28 Temmuz 2011 Perşembe

Tur Düşerken Umutlar Yükseliyor

Yeni kurulmuş bir takımın, avrupanın en zorlu deplasmanlarından birinde bu kadar dirençli oynamasına rağmen, 2 farklı yenilmesi futbola ihanettir. Kadrosunda bulundurduğu oyuncularla Mini bir Güney Amerika karması gibi mücadele eden Benfica'nın yetenekli ayaklarıyla sonuca gitmesi çok şaşırtıcı değildi. Yediğimiz gollerin basit defansif yerleşim hatalarından gelmesi de öyle.

Futbolcularımız genel olarak iyi mücadele etti. 70'den sonra kondisyonları yetersiz kaldı demek pek mantıklı değil zira takım 90 dakika iyi direnç gösterdi. Kişisel pozisyon alma hatası tüm takıma mal edilemez, edilmemeli de. Defanstan çıkarken garanti tercihler yapmak yerine, defansı eksik yakalatacak seçimler yapmak skorun bu hale gelmesine neden oldu.

Çok net olan bir durum sözkonusu. Hiçbir Türk takımı, Şampiyonlar Ligi ön elemelerinin olduğu bu formatı geçerek gruplara kalamaz. Geçen sezon Fenerbahçe 3.turda seribaşı olmasına rağmen Young Boys'a elenerek gruplara kalma şansını kaybetmişti mesela. Zor da olsa Trabzonspor'umuz bu turu geçse bile daha da güçlü rakiplerin bulunduğu son eleme turunu geçmesi imkansıza yakın olacaktır. Çünkü henüz oturmamış bir kadroya, takım oyununun yerleşmediği bir mantaliteye sahip. Hedefimiz Uefa Avrupa Ligi grupları olmalıdır. Bu hedef gelecek yıllarda seribaşı olmamız için daha gerçekçi ve pratiğe geçirmede daha az zorlanacağımız maçlarla başarılabilir.

Şenol Güneş'in takımı kısa vadede sonuç verebilecek düzeye getirmiş. Yeni transferlerin hepsi katkı yapacak gibi gözüktüler. Paulo güçlü fiziği ve adam eksiltme özelliğiyle İl Fenomeno'yu (Ronaldo) anımsattı. Adrian top tekniği ve kaliteli paslarıyla çok can yakacağını gösterdi. Zokora ise yüksek kart görme potansiyeline rağmen takımın savunma yükünü iyi sırtlıyor, tecrübesiyle çok şey katacaktır. Celutska bu sezonun Türkiye liglerindeki en iyi yabancı transferi olabilir, gencecik bir futbolcu olmasına rağmen sanki yıllardır Premier ligde oynuyormuşcasına tecrübeli, bilerek oynuyor. Takımın en büyük eksiği stoper mevkisinde. Glowacki ve Giray'ın muhtemel formsuzluklarını da göz önüne alarak yerli bir stoper takviyesi yapılması gerçeğini gözler önüne serdi dünkü mücadele. Serkan Balcı'yı yedekleyebilecek kaliteli bir sağ bek ve santrafor transferi de gerekebilir. Fakat şu an en acil takviye stoper mevkisine yapılmalıdır.

Tur düşerken, umutlarımız yükseliyor. Bu sezon şampiyonluğun en büyük favorisi Trabzonspor'dur. Bunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Tolga Zengin **
Serkan Balcı *
Giray Kaçar **
Glowacki **
Celustka ***
Colman **
Zokora **
Adrian ***
Alanzinho *
Burak Yılmaz *
Paulo Henrique
***

Sonradan Girenler
Dk. 67 Aykut ?
Dk. 85 Pawel Brozek ?

26 Temmuz 2011 Salı

Vira Bismillah!

Fırtınanın göbeğinde Avrupa Macerasına başlıyor Trabzonspor. Uzun yıllardır hasret kaldığı Avrupa Kupalarında başarı özlemiyle üstelik. Başkanından malzemecisine kadar herkesin kafası 'şike' olaylarına odaklanmış olmasına rağmen, bir rüyanın özlemini duyuyor Trabzonspor taraftarı. Daha önce eşiğinden döndüğü Şampiyonlar Ligine bu kez dahil olmak istiyor Bordo-Mavi uşaklar.

Ekseriyetle bulunduğu torbanın en güçlü takımını çeker Trabzonspor. Bu sezon da gelenek bozulmadı. Şayet bu tur geçilirse, akabinde gelecek takımı inanın bana düşünmek bile istemiyorum. Önceki sezonun Portekiz şampiyonu, geçen sezonun Avrupa Ligi yarı finalisti Benfica çıktı karşısında Trabzonsporumuzun. Müthiş bir stadyumda, ateşli bir taraftar desteğini arkasına alarak, kaliteli kadrolarıyla büyük işler başardılar geçen sezon. Yine gelenek olduğu üzere Porto'nun gölgesinde kalmalarına rağmen, Avrupa Ligi'nde oldukça başarılı sonuçlar aldılar. Final öncesinde Braga engelini rahat aşmalarını bekliyordu spor otoriteleri fakat, Braga sağlam defansif anlayışıyla ayakta durarak, müsade etmedi aynı ülkenin bayrağını taşıyan rakibine.

Benfica özellikle taraftar desteği yüksek olan takımlarla oynadığı deplasman maçlarında bazen süpriz mağlubiyetlere imza atabiliyor. İlk aklıma gelen sonuç Hapoel Tel Aviv karşısında aldıkları 3-0'lık mağlubiyet. Rövanş maçının Atatürk Olimpiyat stadyumunun müthiş atmosferinde oynanacağını göz önüne alırsak, şansımız hiçte az değil demek abartı kaçmaz. Önemli olan ilk maçta, ikinci maçta çevrilmeyecek kadar kötü bir skor almamak. 1 Farklı, gol atılarak gelecek mağlubiyetler bu noktada olumlu bile sayılabilir.

Maçlarını 65.647 kişilik Estadio Da Luz (Işık) stadyumunda oynayan Kırmızı-Beyazlı ekip, transfer sezonunda özellikle defans hattına önemli kayıplar verdi. Her ne kadar bu kayıpları, kariyerli futbolcularla telafi etmeye çalışsa da, uyum sorunu yaşayacaklarından şüphem yok. Paraguay'ın ve Güney Amerika'nın en komple santraforlarından biri olarak kabul edilen Oscar Cardozo, 'Tavşan' lakaplı, İstanbul'un 3 takımına da gol atma başarısını göstermiş tangocu Javier Saviola, Arjantin'den arkadaşları Nicolas Gaitan ve Pablo Aimar, Belçika futbolunun yetiştirdiği en büyük yeteneklerden Axel Witsel'le beraber çok tehlikeli bir hücum hattına sahip Benfica. Sambacı Luisao, Los Galacticos'tan transfer edilen Ezequiel Garay, Copa America şampiyonu Uruguay'ın oyuncusu Maxi Pereira ve ispanyol tecrübesi Joan Capdevilla'yla birlikte kaliteli bir defans hattına sahip aynı zamanda.

Uruguay ve Arjantin'in milli oyuncuları Portekiz futboluna yakın İspanyol oyuncularla kotaran çok kaliteli bir kadro karşısında önceliğimiz sakin oynamak olmalı. Hızlı, ani ataklarla gol bulacağımızdan zerre şühem yok. En büyük sıkıntı defans hattına oluşması muhtemel bireysel hataları minimuma indirmek. Burada en az, en büyük gol silahımız Burak Yılmaz kadar defans hattında şans bulacak oyunculara da görev düşüyor. Ve tabi gemisini kurtaran kaptan Tolga Zengin'in duruşu da çok önemli bu maçta.

Nasıl başlarsa öyle gidermiş. Vira bismillah. 'Dik' oynayın uşaklar...

12 Temmuz 2011 Salı

Fırtınanın Ortasında Transfer: Ondrej Celustka

Gündemin başdöndürücü yoğunluğu, şike ve teşvik iddilarının gölgesinde defansa takviye amaçlı bir transfer yapıldı geçtiğimiz günlerde. Stoperde, sağ bekte oynayabilen, geçen sezon İtalyan ekibi Palermo tarafından kiralanan, Çek Cumhuriyeti milli takımlarının alt yaş gruplarının tamamında forma giymiş genç bir stoper: Ondrej Celustka. Slavia Prag takımından 1 milyon Euro bonservis bedeli ödenip kendini Bordo-Mavi renklere 5 yıllığına bağlayan 22 yaşındaki genç defans oyuncusunun referansları oldukça iyi. İtalya liginin en iyi scouting ekiplerinden birine sahip Palermo'nun radarına yakalanmış bir futbolcudan bahsediyoruz.

Çek Cumhuriyeti Ümit Milli takımının kaptanlığını yapmış, avrupanın gelecek vaat eden stoperleri arasında ismi geçen bir oyuncu mutlaka takıma katkı yapacaktır fakat sorulması gereken soru şudur ki; Şampiyonlar Ligi ön elemesi oynayacak takımın stoper mevkisine yapacağı transferin daha tecrübeli olması gerekmiyor muydu? Bu handikaplara rağmen geleceğe yönelik olumlu ve çok külfetli olmayan bir transfer olarak hayırlı olsun demek bizlerin görevi. Umarım faydalı olur.

1 Temmuz 2011 Cuma

Avrupa'ya Gitmek?

Umut Bulut'un karakterli duruşu, iş ahlakı asla unutulmayacak değerler. Futbolumuza kazandırdığı defansif forvet anlayışıyla, yıldırıcı presiyle rakip defans hattını bunalttığı oyun mantalitesiyle önemli bir oyuncuydu takımımız için. Kısıtlı son vuruş yeteneği dolayısıyla birçok maçta saç baş yoldursa da o şanlı formayı teriyle sırılsıklam ettiği gerçeğini de göz ardı edemeyiz.

Bu yıl içerisinde eşinden boşandı, ailevi sıkıntılarının yanında Trabzonspor taraftarının aşırı yüklenmesi, neredeyse kaçırdığı her pozisyon onun için onu çarmıha germesi futbolunu etkiliyordu. Avrupa'ya gitmek istiyordu, evet gerçekten Avrupa'ya gitti. Giderken de 5 yıl hizmet ettiği kulübüne 3.8 Milyon Euro gibi hatırı sayılır bir bonservis bedeli kazandırdı.

Umarım Trabzonspor taraftarına hakkını helal edersin Umut Bulut. Zira bizim hakkımız helaldir sana.