22 Ekim 2012 Pazartesi

Kısır Döngü

Zirvenin en büyük iki adayının puan kaybettiği haftada, kazanılacak 3 puan ilaç gibi gelecekti Trabzonspor'a lakin ne 3 puanı kazanacak futbol oynadı Bordo-Mavi'liler ne de 3 puanı aldıracak hamleler yapabildi kenar yönetimi. Sezon başından beri gol yollarında bir türlü etkili olamayan, rakibi boğamayan görüntüsüyle, futbolcular değişse bile değişmeyen mantalitesiyle, oyuna müdahalelerde geç ve yanlış kararlar alan Şenol Güneş'le birlikte yaşadığı Kısır Döngü'den bir türlü çıkamadı takımımız.

İnönü deplasmanı Süper Lig'deki her takım için tehlikelidir, atmosferi oluşturan taraftar grubu havasındaysa eğer dar eder konuk ekibe sahayı Siyah-Beyaz'lılar. Bu akşam Trabzonspor sahaya çıkarken, tribünler tıklım tıklımdı fakat Çarşı grubu Beşiktaş yönetiminin sezon hedefine benzer bir beklentiyle maçı izliyordu, ikinci devrenin sonuna kadar da devreye giremediler zaten.

Samet Aybaba, her ne kadar Almeida'yı yanlış bölgede oynatsa da oyuna çift santraforla çıkarken, Şenol Güneş, Dünya Futboluna defansif forvet deyimini kazandıran Halil'le gol arıyordu. İstanbul temsilcisi maestrosu Fernandes'in yanına genç ve gelecek vaat eden Oğuzhan Özyakup'u monte etmiş, Portekizli'nin omuzlarındaki yükü hafifletmişti. Hem adam eksiltme yeneteği hem de kaliteli bir ayağı olan genç gurbetçi bulduğu boş alanlarda gayet etkili oldu.

Onur maçın yıldızıydı. Tüm maç boyunca 2 kez hata yaptı. Birinde kısa düşen vuruşu rakip oyuncularda kaldı diğerinde ise Fernandes'in karşısına tek kişilik baraj kurdurarak, golü yememize neden oldu. Kurtardıkları ise muazzamdı, 3 tane net pozisyonda rakip oyunculara geçit vermedi. Daha iyi olabilir, özellikle önünde Mustafa yerine Giray oynadığında.

Sağ bek Zeki Yavru, Şenol Güneş'in bu sezonki yegane kazanımı. Serkan Balcı gibi tecrübeli bir futbolcuyu kesip, gencecik Zeki'de ısrar etmek önemli bir cesaret örneğidir. Bugün özellikle ilk devre, sağ kanatta yaptığı bindirmelerle etkili oldu. İkinci devre takımın genel durgunluğuna ortak oldu ve oyundan düştü.

Emerson defansif olarak yerinde müdahalelerde bulundu ki bu onun oyun karakterinde var olan vasıflarından, fakat ofansif anlamda Olcan'a destek veremedi. Cale gibi oyunu tek yönlü oynuyor, zaten ofansif anlamda yaratıcı olamayan takımımıza katkı verememesi pozisyon bulmamızı zorlaştırıyor.



Mustafa Yumlu, Halil'den sonra en kötü isimdi sahadaki futbolcularımız arasında. Pozisyon alma becerisinden yoksun, top ayağına her geldiğinde ileriye doğru dikmek haricinde bir şey düşünmeyen bir stoperden bahsediyoruz. Süper Lig için bile yeterliliği tartışılabilecekken, Trabzonspor'da ilk 11 başlaması doğru değil. Bamba maça kötü başlamasına rağmen ikinci devre toparladı. Daha iyi maçlarını görmüştük.

Zokora hem defansif yönüyle göze çarptı hem de aldığı toplarla yaptığı bindirmelerle. Muazzam bir hızı var, bu hızı kullandığında özellikle Colman'ın eksikliğinde ilaç gibi geliyor Trabzonspor hücum hattına. Sapara hem attığı goldeki son vuruş kalitesi, hem teknik becerisi hem de özgüveniyle gittikçe büyütüyor futbolunu. Her hafta üzerine koyuyor, daha da iyi olacaktır.

Soner maçın durgun isimlerinden biriydi. Daha çok risk alıp, daha efektif oynamasını bekliyorduk fakat beklentilerimizin altında kaldı. Yasin, Olcan'a nazaran daha istekliydi ama oyunu açacak hamlelerden uzaktı. Volkan, Olcan ve Yasin gibi ligin üzerindeki kanat adamlarına sahip olmamıza rağmen onlardan verim alamıyoruz.

Halil Altıntop'u 85 dakika sahada tutmak akla, mantığa ihanettir. Sahada kaldığı süre boyunca olumlu tek bir hareketi olmayan gurbetçi futbolcunun torpili nereden geliyor bilmiyorum ama onun kötü futbolunun bedelini takımımız ödüyor. Marc Janko varken onda ısrar edilmesini aklım almıyor.



Oyuna sonradan giren isimler arasında Volkan Şen'i biraz diğerlerinden ayırabiliriz. Zira Barış Özbek benim futbol izleme zevkimi köreltmekten öteye geçemiyor. Aldığı yıllık ücret, önünü kestiği Aykut Akgün gibi genç bir ismi köreltmesi şöyle dursun, aklıma hangi futbol adamı böyle bir futbolcuyu takımında görmek ister sorusunu getirmekten alıkoyamıyorum. Şenol Güneş, son maçlarda neden oyunun seyrini değiştirmesi için Barış'a şans veriyor? Ve neden son iki maçta Volkan'a 15, Janko'ya 5 dakika süre veriyor? Aynı görevi pekala Trabzon'un öz evladı Aykut yapamaz mıydı? Aynı hırsla, canla başla mücadele edebilirdi. Janko'nun ya da Emre Güral'ın Halil'den ne eksiği var? Sorulması gereken tonla soru varken cevaplar pek bir yetersiz kalıyor sanki. Cevapları vermesi gereken adamlar gibi...


Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Onur Recep Kıvrak ****
Mustafa Yumlu *
Zeki Yavru **
Sol Bamba **
Emerson **
Zokora ***
Sapara ***
Soner Aydoğdu **
Yasin Öztekin **
Olcan Adın  *
Halil Altıntop *

Sonradan Girenler
Dk. 61 Barış Özbek ?
Dk. 74 Volkan Şen *
Dk. 85 Janko ? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder