26 Mart 2012 Pazartesi

ÇAKIRkeyf?!

Türk Hakemliğinin 2000'li yıllardaki medar-ı iftiharı Cüneyt Çakır yine bir Trabzonspor maçında, verdiği ve vermediği kararlarla sonuca direkt etki etti. Yatağının arkasındaki duvara bir çentik daha atmıştır bu gece muhtemelen. Sözde kaliteli olan bu hakem isterse Şampiyonlar Ligi finali yönetsin, maç seçmeye devam ettikçe benim gözümdeki değeri değişmeyecektir. İlk devrenin 30 dakikasında elini cebine 6 kez götürdü, ki bunların bir kısmı gereksiz kartlardı. Sonrasında birkaç kez oyundan atılması gereken Emre Çolak'ı oyunda tutarak, Eboue'ye taraftarın da baskısıyla 2.Sarı Kart'ı vermeyerek ve oyunun kontrolünü kaybeden kendisiydi. Maharet kart çıkartmakta değil efendi, işini hakkaniyet ölçüsünde yapacaksin ki herkes sana saygı duyacak. Elit olan senin hakemliğin değil ancak Fifa kokartındır.

Şenol Güneş'in maç boyunca çok verimsiz oynayan ve sakatlığının etkisinden bir türlü kurtulamayan Olcan Adın'a 83 dakika tahammül etmesine anlam veremedim. İlk yarı nispeten iyi olmalarına rağmen koca bir ikinci devre yokları oynayan Volkan Şen ve Alanzinho'yu ise ancak golden sonra çıkartmayı düşünmesi başka bir soru işareti. Şenol Güneş'in, Karadeniz'in Güneş'inin dün akşam yaptığı en güzel tercih kıyafet seçimiydi. Güzel bir kombinasyon olmuş, kendisini tebrik ediyorum.

Evsahibi takım taraftarını anlamış değilim. Galatasaray ligde çok rahat bir durumda, ezeli rakiplerinden biriyle çok önemli bir maça çıkıyor ama stadyumda ancak 30.000 kişilik bir kalabalık bulunuyor. Yeni kurulmuş bir takım için muazzam bir performans göstermesine rağmen aynı performanstan çok uzak bir taraftar profili bu. Enfes bir İstanbul gününde TT Arena'nın boş kalmasına çok şaşırdım açıkcası.


Kaptan Tolga dün sahanın en iyilerinden biriydi. Kurtarışlarıyla takıma hayat verdi. Eski günlerine dönüş sinyalleri verdi ki playofflar öncesinde çok faydası dokunur form tutmasının. Genel olarak defans hattını iyi buldum. Kişisel hatalar minimize edilmişti, göbekteki Giray ve Mustafa, Baros ve Necati'nin iyi oynamasını bırakın oyuna dahil olmalarına bile müsade etmedi. Serkan ve Celutska defansif açıdan iyi ama ofans katkısı açıdan verimsizdi. Açıkcası Cech'in sol kanatta başlayacağını düşünüyordum. Çünkü Celutska ve Giray uyum sağlamaya başlamışlardı ama Mustafa hafta içi antremanlarda kendini göstermiş olacak ki Şenol Güneş'in ilk tercihi oldu.

Zokora o savaşçı kimliğini, ligin en hatrı sayılır ön libero ikilisi olan Selçuk ve Melo karşısında konuşturdu. İkili mücadelelerdeki asla pes etmeyen yapısını, yıkılmayan ve yere sağlam basan oyun anlayışını çok beğeniyorum. Sadece defansif olarak değil, hücuma çıkarken kullandığı adam eksiltme özelliğiyle de iyi işler yaptı. O böyle oynadıkça bu takım sahadan boynu bükük ayrılmaz. Zokora Sarı Kart cezalısı olması nedeniyle haftaya oynayacağımız derbi maçını tribünden izleyecek, kuşkusuz kötü bir haber. Arkasında iyi bir toplayıcı olan Colman dün akşam çok iyi bir futbol oynadı. Ofansif oynadığı her maç katkı sağlıyor. Playoff'larda maç seçmeyeceğini umuyorum.


Alanzinho özellikle ilk yarı etkili bir oyun sergiledi. Fakat atağa çıkarken pekte alışık olmadığımız bir şekilde topu ayağında tutup, bekletmesi çok gereksiz kaçtı. Onun hızını bu maç göremedik, çünkü kullanmadı. Olcan'ın sakatlık sorunu sürüyor anlaşılan, alışık olduğumuz performansından çok uzak 2 haftadır. Elbette kredisini tüketmiş değil ama playofflardaki en önemli silahlarımızın başında geliyor. Volkan Olcan'a kıyasla daha fazla çabaladı ama genel olarak vasatı aşabilmiş değildi. Burak'la aralarında bir soğukluk olduğu fikrine iyiden iyiye inanmaya başlıyorum. Belki dışarıdan bakınca sırıtmıyor ama verdikleri, vermedikleri paslar, sahaya yansıttıkları futbol dili bunu anlatıyor.

Burak Yılmaz istekliydi ama verdiği pasları 'bana nasıl kolay pozisyon oluşursa, o şekilde atayım.' diye düşünerek atıyor. Takım oyununa darbe vuruyor bu egoist tutum, en az 3 kez önündeki 2 adama rağmen içlerinden geçmeyi denemesi bunun en açık deliliydi. Halil'in daha önce oyuna alınarak onun omuzlarındaki yük hafifletilse, sonuç daha farklı olabilirdi. Şenol Güneş çok bekledi değişiklikler için ve futbol'un ilahi kuralları onu cezalandırdı. Sahadan boynu bükükte ayrılabilirdi konuk ekip, Mehmet'in vuruşu biraz daha düzgün olsa.


Genel olarak değerlendirecek olursak takımımızın bölgeler arasındaki kopukluğu çözecek 2 önemli transfere ihtiyacı var. Ayağı düzgün, defanstaki topu serinkanlılıkla ilerideki takım arkadaşlarına kazandırabilecek bir stoper. Dün Mustafa ve özellikle Giray önlerine düşen her topu abanarak uzaklaştırma yolunu seçtiler, bir Dany'miz olsa bu sorun kökten çözülürdü. (Geçen sezon bu görevi Egemen üstlenmişti.) Halihazırda Sapara'nın yıldızı Güneydoğu ekibi için parlıyorken Takas + Para formülü düşünülmeli siyahi oyuncu için. Bunun yanında orta saha ve kanat elemanlarımızın taşıdığı topları tutup, arkadaşlarının yerleşmesini sağlayacak, duvar görevini üstlenecek bir santrafora ihtiyacımız var. Vittek sağlıklı bir şekilde geri dönerse ne ala olmazsa Umut Bulut düşünülmeli. Vittek'in cam çocuk olma hastalığından kurtulamama durumuna göre alternatifler yaratmalıyız. Transfer komitemiz umarım geçtiğimiz sezonlardan daha iyi performans gösterirler önümüzdeki sezon. Zira az ama öz transfer yapma vaktidir. İyi haftalar...


Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Tolga ***
Mustafa Yumlu **
Giray Kaçar **
Celutska **
Serkan Balcı *
*
Zokora ***
Colman ***
Volkan Şen **
Olcan Adın *
Alanzinho **
Burak Yılmaz **

Sonradan Girenler
Dk. 83 Halil ?
Dk. 86 Adrian ?
Dk. 90+1 Paulo Henrique ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder