16 Nisan 2012 Pazartesi

Tutmayın Küçük Enişteyi!

Hem futbol hem de basketbolda Trabzon şehri için önemli mücadelelere sahne oldu geçtiğimiz pazar günü. Günün erken saatlerinde ekran başına kurulan Trabzonspor sevdalıları 1461 Trabzon'un Avni Aker stadyumunda İzmir'in köklü kulüplerinden Altınordu karşısında aldığı 3-2'lik galibiyetle sevinmiş, aynı dakikalarda bir başka Trabzon temsilcisi Ofspor deplasmanda yine bir İzmir takımı olan Altay'ı 3-2 mağlup ederken akşam için umutlar yeşermişti. Ne yazık ki iyi başlayan gün, Beko Basketbol Ligi'nde kümede kalma mücadelesi veren Trabzonspor'umuzun, ligden düşmesi daha önce kesinleşen Bandırma Kırmızı'ya deplasmanda 72-67 mağlup olmasıyla sekteye uğradı. Maçı kazanmamız halinde büyük bir ihtimalle seneye aynı ligde mücadele edecektik. Takımımız son 2 haftada, önce Hayri Gür spor salonunda Beşiktaş, sonra deplasmanda Türk Telekom karşısında galibiyet arayacak. Rakibimiz Edirne temsilcisi Olin Edirne ise önce deplasmanda Pınar Karşıyaka ile sonra iç sahada Banvitspor'la mücadele edecek. Ayağımıza kadar gelen ikramı geri çevirmenin sıkıntısını yaşıyoruz fakat yine de hiçbir şey bitmiş değil. Bir galibiyet alıp Olin Edirne'nin iki maçtan da mağlup olarak ayrılmasını bekleyeceğiz.

Futboldaki hayal kırıklığı ise daha büyüktü. Sezonun en kötü futbolunu oynadığımız bir başka hüzün deplasmanından daha boynu bükük ayrıldık. Biz bu kadar kötüyken, ev sahibi Fenerbahçe'nin sezonun en kaliteli futbolunu oynaması bizim için işleri iyice içinden çıkılmaz bir hale soktu. İlk dakikadan itibaren rakibin üstünlüğünü kabul eden, olmayan defans anlayışıyla direnmeye çalışan ve Mustafa Yumlu haricinde sahada yokları oynayan bir Trabzonspor izledik. En büyük eksikliğimiz olan Volkan Şen'in geçirdiği sakatlık kanatları maç boyunca hiç kullanamamıza neden olurken, Gökhan, Caner ve Mehmet Topuz'un getirdiği her top kalemizde tehlike yarattı. İkinci golü yedikten sonra şans eseri Serkan Balcı'nın penaltı noktası üzerinde önünde kalan ilk ve tek tehlikeli pozisyonumuzun da Volkan tarafından bertaraf edilmesi maçı o anda bitirmişti bizim adımıza. Geri kalan dakikalar yalnızca arka plan gürültüsünden ibaretti.



İYİ
Dün sahada sıradan Anadolu takımlarından bile daha kötü bir görüntü sergileyen takımımız adına pozitif futbol oynayan yegane oyuncumuz Mustafa Yumlu'ydu. Alex ve Sow karşısında hava toplarında kusursuza yakın bir futbol oynadı. Önceden sezdiği pozisyonlarda hızlı ve gerekli müdahaleleriyle farkın açılmasını engelledi. Hırslıydı, takımın geneli kötü oynayıp üzerine hiç mücadele etmezken Mustafa limitlerini zorluyordu.Onunla birlikte Zokora'da tatlı sert futboluyla Alex'in ekstra oynamasına engel oldu diyebiliriz.


KÖTÜ
Takımın geri kalanı. Tolga maçın hemen başında Sow'un şutunu ustalıkla kurtardığında güzel bir maç çıkaracağını ummuştuk ama öyle olmadı. Baroni'nin şutunun çok hızlı olmamasına rağmen müdahale edememesi, Sow'un çaprazdan yaptığı vuruşta kapattığı köşeden topu kaçırması sonuca direkt etki etti. Fakat kaptanı tek başına kabahatli ilan etmek çok hakkaniyetli bir değerlendirme olmaz. Önünde oynayan Serkan, Celutska ve ikinci yarı oyuna dahil olan Marek Cech'in varlık gösterememesi, Colman'ın çalım hevesiyle kaptırdığı topların canımızı yakması futbolumuzun dibe vurmasını sağladı. Özellikle Celutska, lise takımından transfer edilmiş gibi sürekli heyecanlı ve titrek görüntüsüyle hiç güven vermedi. Olcan kötü formunu ısrarla sürdürüyor ve en ufak bir umut ışığı vermiyor şimdilik. Nitekim Şenol Güneş bile ona yalnızca 45 dakika tahammül edebildi. Forvet arkasında oynayan Alanzinho çok katkı sağlamazken, ağır görüntüsüne rağmen kanatlarda tercih edilen Halil dün yine yokları oynadı. Burak Yılmaz, ne zaman Avrupa'dan birileri kendisini izlemeye gelse vasatı bile bulamıyor. İlginç bir tesadüf olsa gerek. Dün yine sahanın en kötüleri arasındaydı.



ÇİRKİN
Küçük Enişte dün Şükrü Saraçoğlu'nda yine mesaideydi. Yayıncı kuruluş tarafından net bir şekilde belgelenen görüntülerden de anlaşılacağı üzere rakibi Didier Zokora'ya 'Fucking Nigger' diyerek bir skandala daha imza atmış oldu. Televizyon yorumcularının 'Pis Zenci' olarak çevirdiği bu iki kelimenin tam karşılığının çok daha ağır bir hakarete denk düştüğünü bilmeyenimiz yoktur. 90'lı yıllardan beri kültürümüze tecavüz eden Amerikan Kültürü'nün son meyvesi Emre Belözoğlu'nun bu olaydan ucuz kurtulma şansı yoktur. En az 4 Maç + Para Cezası benim kişisel beklentimdir ve birilerinin uzaktan kumandalı oyuncağı olan Futbol Federasyonunun bile bundan daha az ceza vermeye hakkı yoktur. Bülent Yıldırım'ın hemen gözü önünde cereyan eden olaya seyirci kalması bir kenara, televizyonlarda saha içerisinde yaşanan bu çirkinliğin futbolun doğasında olan aşırı hırstan kaynaklandığını savunan şaklabanları gördükçe midem bullanıyor. Şimdi top TFF ve onun taşeronları olan PFDK ve Tahkim Kurulunda. Bakalım iddia ettiğiniz üzere Türk futbolunu kurtarmaya mı geldiniz bu pisliklerden yoksa önceki yönetimin yarım kaldığı sıvama işine devam etmeye mi? Yakında öğreneceğiz...



Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Tolga *
Mustafa Yumlu **

Giray Kaçar *
Celutska *
Serkan Balcı *

Zokora **
Colman *
Halil Altıntop *
Alanzinho *
Olcan Adın *
Burak Yılmaz *

Sonradan Girenler
Dk. 46 Cech * 
Dk. 69 Adrian *
Dk. 77 Paulo Henrique ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder