
Avrupa'nın en ağır şike cezalarına sahip olmakla övünen siyasi iktidarın aradan geçen 9 ayda bırakın ağırlığı, şike yapanları ödüllendirme boyutuna varan tutumu sürecin bugüne kadar tersine işlemesine neden oldu. Kişisel fikrim, Futbol Federasyonunun bir karar alma becerisinden yoksun olduğudur. Savcı Mehmet Berk'in, Pierre Cornu ya da Michel Platini'nin sahip olduğu duruştan yoksun olan bu güruhtan daha iyisi de beklenemezdi zaten. Küme düşme ve puan silme cezalarının sezon sonuna erteleneceğini, Şampiyonluk Kupasının esas sahibine teslim edilmesi içinse mahkeme sonucunun bekleneceğini düşünüyorum. Mehmet Ali Aydınlar'ın artık rutine bağlayan yanlışlarına ara ara müdahale etmeye görev belleyen UEFA geçtiğimiz günlerde Gianni Infantino'nun açıklamalarıyla müdahale etti. FİFA'nın yani futbolun temel kurallarını, üzerinden çıkartamadığı formaya göre yorumlayan bu kımıl zararlılarının akibeti hiç iyi olmayacak, tahmin edebiliyorum.
Trabzonspor Kulübünün ödediği maddi ceza bir yana, Sadri Şener'in aldığı hak mahrumiyeti cezalarının toplam süresi ortalama bir yerli teknik direktörün kulüp çalıştırma süresiyle yarışıyor. Yine, yeni ve yeniden ceza alacağı söyleniyor. Sizce de Sadri Şener aşağıdaki fotoğraftaki duruşuyla PFDK'ya malum mesajı vermiyor mu?

* Hakan Günday, Kinyas ve Kayra
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder