29 Ocak 2012 Pazar

41 Kere Maşallah!

Endüstrileşmiş futbola karşı ayakta kalma savaşı veren Ankaragücü karşısında Süper ligdeki diğer maçlara nispeten daha kolay geçmesi beklenen bir mücadeleye çıktı Bordo-Mavi'li futbolcular. Beklendiği gibi de oldu, klasikleşen Burak Yılmaz dokunuşlarına eşlik eden rakip takım oyuncusunun talihsiz vuruşu ve Olcan Adın salvosu, Trabzonspor'un bu sezon toplamda 41.gole ulaşmasını sağlıyordu. PFDK'nın verdiği bir maçlık seyircisiz oynama cezasını, Ankara soğuğunda 19 Mayıs stadyumuna gelen Ankaragüçlü kadın taraftarlar ve onlara eşlik eden Trabzonspor taraftarı beraber çekiyordu. Futbol çoğu zaman sefa sürmek değildi zaten.

Ankaragücü defansında görev alan Aydın Toscalı Süper Lig deneyimi en fazla olan oyuncusuydu evsahibi ekibin. 31 Yaşındaki oyuncu daha önce 1 kez A Milli takımın formasını giymiş, 5 sezon boyunca Kayserispor forması terletmişti. Emeğin, parasız mücadele etmenin ne demek olduğunu gösteren takımın kaptanıydı. Aydın'ın yanında Çanakkale Dardanelspor futbol fabrikasının ürünlerinden olan, bir dönemin gelecek vaat eden oyuncusu Mehmet Çoğum sivriliyordu takımda, tecrübesiyle. Futbolseverler onu Gaziantepspor'da ki günlerinden hatırlayacaktır. Bir de bizden biri var bu onur savaşında Trabzon'u temsilen bulunan. 2005 Yılında Uefa Meridyen Kupasında attığı 5 golle Benzema'yla birlikte zirveyi paylaşan, yine bir dönemin umut vaat eden genç futbolcusu Ergin Keleş. Takımın geri kalanı isimsiz kahramanlardan oluşuyor, adı sanı duyulmamış ama sahada ayak basmadık yer bırakmayan emekçi tayfası. Şüphesiz Hakan Kutlu gelecek sezon mücadele edecekleri Bank Asya 1.Lig'in takımı hazırlamaya çalışıyordur, transfer yasağı olan bu takımın ve taraftarının Allah yardımcısı olsun, işleri zor.


İYİ
Takımın güçsüz rakibini hafife almadan oynaması. Erkenden gol bulup, skor avantajını yakalamamız önemliydi. Zira zirve yolundaki rakiplerimizden Beşiktaş daha birkaç hafta önce gol bulamamanın sıkıntısını o sahada 2 puan bırakarak çekmişti. Gol bulamamak, rakibin ilerleyen dakikalarda göstereceği direnci de artıracaktı fakat Serkan'ın güzel ortasına dokunan Olcan bu senaryonun gerçekleşmesini engelledi. Geldiği günden beri kendinden daima 'iyi' söz ettiren Olcan Adın gerçeği. Her hafta bir başka güzel, her hafta bir başka özel. Takımımız onun gelmesiyle önemli bir ofansif güce kavuşmuş oldu. Kaybettiği toplardan sonra yaptığı pres ve defans katkısı da cabası. İçine Pique kaçmış haliyle Mustafa Yumlu, futbolunu ne kadar geliştirdiğini bugün Burak Yılmaz'a yolladığı uzun pasla bir kez daha ispat etti. Uzun yıllar Trabzonspor defansı için iyi bir alternatif olacaktır ama ilk 11 oyuncusu olmak için hazır değil. Colman kötü bir gününde olmasına rağmen partneri Aykut bugün güzel işler yaptı. Defansif görevini layıkıyla yerine getirdi. Alanzinho kaptığı toplarla tehlikeli gelmemizi sağladı, hızlı ayakları ve leblebi gibi adam eksiltme özelliğiyle çok sağlam katkı veriyor Bordo-Mavi'li takımımıza. Sezon sonuna kadar sözleşme yenileyemezsek ve İstanbul takımlarından birine bedavaya giderse çok üzülürüz, demedi demeyin. Bu sessizlik, gidişatın bu yönde olacağı tezimi de destekliyor. Adrian sonradan dahil olduğu oyunda istekli bir görüntü çizdi, onu da pekala iyiler arasına yazabiliriz maçın orta hakemi Suat Arslanboğa ile birlikte.


KÖTÜ
Maç boyunca sertlikten ödün vermeyen Ankaragüçlü futbolcular. Kadrolar arasındaki muazzam fark gözönüne alındığında faullü futbolu bir noktaya kadar kabullenebilirim ama Türkiye Milli Futbol takımının en efektif gol ayağı olan Burak Yılmaz'a bu kadar acımasız davranmak, Türk futboluna ihanettir. Saha şartları malum, patates tarlasından hallice bir zeminde mücadele etmek başlı başına bir başarı, artı bu aşırı sertlik yakışmadı, hiç yakışmadı. Gustavo Colman'ın maça konsantre olamadığından olsa gerek sezonun en kötü maçını çıkarmış olması. Arjantinli futbolcu basit pasları bile atmakta zorlanırken, yaptığı top kayıplarıyla hızlı atağa çıkmamızı engelledi. Öyle ki Şenol Güneş ona 62 dakika tahammül edebildi ancak. Yedek kulübesi yerine direkt soyunma odasına gitmesine ise anlam veremedim. Artık sıradanlaşan sakatlığının ardından ilk kez forma şansı bulan Volkan Şen arzuluydu fakat bir türlü oyuna dahil edemedi kendini. Potansiyeli böylesine yüksek bir futbolcudan koca bir devre boyunca hiç verim alamamış olmamız pek hayra alamet değil. Umarım Şenol hoca bir şeyler düşünüyordur.


ÇİRKİN
102 Yıllık bir çınarın kimsesiz kalması. Futbolun yanı sıra bisiklet, tekvando, basketbol, masa tenisi ve voleybol branşlarında faaliyet gösteren bu koca camianın hiç mi sahip çıkanı olmaz? Başkent'te takıma tek kalemde 3 Milyon Dolar hibe edecek bir babayiğit, bir işadamı yok mudur? Yoksa biz millet olarak değerlerimizi yalnızca sömürürken mi organize olabiliyoruz? Geçen sezon ki kadrosunu muhafaza etse, playoff'lar için mücadele edecek bir takımın, A2 oyuncularına ödeyecek parayı bulamaması yalnızca Ankara'nın değil, Türk Futbol Camiasının ayıbıdır. Gereksiz bir ton organizasyona sponsor olan markalar, kendi öz değerlerimiz sözkonusu olunca yarım sezon için sponsor olamıyor. Barcelona'nın Türkiye'de ki iletişim sponsoru olan GSM operatörü bu asırlık çınarın dibine kaynamış su dökülürken neden kayıtsız kalıyor? Sorulacak o kadar çok soru var ki, cevapları da aşağı yukarı belli olan üstelik. Ama sizlerde biliyorsunuz benim gibi, cevapları biliyor olmamız bu takımı küme düşmekten kurtaramayacak. Tıpkı yanıbaşımızda Bölgesel Amatör Lige yelken açan Akçaabat Sebatspor gibi...


Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Tolga Zengin **
Mustafa Yumlu ***
Serkan Balcı **
Celutska **
Marek Cech **
Colman *
Aykut Akgün ***
Alanzinho ***
Olcan Adın ***
Volkan Şen *
Burak Yılmaz ****

Sonradan Girenler
Dk. 46 P. Henrique *
Dk. 62 Adrian **
Dk. 82 Barış Özbek ?

21 Ocak 2012 Cumartesi

Bir Başkadır Emeğin Başkenti

Yerin yüzlerce metre altında, evlerine sıcak bir aş götürebilmek için canları pahasına mesai harcayan işçi sınıfını temsil eder Kardemir Karabükspor. Çok tehlikeli, zorlu bir iştir bu yüzden Emeğin Başkentidir Karabük. Yüzlerce madenciyi emeğe şehit veren, yüzlerini kaplayan karanın aksine alınları ak bu insanların kemikleri sızladı bu akşam Karabük'te. Nev-i şahsına münhasır bu durumun aksine, 90 dakika boyunca küfredildi Trabzonspor'a, A Milli Futbol Takımı oyuncularına. Küfür kesmedi buzlaşmış karlardan top yapıp sahadaki emekçileri hedef aldılar sakatlama pahasına. Bunu yapan futbol fakirleri, kale arkasını işgal eden Karabükspor taraftar grubu üyeleriydi. Tüm Karabükspor taraftarları bu çirkinliğe ortak olmadı belki ama Emeğin Başkenti sloganını kendine klavuz belleyen camianın tarihine kara bir leke olarak not düşülecektir bugün.

İlk yarı boyunca kaçırdığımız gol fırsatlarının bedelini ağır bir şekilde ödedik. Yediğimiz ikinci golde, Tolga kadar toptan çekinerek eğilen Alanzinho'nun katkısını da yadsımamak gerekir. Bu kara tablonun oluşmasında emeği geçenlerdendir. Fakat kaptanın dizlerinin üzerine çökerek yaşadığı maç sonu üzüntüsü gözümden kaçmadı. Yine en sert eleştiriyi kendisine yaptığını düşünüyorum. Hem onu bu baskıdan kurtarma adına hem de olası hatalı gol yeme ihtimaline karşı, daha fazla tepki çekmemesi adına Eskişehirspor maçında kalenin Onur'a emanet edilmesi taraftarıyım. Serkan Balcı ise bugün Shelton karşısında tek kelimeyle aciz duruma düştü. Bizim sağ kanadımızı yolgeçen hanına çevirdi siyahi futbolcu ve belki de hayatının futbolunu oynayarak. Giray ve Celutska evsahibi ekinin yeni transferi Mehmet Yıldız'a, üstelik maç eksiği olmasına rağmen üstünlük sağlayamadı. Marek Cech geri dörtlünün vasata en yakın ismiydi, çok sırıtmadı.

Ön Libero mevkisinde görev yapan Colman ve Aykut oldukça kötüydü. Belki de ligde en çok pas hatası yaptığımız maçı oynadık. Ve bu ikilinin katkısı bu istatistiğe ulaşmamızdaki en büyük etkendi. Alanzinho önceki maçlara nazaran isteksizdi, rakip için tehlike oluşturamadı. Hemşerisi Paulo Henrique'de bir forvet elemanından ziyade kanat oyuncusu gidi oynadı, golde katkısı vardı ama devamı gelmedi. Olcan sahanın en istekli oyuncusuydu, iki kanadı da iyi kullandı. Yeri geldi defansa gelip top çaldı, kısa sürede takımın en önemli parçalarından biri haline geldi. Burak Yılmaz yine golünü attı. Rakip takım taraftarlarının küfürlü ve kartoplu yıldırma girişimleri kısmen başarılı oldu. Önceki maçlarındaki arzulu, hırslı görünümüne yaklaşamadı.


İYİ
Trabzonspor taraftarı. Süper Lig'de hiçbir takımın göstermediği ilgi ve alakayı gösterdiği için yavru vatana ve rahmetli Rauf Denktaş'a. Dakikalar 61'i gösterdiğinde tüm Bordo-Mavi sevdalılarının aynı anda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bayrakları sallaması örnek alınacak bir davranıştı. 90 Dakika boyunca sarfedilen onca küfre rağmen duruşlarını bozmadıkları için alkışı da hakediyorlar ayrıca. Sahada Trabzonspor'un en iyisi olan Olcan Adın'a ayrı bir parantez açmam gerekiyor. Gün geçtikçe daha iyi oluyor, hırsıyla takım arkadaşlarını oyuna çekmeye çalıştıysa da başarılı olamadı. Çok büyük bir kazanım, transferine vesile olanlara tekrar tekrar teşekkür ediyorum.

KÖTÜ
Olcan, Cech, Burak ve biraz da Paulo hariç forma giyen tüm futbolcularımız ve teknik direktör Şenol Güneş. Kardemir Karabükspor'un puan durumundaki yerine bakarak hafife alan futbolcularımız maçı kazanmaya yetecek mücadeleyi malesef sahaya yansıtamadı. Dile kolay, maçlara A2 oyuncuları ağırlıklı kadrosuyla çıkan Ankaragücü Süper Ligde bugüne kadar 38 gol yerken, Karabükspor 37 gol görmüş kalesinde. Savunması bu kadar sıkıntılı olan bir takıma karşı yalnızca bir gol atan, organize olmakta sıkıntı çeken, gol pozisyonuna giremeyen yapısıyla Trabzonspor'umuz kötü bir günündeydi. Aynı şekilde yaptırdığı penaltının oluşturduğu baskıyla demoralize olan genç Aykut'u sahada tutup, pres ve pas kabiliyeti daha iyi olan Colman'ı ve hücum atraksiyonlarına ihtiyaç duyduğumuz Alanzinho'yu oyundan çıkartmak çok yanlış hamlelerdi. Nitekim farkı bire indirdikten sonra daha çok baskı kurmamız gerekirken, bu değişiklikler yüzünden kesilen pas bağlantımız bizi doldur boşat oynamaya itti. Son dakikalarda Giray'ın ileriye şişirdiği topları saymadım, sayamadım. Maçın en kötüsü ise bir futbolcu değildi, verdiği uyduruktan penaltı kararıyla, önceki sicilini aklamaya niyeti olmadığını bir kez daha ispat eden FİFA kokartlı hakem Fırat Aydınus'tu.

ÇİRKİN
Karabükspor, Süper Ligde Ankaragücü, Samsunspor ve Orduspor'la beraber küme düşmenin en büyük favorilerinden. Uzun yıllar sonra geçen yıl döndükleri Süper Lig'de kalıcı olmayabilirler ama bu yaptıkları çirkinlik uzun yıllar boyunca Trabzonspor taraftarının belleğinde kalıcı olacak. Karabükspor taraftarı bugün kartopu atılmadan, Trabzonspor'a şikeci yaftası vurmadan ve dakikalar boyunca küfretmeden de Trabzonspor galibiyetini kutlayabilirdi. Çünkü Kardemir Karabükspor galibiyeti hak eden taraftı. Yaşanan bu rezaletin bir takım artniyetli kişilerin gazıyla meydana geldiği yalanına inanmıyorum. Bilinçli, organize bir hareketti. Ne zaman Trabzonspor oyuncuları kale arkası tribününe yaklaşsa kartopu taarruzuna maruz kalıyordu. Üstelik Milli Takım'ın en önemli gol silahı sakatlanma tehlikesi geçirdikten sonra bile devam etti bu çirkinlik. Yazık, yakışmıyor o camiaya hele hele temsil ettiği değerlerle hiç bağdaşmıyor.

Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Tolga Zengin *
Giray Kaçar *
Serkan Balcı *
Celutska *
Marek Cech **
Alanzinho *
Colman *
Aykut Akgün *
Olcan Adın ***
Paulo Henrique **
Burak Yılmaz **

Sonradan Girenler
Dk. 61 Halil Altıntop *
Dk. 75 Sercan Kaya *

15 Ocak 2012 Pazar

Trabzonspor 4 Köşe!

Sezonun en güzel oyunlarından birini çıkartan Trabzonspor, Samsunspor'u 4-0'la rahat geçerken galibiyet serisini de 4 maça çıkardı. Maç başlamadan önce tribünler kötü hava şartlarına rağmen dolmuştu. Hava yağmurlu, futbolcular inançlıydı. Fırtınanın kopması için tüm şartlar oluşmuştu anlayacağınız. Rakip ağır yaralıydı, kendi sahasında Galatasaray karşısında 2-0 öne geçtiği maçı 4-2 kayberedek taraftarını üzmüştü. Küme düşmeme adına çok kritik bir deplasmana çıkmışlardı ve alacakları bir puan bile onlar için gelecek haftalar adına umut ışığı olabilirdi. Geçen sezon Samsunspor'u, imkanları kısıtlı olmasına rağmen Bank Asya 1.Lig'de şampiyon yapan Hüseyin Kalpar'ın ahı alındı diye düşünüyorum. Vladimir Petkovic'e bu kadar tahammül edilmesine ise hiçbir anlam veremiyorum.

Alanzinho'nun hücum presiyle rakibi bunalttığı maça Olcan Adın tutuk başlamıştı. Fakat üzerindeki durgunluğu kısa sürede attı ve Avni Aker'de Trabzonspor formasıyla ilk golüyle tanıştı. Sezonun şimdiden gol kralı olmayı hemen hemen garantileyen ismi Burak Yılmaz yine mesaideydi. Yoktan var ettiği penaltıyı ve sol ayağına geldiği için iteleyemediği pozisyon dahil toplam 2 net gol pozisyonu kaçırmasına rağmen rakip filelere 2 gol bırakıp birde güzel asist yaparak gecenin yıldızı oldu. Olcan'la iyi anlaşıyorlar ve bu takıma ofansif anlamda güç katıyor. Gaziantepspor'dan transfer edilen Olcan ise futbolunu her geçen hafta geliştiriyor. Artık kanatlarımız işliyor, Volkan Şen'i de takıma monte edebilirsek, durdurulması zor bir hücum gücü oluşturmuş oluruz. İlk devre biraz tutuktu Halil, Şenol Güneş bunu görmüş olacak ki 2.devreye Paulo Henrique'yi alarak başladı. Son haftalarda biraz toparlayan Paulo kendisine gelen bu şansı iyi kullandı ve meşin yuvarlığı filelerle buluşturdu.

Göbekte oynayan Colman & Aykut ikilisi birbirlerine uyum sağlamaya başladı. Defansif anlamda önemli bir eksikliği dolduruyor orada Aykut. Güçlü, fiziğini iyi kullanan yapısıyla şans verildikçe başarılı olacağının sinyallerini veriyor. Colman bildiğiniz gibi, aynı savaşçı adam. Bazen yaptığı top kayıplarını nazarlık olarak not düşebiliriz ancak. Zokora geri dönene kadar, Barış Özbek'in durumunun muallaktan kurtulamayışını da göz önünde bulundurarak bu maçtaki şablonun değişmeyeceğini söylemek zor olmaz. Bu ikilinin önünde oynayan Alanzinho'nun Trabzonspor'a geldiğinden beri oynadığı en hırslı futbolu seyrettik. Öyle ki 2.sarıdan oyun dışı kalması an meselesiydi. Son birkaç aydır ne oynadığını bilen görüntüsüyle, daha bir takım oyuncusu olan sambacı, komple bir ofansif orta saha oyuncusunun nasıl olacağını anlatıyor seyredenlere.

Glowacki'nin yokluğunda alternatif olarak bekletilen Mustafa Yumlu'nun da sakatlık geçirmesi kafalarda soru işaretleri oluşturmuştu. Fakat defansın her yerinde oynayabilen Celutska'yı göbekte oynatan Şenol Güneş, Çek futbolcunun performansıyla sevindi. Giray'la beraber tehlikeli Rum santrafor Gekas'ı durdurdular. Rakibin tehlikeli bir pozisyonu var desek çok pozitif bakmış oluruz. Cech hücum bindirmeleri, kaliteli tekniğiyle sol kanada işlevsellik kazandırdı. Onun tecrübesiyle bu takıma kazandırdığı çok şey var. Takımın tek aksayan oyuncusu Serkan Balcı'ydı. Uzun zamandır eski Serkan'ı arıyoruz ama bir türlü çağrılarımıza cevap vermiyor. Hırsı, 90 dakika koşan yapısıyla milli takıma yeniden çağrılan eski Serkan'ı görey, duyan varsa haber versin bir zahmet. Şu anki form durumuyla yedek kalması muhtemel. Kalesinde kaptan Tolga her zamanki gibi güven verdi, sıfır hatayla oynadı. Gelecek hafta Bülent Korkmaz'ın Kardemir Karabükspor'uyla deplasmanda karşılacağız. Bugünkü güzel futbol ve skorun tekrarını yaşamak dileğiyle.

Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Tolga Zengin **
Giray Kaçar ***
Serkan Balcı *
Celutska ***
Marek Cech ***
Alanzinho ***
Colman ***
Aykut Akgün ***
Olcan Adın ***
Halil Altıntop *
Burak Yılmaz ****

Sonradan Girenler
Dk. 46 Paulo Henrique **
Dk. 74 Adrian *
Dk. 87 Sercan Kaya *

12 Ocak 2012 Perşembe

Maç Var Dediler, Geldik!

Futbolcularımızın tamamına yakını başlıktaki ruh haline bürünmüştü dün akşam Hüseyin Avni Aker stadyumunda. Taraftar güzeldi, maç boyu tempo tuttular, destek verdiler fakat futbolcular halı saha maçından hallice, fazlasıyla lakayıt bir futbolla tribündeki ve ekran başındaki Bordo-Mavi sevdalılarını hayal kırıklığına uğrattı. Rakip Bank Asya 1.Lig'inde bile galip gelememiş, mütevazi bir İstanbul takımıydı. Bank Asya 1.Ligi'nde formalite icabı bir ikinci devre oynayacağı dün akşamki oyunlarıyla iyiden iyiye belli oldu. Fakat bizim forma şansı bulmakta sıkıntı çeken futbolcularımızın mücadeleden yoksun futbolları, idareten oynuyor havası yaratan hareketleri karşısında umutsuzluğa kapılmadım dersem yalan söylemiş olurum. Şampiyonlar Ligi oynamış, 2.Turu kılpayı kaçırmış bir takımın yedek kulübesi nasıl bu kadar basiretsiz, vasıfsız futbolcularla dolu olur, aklım almıyor.

İYİ
Yağmura ve soğuğa rağmen tribünleri dolduran vefakar Trabzonspor taraftarını ayakta alkışlıyorum. Çoğu insan için önemsiz bir tur mücadelesi olarak gözükse de onlar için çok farklıydı. Tribünde desteklerini hiç kesmeden 90 dakika boyunca sahadaki 11'in yanında oldular. 12. Adam dedikleri bu olsa gerek. Hırsıyla diğer takım arkadaşlarının birkaç adım önünde olan, attığı golle, ikili mücadelelerdeki azmiyle şans bulursam hocamı utandırmam mesajı veren Sercan Kaya sahada Trabzonspor'un en iyisiydi. Trabzonspor'un ilk golünü, çok şık bir vuruşla İstanbul Güngörenspor ağlarına gönderen Alanzinho'da iyiler arasındaydı. Maç boyunca birşeyler yapmaya çalıştı, mücadele etti, aldığı toplarla etkili de oldu. Burak gibi bir partnerle daha da etkili olacağını düşünüyorum. Celutska'da sahada hakkında pozitif şeyler söyleyebileceğimiz bir başka futbolcumuzdu. Kanat bindirmeleri yaparak tehlikeli oldu, uzun boyuna rağmen adam eksiltme becerisi olması onu alışılagelmiş sağ beklerden farklı kılıyor. Kaldı ki dün sağ bek olarak başladığı maçı stoper olarak tamamladı ve hiç sırıtmadı. Şenol Güneş'in defanstaki jokeri olmayı sürdürüyor genç oyuncumuz. Çok uzun zaman sonra formayı sırtına geçiren Onur Recep Kıvrak'a bir parantez açmamız gerekiyor. Cılız Güngörenspor şutlarında sıfır hatayla oynadı ve kalesinde güven verdi. Eski Onur kaldığı yerden devam edecektir.


KÖTÜ

Zayıf rakibe rağmen oynanan futbol çok kötüydü. Birçok futbolcu böyle maçları kendisini göstermek için iyi bir fırsat olarak görür ama bizimkilerin bu bilinçten yoksun olduklarını söylemek mümkün. Rakibin zayıflığından olsa gerek, basit oynamak yerine birçok pozisyonda şova kaçan hareketleriyle Paulo Henrique'yi bu kategoriye sokabiliriz. Evet, topu aldığında iyi saklıyor, rakibi eksiltiyor ama o lüzumsuz çalım girişimleri, gereksiz estetik hareketleri yok mu, ifrit oluyorum. Basit, ayağa oynayabilsek, dün rahat 5'i bulurduk fakat takım halinde erken gelen golün etkisinde kalarak maçı rölantide götürdük. 3.75 Milyon Euro'ya alınmış ama koca bir devreyi yalnızca 2 gol atarak kapamış bir forvet oyuncusu için fazlasıyla havalı buldum kendisini. Hoş Adrian'ın ondan hiçbir farkı yok ama Polonyalı Kötü kategorisine giremeyecek kadar kötü. Peki ya Serkan Balcı'ya ne demeli? Ciddi ciddi yaşlandığını hissediyorum, hızından çok şey kaybetmiş. Artık ikili mücadelelerden galip ayrıldığına da pek şahit olmuyoruz. Kendisine çekidüzen vermeli, Şenol Güneş onun kulağını çekmeli. Jebrin çok heyecanlıydı, hiç insiyatif almadan aldığı her topu takım arkadaşlarına ulaştırmaya çalıştı. Bank Asya'da Şampiyonluk mücadelesi veren bir takımla Şampiyonlar Ligi'nde 2.tur mücadelesi veren bir takım arasındaki farkı özümseyip, sahaya kalitesini yansıtmalı. Yoksa genç yaşta kulüp değiştirme rekoru kırar.

ÇİRKİN
5.25 Milyon Euro ödenerek transfer edilen Adrian, geldiği günden beri hiçbir maçta katkı vermeyen Barış Ataş, üç sezondur en ufak bir gelişim gösteremeyen Ferhat Öztorun için 'kötü' sıfatı lüks olur. Gururlu insanların haketmedikleri para boğazlarından geçmez, düğümlenir kalır. 10 Numara giyen Adrian'a harcanan mesai, ödenen para, tanınan şans Trabzonspor'un yabancı futbolcu geçmişine bakıldığında çok fazladır. Bu toleranslı yaklaşımı hakedecek hiçbir şey yapmamasına rağmen üstelik. Barış Ataş'ın ve Ferhat Öztorun'un şapkayı önlerine koyup aynı şekilde düşünmelerine gerekiyor, bu kadroda şans bulabilir miyim diye. Zira hem kendilerine hem de takıma zarar veriyorlar. Trabzonspor'un her şeyi Şenol Güneş'in Adrian'a ve sonrasında Olcan'a ettiği küfürler gerçekten çirkindi. Maçın heyecanıyla, kötü performans gösteren futbolculara tepki koymasına kimse bir şey diyemez ama ulusal bir kanal tarafından yayınlanan bir maçta ağzından çıkan sözcüklere dikkat etmeli insan. Hele ki, en ufak bir hatada tepemize çullanmayı bekleyen İstanbul basınının markajındaysanız. Bir taraftar olarak ben de Adrian'ı sevgiyle yad etmiyorum, kabul. Fakat az önce de dediğim gibi Şenol Hoca Trabzonspor'un her şeyi ben ise yalnızca taraftarım.

Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Recep Onur Kıvrak ***
Giray Kaçar **
Mustafa Yumlu **
Celutska **
Ferhat Öztorun *
Adrian *
Serkan Balcı *
Barış Ataş *
Sercan Kaya ***
Alanzinho ***
Paulo Henrique **

Sonradan Girenler
Dk. 58 Jebrin *
Dk. 70
Olcan Adın *
Dk. 81 Marek Cech *

8 Ocak 2012 Pazar

İyi Kötü Çirkin

İYİ
Son 2 maçtır kazanan Trabzonspor, serisini 3 maça taşıdı. Büyük takımlara karşı iyi motive olan, genelde zorluk çıkaran İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u Olimpiyat stadyumunda yenmek önemliydi. Sürekli kazanan, serisini 8 maça taşıyan Galatasaray'la olan puan farkını korumak gelecek haftalar adına umut verici. Haftaya Hüseyin Avni Aker stadyumunda oynanacak olan Samsunspor maçına fire vermeden çıkacak olmamız sevindirici. Olcan Adın'ın ilk maçında 40 yıllık Trabzonsporlu gibi mücadele etmesi ve yabancılık çekmemesi gözlerden kaçmadı. Teknik Direktörümüz Şenol Güneş'in yerinde hamlelerle oyuna zamanında müdahale etmesi ve olası bir puan kaybının önüne geçmesi önemliydi. Paulo Henrique'nin üzerindeki ölü toprağını atması, iyi mücadele etmesi, Burak Yılmaz'ın üstün formunu sürdürüyor olmasının yanında soğuğa ve yağmura rağmen tribünlere gelen otuz bine yakın cefakar Trabzonspor taraftarı günün Trabzonspor adına güzellikleriydi.


KÖTÜ
İlk Devrenin ilk 5 dakikası ve maçın son 15 dakikası olmak üzere toplam 20 dakika haricinde kötü futbol oynadı Trabzonspor. Oyuna ağırlığını koyamayan bir Trabzonspor'un zorlu maçlarda daha da zorlanacağını gerçeğini gözardı edemeyiz. Defansla orta saha irtibatını sağlayacak kalitede bir stopere sahip olamayışımız kopukluklara sebep oluyor. Adrian'ın hayal kırıklığı yaratmaktaki becerisini sürdürüyor olması ve 1o numaranın ağırlığı altında ezilmesi beni üzüyor. Halil'in hemen hemen her pozisyonda çalım denemesi, bunun takım oyununa olumsuz etkisi ve ısrarla her hafta bu alışkanlığına devam etmesine teknik heye artık bir dur demeli. Aykut heyecanına yenik düştüğü pozisyonlarda takım için önemli atakları kesti, veremediği ya da rakibe kaptırdığı paslarla oldukça sırıttı. Buna rağmen Burak Yılmaz'ın ona tepki koyması da bir o kadar kötü bir hareketti.


ÇİRKİN
Türkiye'de ve Dünya'nın geri kalanında futbolun en sevilen spor olmasının belli başlı sebepleri var. Görsel güzellikler, takım oyunu, dayanışma, estetik hareketler, tribün şovları gibi birçok atraksiyon bizler gibi milyonlarca insanı ekran başına kilitliyor. Ben de naçizane 27 yıllık ömrümde bu sporu takip etmeye çalışan bir futbolseverim. Ama bu gözler Kamil Zayatte gibi bir futbol kasabını ne gördü ne de tanıdı. Yaptığı hiçbir harekettte futbolun güzelliklerine dair en ufak bir emare yok. Kariyeri boyunca Lens, Young Boys, Hull City gibi takımlarda oynamış bu Gineli sakatlık taciri henüz 26 yaşında. En iyi ihtimalle 7-8 yıl daha futbol dünyasının kabusu olmaya devam edecek. Bu sırada sakatlanacak veya futbol hayatı sona erecek futbolculara vereceği zararı düşünmek bile istemiyorum. Abdullah Avcı'nın 'Vur, Kır, Parçala' mantalitesini tam olarak özümseyen Arif Erdem'in ona şans vermesine şaşırmıyorum. Bu çirkin tablonun oluşmasında en az böyle futbolcular kadar onlara forma veren teknik direktörlerin de kabahati var.

Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Tolga Zengin ***
Giray Kaçar ***
Glowacki **
Celutska **
Marek Cech ***
Adrian *
Colman **
Aykut Akgün *
Olcan Adın ***
Halil Altıntop *
Burak Yılmaz ****

Sonradan Girenler
Dk. 19 Mustafa Yumlu **
Dk. 56 Alanzinho ***
Dk. 73 Paulo Henrique **

4 Ocak 2012 Çarşamba

Atamayana Atarlar

Futbolun değişmeyen kurallarından biri daha tecelli etti dün akşam, Manisaspor beraberlik golünü kalesinde gördükten sonra ki şaşkınlıkla ayakları üzerinde bile zor duran Trabzonspor karşısında 3 net gol fırsatından yararlanamadı. Kaçan bu fırsatlardan sonra kendini yineleyen futbolun mistik gücü harekete geçti. Tam maç berabere bitecek derken Colman'ın nefis pasıyla topla buluşan Burak Yılmaz, rakibini enfes bir hareketle geride bırakıp kaleci İlker'in yanından meşin yuvarlağı Manisaspor ağlarına yuvarladı. İlk Yarı ne istediğini bilen, iyi oynamaya çalışan ama hepsinden önemlisi defansta sıfıra yakın hatayla oynayan bir Trabzonspor vardı. Ama ne zaman ki golü kalemizde gördük, çil yavrusu gibi dağıldık. Tarif edilemez bir panikle, futbolcularımız kendi zihinlerine maçın artık gittiğini, dönüşü olmayan bir yola girdiklerini öğütlüyordu. Ekran başındakiler daha da endişeliydi, ilk devre haddinden fazla puan kaybetmiştik, tekrarı olmamalıydı, en azından puan farkı kapanana kadar. Derken Şenol Güneş'in kampa geç katıldığından olsa gerek yedek soyundurduğu Colman'ın klas pası ve Süper Lig'in en efektif golcüsü Burak'ın işbirliğiyle çok şık bir gole imza attık. Kalan dakikalar artık yalnızca maçın resmi olarak bitmesini teyit etmek için gerekliydi çünkü maç esasında 82.dakikada sona ermişti.

Devre Arası kampı kısa sürmüştü, futbolcular eşleriyle beraber samimi bir ortamda vakit geçirdiler. Takımın sahadaki uyumunun yanısıra bu tür etkinlikler takım kimyasını artıran organizasyonlardan olduğu için çok başarılı buluyorum ben kendi adıma. Takım aklı başında ve sakin başladı oyuna. Kontrol ve top bizdeydi. Pozisyonlar bulduk, Zokora dün aksamasaydı daha etkili olabilirdik. Zokora-Colman ikilisi Zokora-Aykut ikilisinden çok daha başarılı, Aykut henüz o bölgeye adapte olabilmiş değil. Volkan ve Halil'in kaliteli oyunları vardı ilk devre Hüseyin Avni Aker stadyumunda. İkinci devre, 2.golü bulup rahatlarız derken kalemizde golü gördük. Akabinde Isaac ve Simpson'un kaçırdığı net gol pozisyonlarıyla yüreğimiz ağzımıza geldi. Tolga'nın savunduğu kale direği sağlam okunmuş belli ki, ikisi de acemice vuruşlar ya da hareketler yaparak geriye düşmemize engel oldular. Şenol Güneş Colman ve Brozek'i alarak geçte olsa oyuna müdahale ederek doğru olanı yaptı. Fakat Volkan Şen'in yorgun Manisaspor defansı karşısında 90 dakika sahada kalması gerekiyordu. Her iki kanat beki Sarı Kart görmüş bir Mansispor karşısında Alanzinho'suz oynadığımız için en önemli silahımız oydu.

Tolga önemli kurtarışlar yaptı, golde hatası yoktu. Golü yedikten sonraki panik halinde, soğukkanlı duruşunu koruyarak 3 puanı almamızda çok etkili oldu. Defansta Giray-Glowacki ikilisi ilk devre iyi, ikinci devre çok kötü performans sergilediler. Celutska savunmanın jokeri olarak görevini layıkıyla yerine getirdi. Serkan Balcı sahanın en kötüsüydü fakat buna rağmen Şenol Güneş ona 76 dakika sabretti. Zokora çok top kaybı yaptı, ikili mücadelelerde eski becerisi yoktu. Sanırım biraz dinlendirilmeye ihtiyacı var. Barış Özbek o bölgeye alternatif olabilir. Aykut, risksiz oynamaya devam ediyor ama biraz daha insiyatif alırsa daha çok katkı verecektir. Yeni bir Hüseyin Çimşir'e ya da Ceyhun Gülselam'a ihtiyacı yok bu takımın.

Adrian yine varla yok arası bir yerdeydi. Ona bakınca harcanan 5.25 Milyon Euro'yu görüyorum tekrar tekrar, inanın bana içim cız ediyor. Çok çalışması lazım, ofansif olarak katkı veremediği zaman defansa yardım etmesi gerekiyor. Her ikisini de yapmayınca iyice çekilmez oluyor. Volkan arzuluydu, dün daha az şahsi oynadı ama yakaladığı fırsatları daha iyi değerlendirebilirse sezonu 10 golle tamamlayacaktır, biraz daha oynamalı. Burak Yılmaz'ın sezonun ilk asistini yaptığı organizasyon sonucunda Halil'le öne geçtiğimizde, ikinci devre bu ikilinin çok can yakacağı noktasında hemfikirdik. Fakat Halil'in hemen hemen her maçın 70.dakikasından sonra yorulup, oyundan düşmesi ve Şenol Güneş'in gereksiz Halil ısrarı takıma yarardan çok zarar veriyor. Burak Yılmaz'ın attığı gol jeneriklik. Topu alışı, özgüveni, son vuruşu mükemmel. Onu tarife gerek yok, Süper Lig'in açıkara en iyisi.

Şimdi önümüzde İBB deplasmanı var. Deplasman dediysem de siz aldırış etmeyin, 30-40.000 civarında Trabzonspor taraftarı Olimpiyat Stadyumundaki ulaşım eziyetine rağmen tribünlerdeki yerini alacak. Olcan muhtemelen şans bulacaktır, Jebrin'in de ilk 18'e girmesini bekliyorum. Fakat, dilimizde tüy bitse de söylemekten usanmayacağım stoper ve santrafor ihtiyacımız dün bir kez daha tescillendi. Sadri Şener artık inadından vazgeçmeli ve bu takıma seviye atlatacak iki yıldız oyuncuyu Trabzon'a getirmelidir. Yoksa bu taraftar daha çok ecel terleri döker...

Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Tolga Zengin ***
Giray Kaçar **
Glowacki **
Celutska ***
Serkan Balcı *
Adrian *
Zokora *
Aykut **
Volkan Şen **
Halil Altıntop **
Burak Yılmaz ***

Sonradan Girenler
Dk. 73 Colman **
Dk. 73 Pawel Brozek *
Dk. 76 Ferhat *

3 Ocak 2012 Salı

Olcan Adın Etkisi

Süper Ligin son iki sezonunda takımına en çok katkı veren 3 yerli futbolcuyu sayın deseler, bunlardan biri kesinlikle Olcan Adın olurdu. Böylesine yetenekli bir oyuncuyu, 3.25 Milyon Euro + Marek Sapara'nın yarım sezonluk kiralanması karşılığında bitiren ekibe teşekkürü bir borç bilirim. İstanbul takımlarında hor görülüp, Anadolu'da kendini bulan, içindeki cevheri açığa çıkartan cevherlerden biri de Olcan Adın'dır. Şimdi Milli Takım'a yükseleceği ve onu transferde takas edilecek oyuncu statüsünde görenlere ders verebileceği bir takıma geldi.

Maç seçmeyen, her maça aynı konsantrasyonla çıkan, hırslı, hırslı olduğu kadar takım arkadaşlarını da hırslandıran, çabucak hızlanıp adam eksiltebilen, topsuz oyunda nerede duracağını bilen, özgüveni yüksek ve cesur kararlarla takımını taşıyabilen, uzaktan şutlarıyla can yakabilen, iyi korner kullanabilen komple bir sol kanat oyuncusu transfer etti Trabzonspor.

Olcan'ın Burak Yılmaz'la olan arkadaşlığı Selçuk&Burak A.Ş. den aldığımız verimi tekrarlatır mı bilinmez ama tehlikeli bir ikili olacaklardır şüphesiz. Hele ki, ilk devre yokları oynayan Volkan Şen'de takımın bir parçası olduğunu ispat ederse, değmeyin Trabzonspor taraftarının keyfine. Sağdan Volkan, soldan Olcan, göbekte Alanzinho ve Jebrin'le çok tehlikeli ve alternatifli bir orta saha zenginliğine kavuşur Bordo-Mavi'li takımımız.

Fakat devre arası transfer döneminde hala doğru hamleleri yaptığımıza inanmıyorum. Bu takımın direkt oynayacak bir stopere ve leblebi gibi gol atabilecek bir santrafora olan ihtiyacı hala devam ediyor. Kadroyu zenginleştirme çabaları veya puzzle'ı tamamlama çabaları ya da adı herneyse o değil bizim olayımız. Olcan Adın ve Torric Jebrin transferlerine herkes gibi ben de sevindim ama önceliğimiz onlar değildi. Glowacki'li defans hattımızla ilk devre 17 maçta 21 gol yemişiz. Geçen sezon bu rakam sadece 10'du. Sadece Burak Yılmaz'dan oluşan hücum hattımızla ise yalnızca 24 gol atabilmişiz, geçen sezon bu rakam 40'tı. Güçlenen bir Galatasaray en önemli rakibimiz olmuşken, takım olma yolunda önemli adımlar atan Beşiktaş gibi bir rakiple yarışacağımız gün gibi aşikarken bu kadroyla yola çıkmak intihar olacaktır. O yüzdendir ki Şenol Güneş huzursuz, Jaja'yı değil daha çok katkı verebilecek transferleri düşünüyor. Sadri Şener ve ekibi, gerekli takviyeleri yapmazlarsa sezon sonu sıralamasının sorumluları olurlar. Benden söylemesi.

Bu akşam, 2.Devrenin ilk maçında tanıdık bir takımla Manisaspor'la evimizde mücadele edeceğiz. Geçmişte Trabzonspor formasını giymiş oyuncuların bize karşı her maçta ekstra motive olmalarına alışkınız, Kemal Özdeş'in de eski bir antrenörümüz olduğu gerçeğinden yola çıkarsak sıkıntılı bir maç bizi bekliyor diyebiliriz. İşimizi şansa bırakmayıp, Orduspor maçındaki hırslı mücadeleyi tekrar ederek puanları kopartmalıyız. Nasıl başlarsa öyle gidermiş, vira bismillah uşaklar...