24 Şubat 2013 Pazar

Seri Sonu

Süper Ligde bundan sonraki haftaları hangi amaç uğruna harcayacağımızı belli edecek bir maçtı Mersin İdman Yurdu mücadelesi. İyi top oynamadan kazandık ve mağlubiyet serisine son verdik. Puan Tablosuna baktığımıza içimizi karartacak görüntü hala değişmiş değil. Güney ekibinin Süper Lig'e çıktığı günden beri bize zorlu maçlar yaşattığı gerçeğini gözardı etmeden değerlendirecek olursak, küme düşme ihtimali en yüksek olan 3 takımdan birini deplasmanda mağlup etmek önemlidir. Fakat Tevfik Sırrı Gür Stadyumunda sergilediğimiz futbol gelecek adına umut vermemiştir. Yukarıya doğru ivme kazanma adına önce Çarşamba günü Medical Park Antalyaspor'u Hüseyin Avni Aker stadyumunda, sonra da Pazartesi günü Kasımpaşa'yı deplasmanda mağlup etmemiz gerekecek.

Giray Bulak'ın hem Trabzonspor yönetimine hem de Şenol Güneş'e yanlış yaparak işleyen sürecin önemli bir parçası olmaktan çıkıp, Mersin İdman Yurdu'nun başına geçmesinin üzerinden çok zaman geçmedi. Akdeniz ekibi adına oldukça hareketli geçen bir transfer döneminden sonra 2.devreye iyi bir başlangıç yapıldı. Fakat elindeki kadronun yeterliliğine rağmen alınan olumsuz sonuçlar dün akşamki taraftar protestolarında olduğu gibi sezon sonunu görmeden Bulak'ı istifaya sürükleyebilir.

Evsahibi ekibin hocası Trabzonspor'un 'yumuşak' futbol anlayışını farketmiş olacak ki Murat Ceylan gibi sert oyunculardan kurulu bir 11'le sahaya çıktı. Serkan Yanık ve Mitrovic'de bu sert oyun planının diğer parçalarıydı. Murat Ceylan, Kamil Zayatte'den sonra Süper Lig'in en sert oyuncusu ve futbol oynamaktan ziyade oynatmamayı düşünen bir kafa yapısına sahip. Ancak Giray Bulak'ın bu felsefesi Tolunay Kafkas'ın önlem planına takılmıştı. Abdullah, Serkan, Mustafa ve Colman sahada bu sertliğe karşılık verdiler.

İYİ
Tolunay Kafkas'ın her ne kadar kendi kurduğu bir takım olmasa da oyuncuların en büyük sorununun mücadeleden yoksun futbol anlayışları olduğunu farketti. İyi oynamadan fakat iyi mücadele ederek kazandık. Mustafa Yumlu'nun hırslı, istekli oyun anlayışı, Sapara ve Paulo Henrique'nin tek devrelik iyi oyunları dikkat çekiciydi.


Kalede Onur risksiz, rahat bir maç çıkarttı. Önünde oynayan Mustafa ve Celutska'da birkaç pozisyon hariç hatasıza yakın bir performans sergilediler. Uzun zaman sonra forma şansı bulan Abdullah Karmil çok fazla sivrilmese de kötü değildi. Serkan ve Colman sertlik ve ilk müdahale anlamında başarılıydı fakat ofansif katkıları çok yetersizdi. Aykut Akgün, oyunu sertleştirmek, orta saha direncini artırmak için oyuna girmişti dakikalar 74'ü gösterdiğinde, fena da oynamadı.

KÖTÜ
Kafkas'ın gelişiyle birlikte uzun zamandır hasret olduğu formaya kavuşan Cech, maç eksikliğinden kaynaklanıyor olsa gerek kritik hatalarıyla rakibe ikram yapıyor. Zokora'nın kafası futbolda değil. Geçtiğimiz sezon takımı havaya sokan, ağabeylik yapan, hırsı ve mücadelesiyle fark yaratan adam gitmiş yerine umursamaz, sorumluluk almayan bir futbolcu gelmişti. Sezon sonuna kadar bu kötü istikrarını sürdürürse onu kadroda tutmanın hiçbir artısı olmayacaktır. Kendisine çekidüzen vermeli hem de bir an önce.

Tolunay Kafkas'ın 70. dakikadan sonra skorun üzerine yatması, rakibin 2.devre boyunca oyuna hükmetmesine seyirci kalması hiç hoş değildi. Oyun şablonu bizim adımıza kontraatağa elverişli hale geldiği anlarda Alanzinho ya da Volkan Şen hamlesini yapmaması onun hanesindeki eksiler oldu.

ÇİRKİN
Hakemlerin kötü yönetimi. Geçen hafta Fenerbahçe karşısında hakemlerin maç skorunu tayin edecek hatalarını izlemiştik. Bu hafta MHK tarafından görevlendirilen hakem triosu da bu hataları telafi etme yoluna gitmiş. Tolga Özkalfa çok net olmasa da takdir haklarını genelde Trabzonspor'dan yana kullandı. Böyle kritik bir maçta lehimize de olsa hiçbir hakem hatasının kabul edilebilir olduğunu düşünmüyorum. Türk Futbolunun başındaki kişiler gibi acilen Merkez Hakem Kurulu'nun da tamamının değişmesi gerek. Bahar yaklaşmışken, bahar temizliğe de şart oldu.


Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Onur **
Abdullah **
Celutska **
Mustafa ***
Cech *
Serkan **
Colman **
Zokora *
Sapara **
Olcan **
Paulo Henrique **

Sonradan Girenler
Dk. 74 Aykut *
Dk. 88 Halil ?
Dk. 90 Alanzinho ?

18 Şubat 2013 Pazartesi

Cehennemi Kundaklamak

Hakem üçlüsünün skora direkt tesir eden hataları, mimli bir hakemi maça tayin ederek niyetini belli eden Futbol Federasyonu, Volkan, Baroni ve Emre gibi futbolcuların rol yeteneklerini hesaba katarsak amaç belliydi; Cehennemi Kundaklamak!

Bu kumpasa ek olarak hala daha Trabzonspor formasının değerinden bihaber olan futbolcuların gamsız, mücadeleden yoksun ve bir o kadar amaçsız futbolları mağlubiyete çanak tuttu. Halbuki ne de güzel başlamıştı gece. Tribünler Bordo-Mavi yağmurluklarla bir karnaval yerini andırıyordu. Açılan ve açılmasına müsade edilmeyen pankartlar kimileri için yel değirmenlerine savaş açan Don Kişot'u andırsa da çoğumuz için taraftarın savaşmaktan yılmayacağının göstergesi gibiydi. Maçın başladığının farkında olmayan defans hattının kaçırdığı Sow'un vuruşu oyuncularımızı uyandırmış, İstanbul'un sarışınının koruduğu kaleyi ablukaya almıştık. Adrian'ın vuruşuyla önce geçmemiz gerekirken, ofsayt olan bir pozisyonda kalemizde golü gördük. İyi başladığımız maç bir anda tersine dönmüş, yediğimiz golle maç sona ermişti. Maçın geri kalanı gereksiz arka plan gürültüsünden ibaretti. Zira ne futbolcularımızın oyunu tersine çevirecek direnci ya da isteği ne de şansın yüzümüze gülmesi ihtimal dahilinde değildi. Sonuç 3-0 oldu, fark artabilirdi çünkü 2.golden sonra sahada hiç yoktuk. Fakat Aykut Kocaman'ın teknik yetersizliği rakibin bu fırsatı avantaja çevirmesinin önüne geçti.

Her ne kadar koşullar yeterli olsa da Türkiye Futbol Federasyonunun sahamızı 3-5 maç kapatmasına yetecek olaylar yaşanmadı bu akşam. Özellikle Volkan Demirel'in hemen önünde durduğu kale arkası tribünündeki taraftarları sinirlendirmek ve sırf Trabzonspor takımının ceza alması için Hollywood yıldızlarına nazire yaparcasına oyunculuk yapması, zamandan çalması dikkatlerden kaçmadı. Brezilyalı Baroni'nin de kaptanından farkı yoktu.

İYİ
Taraftarın Tolunay Kafkas'a ve takıma destek vermek için tribünleri doldurması. Her ne kadar biraz geç kalmış olsalar da yönetemeyen yönetimi istifaya davet etmeleri. Tolunay Kafkas'ın birileri gibi eğilip bükülmeden, yeri geldiğinde lafını sakınmadan paralı askerlere cevap verebilmesi.

KÖTÜ
Takımın tüm mevkilerine sirayet eden kötü futbol anlayışının artık hiç mücadele etmeyen, pasif, isteksiz ve hatta ruhsuz bir oyuna dönüşmesi. Her geçen hafta bir öncekini aratır oldu. Futbolcularımız tanınmaz halde, giydikleri formanın bir kumaş parçasından ibaret olmadığını anlamalılar. Tolunay Kafkas'ın bunu sert bir dille takıma anlatacağını, onları uyandıracağını umuyorum. Ama yedek kulübesinde kendi oyuncularına küfrettiği gibi değil. Ne diyeceğini bilmeyen adam küfreder, biz Tolunay o türde bir adam olarak tanımadık. Elindeki tüm oyuncuları denemesini makul bulduğumu geçen hafta söylemiştim, sezon sonuna kadar kiminle çalışıp, kiminle yolları ayıracağına karar verecektir. Gelecek sezon bambaşka bir yapılanmayla, uzun vadeli bir takım oluşturması kimseyi şaşırtmasın.

ÇİRKİN
Boğazımıza kadar battığımız kişiliksiz futbol bir yana özellikle bazı futbolcuların halı saha topçusu gibi keyfe keder oynaması. Takımın çabucak demoralize olması, oyundan düşmesi. Ve belki bunlardan daha kötüsü taraftarın bir kısmının en kötü senaryo fikrini ihtimaller arasına alması. Tüm bunların müsebbibi TFF'nin ve uzantılarının her yeni hafta yeni bir rezilliğe imza atması.

Çok sevdiğim bir yazar der ki; Bazı romanlar hayatı anlatır, bazı romanlarsa hayattır. Bizim için hayatın ta kendisi olan bir takımın, değil haftanın seyrini hayatımızın seyrini değiştirmesi kaçınılmazdır. Hal böyleyken destek olmak, umudumuzu yitirmemek ve hepimizde ama az ama çok bulunan Karadeniz İnadından örnekler sergilemek boynumuzun borcudur. Önce 6 kardeşinden uzakta, çoğumuzun aşina olduğu gurbet hastalığının pençesinde olan 7.Şampiyonluk kupasını sonra yenilerini müzemize kazandırmak için yılmadan, durmadan ilerleyeceğiz. Bizi büyük yapan da sürekli şampiyon olmamız değil, devamlı şampiyonluk için mücadele etmemiz değil mi zaten?


Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Onur *
Celutska *
Giray *
Bamba ?
Cech ?
Serkan Balcı ?
Colman *
Yasin ?
Adrian *
Olcan Adın *
Janko ?

Sonradan Girenler
Dk. 46 Soner ?
Dk. 46 Alanzinho *
Dk. 72 Emre Güral ?

10 Şubat 2013 Pazar

Aynı Nakarat

Yine "Trabzon kümeye" tezahüratlarının ayyuka çıktığı, hakemlerin açıktan açığa takımımızı katlettiği, futbolcularımızın ise bu kurt kapanından kurtulmak için zerre mücadele etmediği bir haftayı daha geride bıraktık. Sivas gibi zorlu bir deplasmanda iyi oynamadan belki puan alabilirsiniz ama iyi mücadele etmeden asla kazanamazsınız. Hele ki evsahibi ekip sahaya oynamak için değil de oynatmamak için çıkmışsa. Hakkını yemeyelim, Trabzonsporlu futbolcular da yenilmek için ellerinden geleni yaptılar. Futbol olarak vasata bile yaklaşamasalar da yakaladıkları 4 net pozisyonu cömertçe harcayarak puan saçmaya devam ettiler.

Şenol Güneş'in gidişinin ardından Tolunay Kafkas göreve gelmiş, yönetimin kayıp olarak kabul ettiği sezonun geri kalanı için transfer yapılmamıştı. Halihazırdaki kadronun üçte biriyle yollar ayrılır sezon sonunda. Önemli olan Tolunay Kafkas gibi gençlerle çalışmayı seven bir teknik direktörün tedrisatından faydalanan birkaç futbolcuyu önümüzdeki sezonlar için takıma monte etmek ve Türkiye Kupasından finale yükselmek. Bu minvalde Tolunay Kafkas'ın özellikle Süper Lig'de kadroda değişiklikler yapmasını, tüm oyunculara şans vermesini doğru buluyorum. Lakin gereksiz Halil, Olcan ve Serkan ısrarına anlam veremiyorum.

2 Metreye pas atamayan, motivasyonunu kaybetmiş, rakibin oyuna hükmetmesine seyirci kalan bir Trabzonspor'u izlemeyi hazmedemiyorum. Hiçbir zaman isimlerin peşinden koşmayı doğru bulmadım. Şenol Güneş, camianın kanaat önderlerinden biridir, çok önemlidir ama artık hocamız değildir. İşte bu yüzden Tolunay Kafkas'a destek olmalı, zaman tanımalıyız. Bizden biri olarak, o şerefli Bordo-Mavi formayı giymiş biri olarak en azından bu kadarını hak ediyor.

Colman ve Alanzinho'nun diğer takım arkadaşlarına nazaran daha istekli olması gözlerden kaçmadı. Fakat başta Onur olmak üzere Afrika Kupasından yeni dönen Bamba ve Zokora'da gözlenen ciddi form düşüşü, sakatlıktan yeni çıkan Giray'ın henüz istenen seviyeye gelememiş olması takımın kademe anlayışını sekteye uğratıyor.

Koca bir devre hiç maç oynamamasının kendisini hırslandıracağını düşündüğüm Cech'teki tepkisizlik beni şaşırtıyor. Sol kanattaki derman bulmaz hastalığımıza çare olacak gibi gözükmüyor. Serkan Balcı geçen hafta ön libero olarak iyi bir görüntü çizmişti fakat süratli Sivasspor kanat adamları karşısında varlık gösteremedi. Bamba da en az kanat beklerimiz kadar etkisizdi. Ligin ilk devresinin en az gol yiyen takımı gitmiş, her maç kalesinde 2 ya da 3 gol yiyen takım gelmişti. Zokora'nın isteksiz oyunu, kafasında Trabzon'u bitirmiş gibi davranması, ruhsuz oyuniçi performansı beni ümitsizliğe sürüklüyor.

2'si Halil'in ayağından olmak üzere Yasin ve Henrique'yle kaçırdığımız mutlak gol pozisyonlarında sonuca gidebilsek kötü oynamamıza rağmen aldığımız 3 puan bize ilaç gibi gelecekti. Önümüzdeki zorlu fikstür öncesi böyle bir galibiyete ihtiyacımız vardı. Gelecek haftasonu Fenerbahçe'yi yenebilirsek iyi bir hava yakalayabiliriz. Tribünleri dolduralım ve ateşle barut yanyana geldiğinde futbolcularımız neler yapacak, hep beraber görelim...


Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Onur *
Serkan Balcı *
Giray *
Bamba *
Cech *
Zokora *
Gustavo Colman **
Alanzinho **
Adrian *
Olcan Adın *
Halil Altıntop *

Sonradan Girenler
Dk. 61 Yasin *
Dk. 61 Henrique ?
Dk. 77 Soner ?

3 Şubat 2013 Pazar

Düştüysek Kalkarız!

Bugün Hüseyin Avni Aker stadyumunda maçı izlemeye gelen taraftarlar en az galibiyet kadar takımı hırslandıran, taraftarı ateşleyen bir teknik direktör gördükleri için sevinçliydiler. Tolunay Kafkas, takımın ve camianın silkinip kendisine gelmesi, üzerindeki ölü toprağını atması için hırs faktörünü devreye sokmuştu. Daha geldiği gün, ateşle barutun yanyana geldiğine vurgu yapan adamdan daha azı da beklenemezdi zaten. Bu akşam takımın tamamına yakınıyla beraber Tolunay Kafkas'ın da yılların amigosu gibi seyirciyi havaya sokması kayda değer gelişmelerin başında geldi.

Tolunay'ın gelişi en çok sıkıntısını çektiğimiz takım olma olgusuna biraz daha yakınlaştırmış oyuncularımızı. Futbolcular unuttukları şeyleri tekrardan sergilemeye başlamışlar. Oyun içi yardımlaşma, takım arkadaşının pozisyonu kapama gibi konularda gelişim var. Bordo-Mavili futbolcular kenarda duran teknik direktöre kendilerini ispatlamak için iyi mücadele ettiler. Özellikle Cech'e hakettiği şansı vermesi Tolunay Hocanın önyargısız, her oyuncuya aynı düzeyde yaklaşımının bir göstergesi gibi. Maç sonunda futbolcularına sarılıp, onlarla beraber tribünleri selamlaması çok güzel bir manzara oluşturuyordu tribündeki binler ve ekran başındaki milyonlar için.



İYİ
Rakip hücum oyuncularıyla teke tek kaldığı 3 net gol pozisyonunda kalesinde devleşen kalecimiz Onur şüphesiz maçın en etkili ismiydi. Geçtiğimiz haftalardaki formsuzluğunu üzerinden atmış, Tolunay Kafkas'ın gelişiyle yeni bir sayfa açmış belli ki. Belki ilk kez yanyana oynayan Celutska, Mustafa Yumlu, Emerson ve Cech dörtlüsü ciddi uyum sorunları yaşasa da arkalarındaki adamın kalesinde devleşmesi onları ipten aldı. Cech bu dörtlünün en dikkat çeken ismiydi. Her ne kadar istenen seviyeye henüz ulaşmamış olsa da önümüzdeki haftalar için iyi sinyaller verdi. Zokora'nın yokluğunda Colman'ın yanında Serkan'a şans vererek mücadeleci bir orta saha kurgusu oluşturan Tolunay Kafkas'ın taktik düşüncesi hayli başarılıydı. Serkan özellikle ilk yarıda kaptığı toplarla rakip takımın hücumda çoğalmasına engel oldu. Colman, Alanzinho ve Adrian'la beraber maçın en etkili isimlerinden biriydi. Özlediğimiz Siyah Bandanalı Çocuk, çok klas bir golle geri dönmüştü.

Adrian üstün top tekniğiyle öne çıkıyor. Oynadıkça açılıyor, açıldıkça özgüveni yerine geliyor. Bu başarı ivmesi böyle sürdüğü sürece başarının gelmesi kaçınılmaz olacaktır. Alanzinho hızı ve çabukluğuyla Trabzonspor hücumlarının olgunlaşmasına katkı yapıyor. Maç kondisyonu arttıkça daha iyi olacaktır. Olcan Adın ve Halil Altıntop, Şenol Güneş'in istifasının ardından yaptıkları profesyonel (!) açıklama ve bu maçta gösterdikleri performansla kafalarda soru işaretleri bıraktılar.



KÖTÜ
Gereksiz Mustafa Yumlu ısrarı. Abdullah Karmil şu anki haliyle Mustafa Yumlu'dan çok daha iyi ve kullanılması gerekir. Takıma kazandıracağı sertlik, topu oyuna sokmadaki becerisiyle önemli katkılar yapacaktır. Her ne kadar içimizden biri olsa da bu takımın oyuncusu değil Mustafa.

ÇİRKİN
Özellikle takip ediyorum. Tüpçü ve yuvarlak masa şövalyeleri Trabzonspor üzerine oynamaya devam ediyor. Bir takım düşünün, oynadığı son 6 maçın 5'i gündüz ve gece oynadığı tek maç ise İstanbul'un sarışınlarından biriyle. Haftaya yine gündüz maçı oynayacağız, Sivas deplasmanında. Sezonu da 3 gece maçıyla tamamlarız artık. Siyasetin jet yasalarla emir telakki ettiği , tüpçü'nün kupa sözüne tav olarak günahın büyüğünü işleyen yönetimin ferman padişahındır diyerek kabul ettiği, Trabzon'lu sanatçı, işadamı ve kanaat önderlerinin ağzı açık ayran budalası gibi seyrettiği bir süreçten bahsediyoruz, ne gelirse başımıza müstehaktır.

Giray'ın oyuna girmesi, taraftarla bütünleşmesi en az Fildişi Sahilleri Milli Takımının Afrika Kupası Çeyrek Finalinde Nijerya'ya elenmesi kadar önemliydi. Bamba, Zokora ve Giray'ın dönüşüyle birlikte amatör küme maçlarında bile eşine zor rastlanan kademe hatalarından bir nebze olsun kurtuluruz.


Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Onur ****
Celutska **
Mustafa Yumlu *
Emerson **
Cech **
Serkan Balcı **
Gustavo Colman ***
Alanzinho ***
Adrian ***
Olcan Adın **
Halil Altıntop **

Sonradan Girenler
Dk. 79 Sapara *
Dk. 80 Soner ?
Dk. 88 Giray ?