26 Temmuz 2011 Salı

Vira Bismillah!

Fırtınanın göbeğinde Avrupa Macerasına başlıyor Trabzonspor. Uzun yıllardır hasret kaldığı Avrupa Kupalarında başarı özlemiyle üstelik. Başkanından malzemecisine kadar herkesin kafası 'şike' olaylarına odaklanmış olmasına rağmen, bir rüyanın özlemini duyuyor Trabzonspor taraftarı. Daha önce eşiğinden döndüğü Şampiyonlar Ligine bu kez dahil olmak istiyor Bordo-Mavi uşaklar.

Ekseriyetle bulunduğu torbanın en güçlü takımını çeker Trabzonspor. Bu sezon da gelenek bozulmadı. Şayet bu tur geçilirse, akabinde gelecek takımı inanın bana düşünmek bile istemiyorum. Önceki sezonun Portekiz şampiyonu, geçen sezonun Avrupa Ligi yarı finalisti Benfica çıktı karşısında Trabzonsporumuzun. Müthiş bir stadyumda, ateşli bir taraftar desteğini arkasına alarak, kaliteli kadrolarıyla büyük işler başardılar geçen sezon. Yine gelenek olduğu üzere Porto'nun gölgesinde kalmalarına rağmen, Avrupa Ligi'nde oldukça başarılı sonuçlar aldılar. Final öncesinde Braga engelini rahat aşmalarını bekliyordu spor otoriteleri fakat, Braga sağlam defansif anlayışıyla ayakta durarak, müsade etmedi aynı ülkenin bayrağını taşıyan rakibine.

Benfica özellikle taraftar desteği yüksek olan takımlarla oynadığı deplasman maçlarında bazen süpriz mağlubiyetlere imza atabiliyor. İlk aklıma gelen sonuç Hapoel Tel Aviv karşısında aldıkları 3-0'lık mağlubiyet. Rövanş maçının Atatürk Olimpiyat stadyumunun müthiş atmosferinde oynanacağını göz önüne alırsak, şansımız hiçte az değil demek abartı kaçmaz. Önemli olan ilk maçta, ikinci maçta çevrilmeyecek kadar kötü bir skor almamak. 1 Farklı, gol atılarak gelecek mağlubiyetler bu noktada olumlu bile sayılabilir.

Maçlarını 65.647 kişilik Estadio Da Luz (Işık) stadyumunda oynayan Kırmızı-Beyazlı ekip, transfer sezonunda özellikle defans hattına önemli kayıplar verdi. Her ne kadar bu kayıpları, kariyerli futbolcularla telafi etmeye çalışsa da, uyum sorunu yaşayacaklarından şüphem yok. Paraguay'ın ve Güney Amerika'nın en komple santraforlarından biri olarak kabul edilen Oscar Cardozo, 'Tavşan' lakaplı, İstanbul'un 3 takımına da gol atma başarısını göstermiş tangocu Javier Saviola, Arjantin'den arkadaşları Nicolas Gaitan ve Pablo Aimar, Belçika futbolunun yetiştirdiği en büyük yeteneklerden Axel Witsel'le beraber çok tehlikeli bir hücum hattına sahip Benfica. Sambacı Luisao, Los Galacticos'tan transfer edilen Ezequiel Garay, Copa America şampiyonu Uruguay'ın oyuncusu Maxi Pereira ve ispanyol tecrübesi Joan Capdevilla'yla birlikte kaliteli bir defans hattına sahip aynı zamanda.

Uruguay ve Arjantin'in milli oyuncuları Portekiz futboluna yakın İspanyol oyuncularla kotaran çok kaliteli bir kadro karşısında önceliğimiz sakin oynamak olmalı. Hızlı, ani ataklarla gol bulacağımızdan zerre şühem yok. En büyük sıkıntı defans hattına oluşması muhtemel bireysel hataları minimuma indirmek. Burada en az, en büyük gol silahımız Burak Yılmaz kadar defans hattında şans bulacak oyunculara da görev düşüyor. Ve tabi gemisini kurtaran kaptan Tolga Zengin'in duruşu da çok önemli bu maçta.

Nasıl başlarsa öyle gidermiş. Vira bismillah. 'Dik' oynayın uşaklar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder