önemli hücum silahları olmasına rağmen, fuutbolun güzelliği adına hiçbir şey veremeyen, 90 dakika savunma yapan bir takım oldu Antalyaspor. Bugün yine bu dizinin bilmem kaçıncı bölümünü hep birlikte izleyeceğiz. Ben çok sıkıldım bu durumdan, sizler sıkılmadınız mı?

23 Ekim 2011 Pazar

Futbol Kötü Sonuç İyi

Bursa Atatürk Stadyumu Süper Ligdeki her takım için zorlu bir deplasmandır. İşte bu yüzden oyuna hükmetmeden, hücum adına pek bir şey yapmadan alınmış bir puan başarı sayılabilir. Üzerinde düşünülmesi gereken konu ise Volkan Şen hariç kanatlardan hücum yapmamızı sağlayacak, top getirecek hiçbir futbolcumuzun olmayışı. Dün sahada Sadri Şener'in (?) tasarrufuyla Volkan Şen'in olmaması tüm hücum atraksiyonlarımızın önüne geçti. Volkan'ın, Sercan'ın Galatasaray formasıyla Bursaspor'a karşı 1 hafta önce oynadığı kötü futbolun benzerini oynayacağını, stadyumdaki Bursaspor taraftarından tepki alacağını düşünerek böyle bir tasarruf yapılmışsa bile mantıklı gelmiyor. Profesyonel futbolcular, Sadri Şener kadar duygusal bakmıyorlar futbola.

Durum bu kadar vahim olunca
gol atma şansımız, yetenekli ayakların kişisel çabalarına kalmıştı. Süper Lig'in en formda oyuncusu Burak Yılmaz yine umutların tükenmeye başladığı anlardan birinde kendi kişisel çabalarıyla yoktan var ettiği pozisyon sonucunda penaltıyı, akabinde golü takımımıza kazandırdı. Kalede Tolga Zengin'in konsantrasyon sorunu, orta alanda Colman'ın bölüm bölüm kaptırdığı kritik toplar, Serkan'ın geçen sezonki ritminden çok uzakta olması, Zokora'nın şimdiye kadar hiç dinlendirilmemesinden kaynaklanan kondisyon sıkıntısı, Halil'in Trabzonspor'daki en kötü maçlarından birini oynadığı bir mücadelen, üstelik Bursa deplasmanından alınan 1 puan kazançtır. Alanzinho maçın en etkili ismiydi. Nadiren de olsa sahada 90 dakika kaldığı maçlarda kendini gösterme şansı bulabiliyor. Ancak tıpkı Colman gibi gereksiz top kayıpları yapmadığı sürece devamlı oynama şansı bulabilir.

Çarşamba günü Avni Aker'de geçen sezon ki belalımız, gol yollarında devamlı sıkıntı yaşadığımız Mehmet Özdilek'in Antalyaspor'uyla karşılaşacağız. Şifo Mehmet futbolcularını beraberlik için oynatacak, zaten sıkıntılı olduğumuz hücum yollarımızı iyice kilitleyecektir. Dikkatli ve sabırlı oynamalıyız. Henrique'nin durumu şu an için net değil, o nedenle Halil ve Volkan'ın kanatları iyi kullanması gerekiyor. Çarşamba günü zorlu bir mücadele oynadıktan hemen sonra Cumartesi günü Gaziantepspor deplasmanına gideceğiz. Belki bu iki maçtan da önemli olan CSKA Moskova mücadelesini ise sonraki Çarşamba günü yine sahamızda oynayacağız. Önümüzdeki 2 maçta bazı oyuncularımız Şenol Güneş tarafından dinlendirebilir, puan kaybı yaşayabiliriz ama alışık olmadığımız bu yoğunluktan en az zararla çıkmamız, her iki kulvarda da iddiamızı sürdürmemizi sağlayacaktır.



Oyuncularımızın Değerlendirmesi

Tolga Zengin *
Giray Kaçar **
Glowacki **
Celustka **
Serkan Balcı *
Colman **
Zokora **
Alanzinho ***
Adrian **
Halil Altıntop *
Burak Yılmaz ***

Sonradan Girenler
Dk. 62 Pawel Brozek ?
Dk. 62 Mustafa Yumlu ?
Dk. 74 Ferhat Öztorun *

21 Ekim 2011 Cuma

Sen Kimsin?

pkklı bir terörist Mehmetçiğe soruyor; "Sen Kimsin?" diye.

Mehmetçik cevap veriyor; Ben kim miyim? Ben kainatın Efendisinin (S.A.V) övgüsüne mazhar olmuş... Ben tarihinde 125 devlet 16 İmparatorluk Kurmuş... Ben 5.000 yıllık tarihinde 50 yıl tutsak kalmış 50 yılda 250 ayaklanma yapmış... Ben korkusundan binlerce kilometre duvar örülmüş... Ben karadan gemiler yürütmüş çağ açıp kapatmış... Ben Dünyaya boyun eğdirmiş... Ben öldü dendiğinde dirilmiş... Çanakkale'de yedi düveli denize gömmüş bir Türk evladıyım...

Ben Oğuz Kağan'ım... Ben Metehan'ım... Ben Alparslan'ım... Ben Fatih Sultan Mehmed'im... Ben Yavuz Sultan Selim'im... Ben Kanuni Sultan Süleyman'ım... Ben Mustafa Kemal'im, peki ya sen kimsin?

18 Ekim 2011 Salı

Defansın Çöküşü

Sezon başlangıcından beri Egemen Korkmaz'ın eksikliğini en çok hissettiğimiz mücadele CSKA Moskova maçıydı. Defans hattımız seri, atak başlangıçlarını sezip ona göre müdahele yapabilen bir stopere sahip olmadığı için bugün Şampiyonlar ligindeki ilk mağlubiyetimizi aldık.

Maç öncesi Trabzonsporlu oyuncular bile bu kadar pozisyona girebileceklerini düşünmemişlerdir muhtemelen. Evsahibi CSKA için tamam mı, devam mı maçı niteliğindeki bu karşılaşmayı kazanmak çok önemliydi. Amaçlarına ulaştılar, Trabzonspor için Şampiyonlar Ligi, Avni Aker'deki CSKA maçıyla yeniden başlamış olacak. Burak Yılmaz'ın da dönüşüyle, ağır Rus defansını geçmek bugün olduğu gibi zor olmayacak.

Transfer döneminde özellikle stoper mevkisine yapılmayan takviyenin takımımızın başına çorap öreceğini kestirmek hiç zor değildi. Fiziğinin verdiği avantajla stoper mevkisinde yararlı olan Giray'ın -bugün sezonun en kötü futbolunu oynadı- yanına daha hızlı bir partner bulmamız gerekirken, tıpkı Giray gibi ağır bir stoper olan Glowacki'yle yola devam etme kararı aldık. Yoğun takvimde nispeten yaşlı olan Glowacki'nin kondisyon sıkıntısı yaşayacağı dönemlerde ise ancak alternatif olabilecek Mustafa Yumlu'yla beraber o bölgeyi kapatmayı planladık. Şenol Güneş'in isteği karşılık görmeyince, çok zor anlarda Celutska'yı o bölgeye kaydırmak üzere takım içerisinden alternatifler yaratarak, 3 kulvarda mücadele edecek bu takım için dinamitin fitilini ateşlemiş oldu Trabzonspor Yönetimi.

Love ve Doumbia'dan oluşan CSKA Moskova hücum hattı, hızı ve çabucak adam eksiltme özelliğiyle stoperlerimize ve kanat beklerimize zor anlar yaşattı. Aslına bakarsanız orta sahanın kontrolünü hiçbir zaman rakibe kaptırmadık fakat amatörce evsahibine teslim ettiğimiz topları kalemizde gol olarak görmemiz uzun sürmedi. Zokora'nın özellikle 2.devre kaptırdığı basit toplara Colman'ın maç boyu sürdürdüğü düşük pas yüzdesi de eklenince mağlubiyet kaçınılmaz oldu.

Sol kanatta Marek Cech, kalede -bizi alıştırdığı üzere- çıkılması gereken toplarda bekleyen Tolga, daimi kayıp Alanzinho, eski hırsından eser kalmayan Serkan Balcı, mücadele gücü düşük Halil ve sahada kaldığı 45 dakikada hiçbir varlık gösteremeyen Pawel Brozek hayal kırıklığı yaşattı. İlk yarıdaki Zokora ve maç boyu Adrian Mierjezewski takımın en iyilerdiydi.

Bu maç bize bir kez daha gösterdi ki, takımın yerli ya da yabancı tecrübeli bir stopere ihtiyacı var. Yine aynı şekilde Pawel Brozek bir şekilde takımdan gönderilip yerine, yarım sezonluk kiralık ya da bonservisiyle birlikte Şampiyonlar Ligi tecrübesi olan bir yabancı forvet almalıyız. Belki Şampiyonlar Ligi için değil ama Süper Lig play off'ları için bu şartoğlu şarttır Trabzonspor'a.

Burak Yılmaz'ın dönüşüyle birlikte, kalesinde ve savunma hattında ciddi gedikler veren, ağır savunma dörtlüsüyle tam 17 numaramızın kalemi olan CSKA Moskova'dan ve bilahare içimizdeki 'RUS'lardan rövanşı alacağız. Umudunuzu yitirmeyin, bu takım bir çok şeyi başardı, gruptan çıkmayı da başaracaktır.


Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Tolga Zengin *
Marek Cech *
Giray Kaçar *
Glowacki *
Celustka *
Serkan Balcı *
Colman *
Zokora **
Alanzinho ?
Adrian **
Halil Altıntop *

Sonradan Girenler
Dk. 46 Pawel Brozek ?
Dk. 75 Sapara *
Dk. 90 Aykut Akgün ?

14 Ekim 2011 Cuma

YILdıraMAZsınız!

Çok değil yalnızca 3 gün önce hayati önem taşıyan bir Milli maçın yıldızı olan, inanılmaz efor sarfeden, mental olarak yıpranmış Burak Yılmaz özverisiyle ve belki birazda özgüveniyle 3 puanı takımımıza kazandırdı. Takım savunmasında aksayan, yorgunluk belirtilerinin çok bariz hissedildiği Bordo-Mavili ekipte, oynanan futbol ne olursa olsun, alınan 3 puan çok önemliydi. Şampiyonlar Liginde oynayacağımız CSKA maçı öncesinde takıma moral kazandıran bu maçtaki futbol Rusya deplasmanında tekrar etmeyecektir. Çünkü büyük maçların atmosferleri gibi motivasyonları da çok farklı olur.

Ziya Doğan takımını oldukça iyi hazırlamış. Kağan'ın ilk yarıdaki iyi performansına maç boyunca Theo Weeks ve Thisdell'in gösterdiği insanüstü çaba da eklenince kolay bir maç olmadı. Yediği 3 gole rağmen Ankara temsilcisinin kalecisi Özden göz doldurdu, Süper Lig'in tecrübeli kalecilerinden biri olduğunu ispat etti. Ankaragücü'nün gelecek haftalarda ilk galibiyetini alacağını söylemek kahinlik olmayacaktır.

Geçirdiği sakatlığın etkisinden kurtulamadığından olsa gerek Tolga Zengin bu sezonki en kötü performansını sergiledi. Turgut Doğan Şahin vuruşundan çok daha tehlikelilerine karşı ayakta kalmıştı halbuki. Kaptan, CSKA maçında alıştırdığı şekilde oynayacaktır. Stoper ikilisi takımın en kötüsüydü. Milli takım arasında maç oynamayan Giray ve Mustafa kendilerini pek hazırlayamışlar belli ki. Ya dadışarıdan bakıldığında sezilen, Ankaragücü'nü nasılsa yeneriz havasına teslim olmuşlardı. Fakat Trabzonspor maçlarına iyi hazırlanan, takımını eksta motive eden Ziya Doğan faktörünü gözardı etmemeleri gerekirdi. Defans hattımız antreman maçı gibi gördüğü bu mücadelede 'Nasıl pozisyon alma hatası yapılır?'ın dersini veriyordu.

Trabzonspor'aa geldiği ilk günden beri iyi maçların ardından sıklıkla kötü maçlar çıkaran Colman geleneğini sürdürdü. Afrika Kupası elemelerinden gelen Maestro Zokora'nın yorgunluğu da gözlerden kaçmadı. Orta sahanın göbeğinde rakibine üstünlük kuramayan Trabzonspor için, Hürriyet'in sert oyununa göz yuman hakemin de etkisiyle sonuca gitmek kolay olmadı. Volkan ve oyuna girdikten sonra Alanzinho'nun halı saha maçından hallice oyunları ve çalım sevdaları da kötü oyunun üzerine eklenince, kağıt üzerinde Süper Lig'in en zayıf takımı olarak gözüken Ankaragücü'ne karşı öne geçmek için 79 dakika beklemek zorunda kaldı Trabzonspor. Orta sahanın ve belki de maçın iki yıldızından biri olan (diğeri Burak Yılmaz) Adrian Mierjezewski'nin ekstra katkısı takımı oyuna tutma adına çok önemliydi.

Brozek, attığı golden çok daha net bir pozisyonu cömertçe harcarken gelecek adına çok da iyi sinyaller vermiyordu. Paulo Henrique ve Vittek'in yokluğunda CSKA maçı için tercih edilmesi muhtemel gözüken Polonyalı oyuncunun daha efektif olup, hareketli oynaması gerekiyor.
Türkiye'nin en formda, Avrupa'nın en formda 5 oyuncusundan biri olan Burak Yılmaz için söylenebilecek tek şey 'Allah Nazarlardan Saklasın!' temennisidir.

CSKA maçının önemini izaha gerek yok, deplasmanda yenilmeden alınacak her sonuç zaferdir bizim için. Şenol Güneş'in bu önemli maç öncesinde takımı çok daha iyi motive edeceğini düşünüyorum. Dinlenmek için yalnızca 4 gün kalsa da, Avrupa'nın en gözde turnuvasındaki iddiamızı sürdürmek için pes etmememiz gerekiyor, Burak gibi yılmayacağız...

Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Tolga Zengin **
Celustka ***
Giray Kaçar *
Mustafa Yumlu *
Serkan Balcı **
Colman **
Zokora **
Adrian ***
Volkan Şen **
Pawel Brozek **
Burak Yılmaz ****

Sonradan Girenler
Dk. 60 Alanzinho *
Dk. 68 Sapara *
Dk. 85 Cech ?

13 Ekim 2011 Perşembe

Laf-ü Güzaf

Türkiye - Azerbaycan Milli maçı sonrası NTV kanalında yorum yapan eski Fenerbahçeli futbolcu Rıdvan Dilmen, Türkiye’nin Avrupa’da mücadele eden tek takımı olarak Beşiktaş’ın kaldığını söyleyerek büyük bir infiale sebep olmuştur.

Şike soruşturması süresince önce futbol yorumculuğunu bırakıp, sonra alelacele başkanı Aziz Yıldırım'ı Metris Cezaevinde ziyarete giden, sürecin başladığı ilk günden itibaren Fenerbahçe'nin içinde bulunduğu bu nahoş durumundan utanç duyacağına, agresif tavırlar sergilemekten çekinmeyen Rıdvan Dilmen, Trabzonspor taraftarının büyük bir kısmının nefretini kazanmaktan geri durmadı.

Akabinde NTVSpor’da Çarşamba akşamı yayınlanan “Son Nokta” adlı programa NTV Spor Müdürü Fuat Akdağ ile katılan Dilmen, kullandığı ifadenin tamamen bir gaf olduğunu kabul ederek, “İnter ve Lille maçlarını yorumladıktan sonra böyle bir hatayı bilerek yapacak durumda değilim. Biz Trabzonspor’un ne olduğunu biliriz. Kuruma geldikten sonra kulaklıkla dün ki konuşmalarımı dinledim ve ben de böyle bir yorum yaptığımı gördüm. Ben Trabzonspor'un başarılarından gurur duyarım, evet Fenerbahçe Şampiyon Ligi'ne gidemedi diye üzüldüm ama Trabzonspor'un başarılarına sevindim. Ben aşağılık bir adam mıyım ki bu kadar basit ve sığ düşüneyim? Hiçbir zaman saygımı kaybetmedim. Bana karşı saygısızca konuşanlardan değil ancak Trabzonspor'dan ve taraftarlarından özür dilerim.” ifadelerini kullandı.

Rıdvan Dilmen'in ve bir kısım Fenerbahçe taraftarının ortak sorunu, Trabzonspor'un Şampiyonlar Ligi'nde'de mücadele ediyor olmasını sindirememekten kaynaklanan bilinçaltı kaymasıdır. Burada, Sarı-Lacivertli camiayı yöneten kulüp yöneticilerinin gözardı edilerek, Trabzonspor'un suçlu ilan edilerek adeta çarmıha gerilmesi işgüzarlıktan başka bir şey değildir.

4 Ekim 2011 Salı

İnfial

Fenerbahçe'nin ulusal medyadaki resmi yayın organı olan Hürriyet bugün bir skandala daha imza attı. Gazetenin spor editörlerinden biri olan Funda Ayaz imzalı bir haber kamuoyuna servis edildi. Kısa süre sonra tribün terörünü körükleyecek nitelikte ırkçılık ve holiganizm içeren bu haber yayından kaldırıldı. Spor gazeteciliğinde yılın en büyük skandalına imza atan Hürriyet'i ve malum habere imza atan kişiyi kamuoyunun vicdanına havale ediyorum.

Kin ve nefret tohumlarının serpilmesi için özel bir çaba sarfeden belli bir güruh, şike soruşturmasının patlak verdiği 3 Temmuz gününden itibaren Trabzonspor nezdinde Trabzon şehrini her gün artan bir karalama çalışmasıyla lekelemeye çalışmaktadır. Bilinmesi gerekir ki, 'rum' ve 'laz' menşeili belaltı yorumları, 'hamsi' ve 'saat 12' odaklı ilkokul seviyesinde bile artık kullanılmayan bayat espriler bu zümreyi küçük düşürmekten başka hiçbir işe yaramayacaktır.

Tribündeki varlığını uzun zaman önce yitiren GFB grubunun sözüm ona 'zerafet' timsali bayanlarının lideri olan Ayça Alemdar isimli şahısla yapılan röportaj şöyle bir cümleyi içermektedir;

Funda Ayaz: Trabzon'un Şampiyonlar ligi'ne gitmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ayça Alemdar: Başkasının hakkıyla Şampiyonlar Ligi'ne gidip, bir de buna sevinen takıma ezik derim ben. Trabzon ve Trabzonsporlular için Onur sadece kalecilerinin ismidir.


Kendi adıma, insanların aciz kaldıkları anlarda ne kadar çirkinleşebileceklerini, özellikle iki bayanın imza attığı bu rezillikte Türk toplumunda bayanları konumlandırdığımız o zarif koltuğun, ruhu kara, cebi 'mama' dolu iki insan tarafından nasıl da ağır bir şekilde kirletilebileceğini görmüş oldum. Ben Ercan Saatçi'nin merkezinde olduğu Hürriyet Spor Servisinin imza attığı rezillikleri saymakta güçlük çekerken, halen Trabzon'da Hürriyet gazetesinin satılıyor olmasında utanç duyuyorum. Sizleri de hemen yukarıda bulunan resimdeki gibi Şampiyonlar Ligi / Trabzonspor birlikteliğin tadını çıkarmaya ve malum şahıslara ulaşmak için aşağıdaki E-Mail adreslerine Mail atmaya davet ediyorum.

Hürriyet.com.tr Müdürü: ocan@hurriyet.com.tr

Hürriyet Editörü Funda Ayaz: fayaz@hurriyet.com.tr

2 Ekim 2011 Pazar

Burak & Halil A.Ş.

Şampiyonluk yaşamış diğer 4 takımla yapılacak deplasman maçları haricinde ligin en zorlu deplasmanı, Kayserispor ve Gaziantepspor aşırı formsuzluğunu da hesaba katarsak Eskişehirspor deplasmanıydı. Geçen sezonki maçın rövanşı niteliğinde, taraftar baskısının yoğun olduğu şartlar altında, üstelik hafta içi Şampiyonlar Liginde maç oynamış bir takımla mücadele etmek her yiğidin harcı değildir.

Ligde arzu ettiğimiz sonuçları alamasakta geçen sezona nazaran değişen çok önemli bir şey var; futbol olgunluğu. Geçen sezon toplanan 82 puana rağmen, kritik maçlardaki titrek, savruk oyun anlayışı puan kayıplarına neden oluyordu. Ankaragücü, Antalyaspor ve Eskişehirspor maçları, kolayı zora çeviren oyun anlayışıyla, skora gidememeyi akabinde puan kayıplarını doğurmuştu. Fakat bu sezon, özellikle Zokora'nın ve Halil'in önemli katkılarıyla, oyunu dinlendiren, sakin bir takım hüviyetine büründük. Henüz tam olarak oyun kalitesinde istenen seviyeye gelemesekte, maçın sıkıştığı anlarda bilinçsizce hücum yapan takımın geçtiğimiz sezonda kalması sevindirici.

Tolga maçın başından sonuna kalesinde güven verdi. Sahanın azizliğine uğrayıp, kayıp düştüğü iki pozisyonun haricinde kusursuzdu. Serkan Balcı, Zokora, Colman ve Halil'in takım savunmasına verdiği önemli destekle pek sırıtmıyor. Fakat geçtiğimiz sezonlara nazaran hücum organizasyonların ve kanat bindirmelerine dahil olmuyor. Bu durumda önünde oynayan Volkan Şen'in ileride yalnız kalmasına neden oluyor. Giray Kaçar ve Mustafa Yumlu hatasıza yakın oynadı. Mustafa kendini geliştiriyor fakat bazen -heyecandan olsa gerek- gereksiz top kayıpları yapabiliyor. Celutska geçen maçlara nazaran ortalarda pek gözükmedi. Rakibin, bizim sol kanadımızdan pek atak yapamamasını onun savunmadaki mücadelesine bağlayabiliriz.

Orta sahada Zokora'nın takımı rahatlatan seçimleri, Colman'la beraber takım savunmasına verdiği inanılmaz katkıyla iplerin Bordo-Mavili takımda kalmasını sağladı. Volkan Şen sağ kanatta geçen haftaya nazaran çok verimli değildi. Arada Şenol Güneş'in talimatlarıyla kanat değiştirdi ama halen beklenen çizgisinde değil. Adrian arzuluydu fakat henüz yeteneklerini gösterme şansını bulabilmiş değil. Süre alsa bile kondisyonu yetersiz olduğu için oyundan alınmak zorunda kalıyor. Yerine giren Alanzinho biraz geç oyuna alınsa da halen top cambazı olma hevesinden sıyrılabilmiş değil, futbolun bir takım oyunu olduğunu öğrenmeli artık.

Trabzonspor adına sahanın yıldızı Burak Yılmaz'dı. Ancak onun bu başarısının yanında tıpkı geçen sezon Umut Bulut'un rakip savunmayı bunaltan presi gibi mücadele eden Halil Altıntop'un katkısını gözardı edemeyiz. Her ikisi de çok arzulu, iyi top saklıyorlar. Çok iyi bir ikili olma yolunda ilerliyorlar. Allah sakatlıklardan korusun. İyi haftalar dilerim.

Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Tolga Zengin ***
Celustka **
Giray Kaçar ***
Mustafa Yumlu **
Serkan Balcı **
Colman **
Zokora ***
Adrian **
Volkan Şen **
Halil Altıntop ***
Burak Yılmaz ****

Sonradan Girenler
Dk. 79 Alanzinho *
Dk. 86 Aykut Akgün *
Dk. 90 Ferhat Öztorun ?

Kusana Kadar Mücadele

Şimdiye kadar oynayacağımız en zorlu deplasmanmış gibi gözükse de geçen yılki maçtan sonra futbolcularımız çok iyi konsantre olacaktır Eskişehirspor mücadelesine. Öylesine kritik bir puan kaybı yaşamıştık ki, telafisi mümkün olmamıştı kalan haftalarda. Sahada sezonun en iyi oyununu sergileyen Kırmızı-Siyah'lı futbolculara, tribünde .bne Trabzon, olamazsın Şampiyon diye tempo tutan sözde Anti İstanbul savunucuları katılıyordu.

Hemen hemen herkes Doğa Kaya'nın insanüstü mücadelesinin doğurduğu kusma anını, Sezer Öztürk'ün sonu Fenerbahçe'ye transferiyle sonuçlanacak klas oyununu hatırlar. Biz de hatırlıyoruz, umarım futbolcularımız da unutmamıştır ve tıpkı geçen sezon 'mamalananlar' gibi kusana kadar mücadele ederler.