16 Aralık 2012 Pazar

İlklerin Senesi

Kuşkusuz hiçbir Trabzonspor taraftarı sezona başlarken bu kadar rekor kıracağımız bir ilk devre hayal etmemişti. Daha önce kendi sahamızda hiç yenilmediğimiz Bursaspor ve Eskişehirspor'a, deplasmanda hiç yenilmediğimiz İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a mağlup olup rekorları tersten kırmaya devam ettik bugün. Sezon sonuna kadar bunlara birkaç tane daha ekleyebiliriz, bizde bu azim olduktan sonra vız gelir tırıs gider.

Bir kere Trabzonspor'u küçük takım gibi oynatma huyundan vazgeçmeli Şenol Güneş. Trabzonspor yenik durumdayken forveti çiftleme cesaretini gösteremeyecekse sen orada neden duruyorsun hocam? Hakemler formsuz ve artniyetli, futbolcuların formsuz eyvallah ama en çokta sen formsuzsun be hocam! Futbolun yazılmamış kurallarından biri midir, merak etmekteyim; Galip takım devre arasında oyuncu değiştiremez mi? Yasin Öztekin bugün sahada görev yapan futbolcular arasında açık ara en kötüsüydü ve onunla ikinci devreye başlamanın diyetini ödedik yediğimiz golle.

İki farklı devre iki farklı mücadele vardı İstanbul Atatürk Olimpiyat stadyumunda. İlk devre evsahibi ekip sahada neredeyse yoktu. Trabzonspor istekliydi, gol harici iki önemli atak geliştirdi ama onlardan sonuç alamadı. Soyunma odasında ne olduysa artık, galibiyet için saldıran Trabzonspor gitmiş yerine aklı bir karış havada olan takım gelmişti. Rakip gol pozisyonları haricinde kaleye hiç gelmedi, tabiri caizse oynamadan kazandı. Olan mağlubiyet üzerine bir de Olimpiyat stadyumu trafiğini çekmek zorunda kalan taraftara oldu.

İYİ
Trabzonspor'un cefakar taraftarı. İstanbul'da hava insanın yüzünü donduracak kadar soğukken yaklaşık 40.000 kişilik karşılıksız sevenler ordusunun maç için stadyumu doldurması. Tribünde yaptıkları atkı şovlar ve tezahüratlarla, açtıkları pankartlarla desteğin her türlüsünü takımlarına verdiler. Evet, desteklerinin karşılığını göremediler ama aşkların en güzeli karşılıksız sevme hali değil mi?


Futbolcularımız arasında sadece bir isim bugün galibiyet için kendini şartlamıştı fakat o da tek başına galip gelemedi. Sezon başında gözden çıkartılan ama talip bulamayan Adrian Mierzejewski bizim adımıza sahanın en iyisiydi.

KÖTÜ
Trabzonspor bu sezon geriye düştüğü maçları çeviremiyor. Bunun birkaç nedeni var. Ama takım ruhu, arkadaşlık eksikliği o kadar göze batıyor ki, farketmemek için kör olmak gerekir. Bugün evsahibi ekibin yontma taş devrinden çıkıp gelmiş oyuncusu Metin ve silah arkadaşları Serkan'ı köşeye sıkıştırıp pataklarken, Takım Kaptanlarından biri,  arkadaşlarının gözünün önünde dayak yerken kimsenin yanına gitmemesi bu durumu en güzel ifade eden sahneydi bana göre.

Şenol Güneş'in inadı. Yasin Öztekin ısrarını geçtim artık. Ne Kasımpaşa maçında ne de bu maçta tek bir pozitif hareketi olmayan bir adama neden bu kadar şans tanırsın be hocam? Nedendir bu tahammül? Senet mi yaptınız, her maç oynatılmazsa tazminat mı ödeyeceğiz? Kabahatlisin, kendine çekidüzen verme sırası sana geldi. Sıranı savma hocam.



ÇİRKİN
Türkiye Futbol Federasyonu. Trabzonspor'un Ziraat Türkiye Kupasındaki Kasımpaşa mücadelesiyle İ.B.B. maçı arasında sadece 63 saatlik bir fark vardı. Her hafta bizi Pazartesi gününe öteleyen Tüpçü ve Yuvarlak masa şövalyeleri yine güzel bir cinali oyunu yaparak Trabzonspor'un puan kaybetmesine çanak tuttular.

Mete Kalkavan, maçın orta hakemi. Böylesine kritik maçlarda yeni yetme hakemlere şans tanınması Federasyonun Trabzonspor'a bakış açısını belli ediyor aslında. Maçı çok kötü yönetti, futbol mantalitesini fauller üzerine inşa eden Bülent Korkmaz'ın talebelerini sürekli pas geçti. Bu onun titrekliğinden, acemiliğinden de kaynaklanmıyordu üstelik. Şartlanmış, öyle çıkmıştı maça. Nitekim ilk faulünde Serkan'a Sarı Kart'ını çıkardığı an foyası da meydana çıkıyordu. Mete Bey'e de not düşelim buradan, Trabzonspor taraftarının Duası tutmaz belki ama Bedduamızın katiyen sekmez. Bundan sonra dua biliyorsa okusun, öyle çıksın evinden.

Maçta açılan pankartları okuyabilen herhangi bir sporsever ülkenin boğazına kadar pisliğe batmış olduğunu anında anlamıştır. Fakat ne ülkeyi yöneten siyasiler ne de Türk Futbolunu yöneten kişiler için bu durum bir anlam ifade etmiyor. Zira onlar için pislik çamur banyosundan ibaret, ne kadar çok içinde dururlarsa o kadar güzelleşiyorlar.


Oyuncularımızın Değerlendirmesi
Onur **
Serkan Balcı *
Giray Kaçar **
Mustafa Yumlu *
Emerson *
Zokora *
Adrian ***
Alanzinho **
Olcan Adın *
Yasin Öztekin ?
Paulo Henrique *

Sonradan Girenler
Dk. 57 Volkan Şen *
Dk. 73 Marc Janko ?
Dk. 81 Sapara ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder