26 Aralık 2012 Çarşamba

Gemi Karaya Vurdu! (İlk Devrenin Değerlendirmesi)

Son 2 yıldır sezona yeni kadrolarla ve geciken son dakika transferleriyle başlamak zorunda kalan Trabzonspor için ilk devre hiçte umulduğu gibi geçmedi. Sezona Karabükspor deplasmanında merhaba diyen Trabzonspor, Volkan Şen'in golüyle öne geçmesine rağmen, 2.devrenin sonunda yediği golle 1 puana razı olmuştu. Akabinde, adını ilk kez duyduğumuzda hep bir ağızdan 'güzel kura' diye haykırdığımız Macar temsilcisi Videoton'a karşı oynanan 210 dakikada sergilenen kötü performans, değil gol, net bir gol pozisyonuna girememiş olmamız Bordo-Mavi'lilerin ilk devredeki genel performansının özetini geçiyordu bizlere aslında.

Koca ilk devre boyunca üstüste 3 maç kazanamamış bir takım için pozitif yorumlarda bulunmak namümkün. Trabzonspor Kulübünün maaşlı çalışanı olan, oyuncu takip eden adına da Transfer Komitesi dediğimiz bir oluşum var ortada fakat işinin ehli kişiler olmadıkları için her sezon aynı sıkıntıyla Lige başlıyoruz. İlk görüşülen oyuncular sadece Trabzonspor taraftarını değil, Türkiye'deki her futbolseveri heyecanlandıracak cinsten olsa da bir son dakika pürüzü hasıl oluyor ve transfer suya düşüyor her seferinde. Sonraki süreçte aynı seviyede olmayan, 'alalım da bulunsun' mantığıyla alelacele transfer edilen ve kamp dönemine yetişmeyen oyuncuların uyum sorunuyla karşı karşıya kalıyoruz. Bu ekip yenilenmeli, en kısa zamanda Scout Ekibi oluşturulmalı ve profesyonel bir kadroyla transferler zamanında yapılmalı. Yoksa her sezon başında aynı nakaratı dinlemeye devam ederiz.

UEFA Avrupa Ligi'ne katılmak hem vizyon hem de geçtiğimiz sezon topladığımız ve bu sezon kuraya seribaşı girmemizi sağlayan puanların artması açısından çok önemliydi. Lakin, çağdışı bir futbol anlayışıyla çok sert bir savunma yapan Macar ekibine karşı iyi organize olamadık, tek tek saydığımızda yetenekli dediğimiz ayaklarsa suskundu Videoton maçlarında. Kötü bir penaltı performansı sergileyen Onur'a, heyecanlanan futbolcularımız da eklenince penaltı atışları sonrasında Uefa Avrupa Ligi Gruplarına katılma şansımızı son anda yitirdik. Gelecek sezon muhtemelen yine seribaşı olarak katılacağımız Avrupa Ligi elemelerinde başarılı olmak hayati önem taşıyor, bu fırsatı bir kez daha tepme lüksümüz yok.

Ziraat Türkiye Kupası'na 4.Turda, dost ve kardeş kulüp Şanlıurfaspor maçıyla başlayan Bordo-Mavi'li futbolcularımız, sezonun en güzel gollerinden 4'ünün atıldığı fakat vasat bir oyun oynadığımız maçı 4-0 kazanarak yoluna devam ediyordu. Kura Çekimlerinde bizim genelde pek şansımız olmaz, bu şanssızlık 5.turda Kasımpaşa deplasmanına sürüklüyordu bizi. Henüz 7.dakikada bireysel bir hatadan kaynaklanarak yediğimiz golü ancak 88.dakikada Adrian'la çıkartabiliyorduk. Maç penaltılara gidiyordu ve Kaptan Tolga Zengin kalesinde devleşip, turu getiriyordu. Son 8'e kalan takımımız, bu kez Avni Aker'de kariyerinin en iyi maçına çıkan Onur Kıvrak'ın kusursuz performansıyla güçlü rakibi Eskişehirspor'u yeniyor, yarı final için avantaj yakalıyordu. Süper Lige verilen arada devam edecek grup maçlarında ilk sırayı almak, çapraz eşleşmede Fenerbahçe'nin rakibi olmamak adına çok önemli.

Spor Toto Süper Lig, oyununu oturtamamış, günlük performansların seyrine göre değişen, belirli bir sistemi olmayan takımımız için bir hayli sıkıntılı geçti. Sadece futbolcularımız için değil Teknik Direktörümüz Şenol Güneş ve yardımcıları açısından da çok verimsiz geçen bir ilk yarıyı geride bıraktık. Dönüp arkamıza baktığımızda, Hüseyin Avni Aker stadyumunda daha önce hiç mağlup olmadığımız Bursaspor ve Eskişehirspor takımlarına karşı alınan yenilgiler ve yine daha önce deplasmanda hiç mağlup olmadığımız İstanbul Büyükşehir Belediyespor mağlubiyeti kulüp tarihimize pekte haz etmeyeceğimiz notlar olarak düşüldü. İstanbul'un 3 takımıyla, 2'si deplasmanda olmak üzere yapılan 3 maçtan alınan 3 beraberlik genel performansımıza nazaran daha iyi sonuçlardı. Ligin en iyi savunma yapan ekibi olmamıza rağmen, ofansif anlamda sıradan Anadolu takımlarının bile gerisinde kalmamız, devre arasında ilk olarak bu bölgeye takviye yapacağımız anlamına gelebilir.

Sezon boyunca sürekli bahsettiğimiz kondisyon eksikliğini en güzel özetleyecek istatistik için Ligde oynadığımız deplasman maçlarımızın karnesine bakmamız yeterli. 8 Deplasman maçının 5'inin ilk yarısını önde kaparken, diğer üçünde soyunma odasına beraberlikle gitti takımımız. Bu maçların sonunda ise yalnızca 2 galibiyet ve 3 beraberlik alabiliyorduk. Maç sonlarında oyundan düşmemizin istatiksel izdüşümü tam olarak bu rakamlardır.

Trabzonspor Genel Verileri

Maç: 22
Galibiyet: 8
Beraberlik: 9
Mağlubiyet: 5

Atılan Gol: 26
Yenilen Gol: 16

Oyuncu Değerlendirmeleri

Didier Zokora: 19 Maçta ilk 11'de yer alan, 4 Sarı Kart gören 32 yaşındaki ön libero birkaç maç haricinde beklenen oyununun uzağında kaldı. Onun oynamadığı maçlarda rakiplerin orta sahamızı çabucak geçmesi ona olan ihtiyacımızı en açık şekliyle belli ediyor. Ocak ve Şubat aylarında Fildişi Sahilleri Milli Takımının Afrika Kupasındaki mücadelesi esnasında takımdaki yerini alamayacak, onun sertliğini arayacağız.

Onur Recep Kıvrak: 17 maçta görev alan 24 yaşındaki Milli eldiven, Trabzonspor'un en formda futbolcusuydu sezon boyunca. Geldiği günden beri sürekli oyununu geliştiren, potansiyeliyle Avrupa'nın dev kulüplerine göz kırpan futbolcumuz sakatlık sıkıntısı yaşamadığı sürece kaleyi Tolga'ya devredecekmiş gibi gözükmüyor.

Emerson: Büyük umutlarla Benfica'dan transfer edilen Sambacı defansif meziyetleriyle öne çıksa da hücum bölgesindeki ağırlığı, Olcan'la olan iletişimsizliği yüzünden beklentilerin altında kaldı. Duran toplardaki pozisyon alma becerisi 2 gol atmasını sağladı. Şenol Güneş'in Marek Cech'i bir alternatif olarak görmemesi ve Ferhat'ın yetersizliği yüzünden yeri garanti gibi. Rekabetin olmadığı bu kadro yapısında futbolunu biraz daha geliştirmesini ummaktan başka şansımız yok.

Olcan Adın: 18 maçta mücadele etti 27 yaşındaki futbolcumuz, attığı 5 golle takımın bu kulvardaki lideri konumunda Adrian'la birlikte. İlk geldiği zamanki olağanüstü futbolu kadar olmasa da takımın genel seviyesinden yukarı olan formuyla 2.devre için umut verdi. Hırsı, adam eksiltme becerisi ve uzaktan şutları onun en büyük meziyetleri. Kısa boyuna rağmen kafasını iyi kullanması onu benzerlerinden ayıran bir başka özellik.

Mustafa Yumlu: 16 maçta, Trabzonspor formasını sırtına geçirdi. Sınırlı becerilerine rağmen mücadele isteğinden hiç ödün vermedi. Stoperde ancak alternatif olabilecek yetenekleri olmasına rağmen fazlaca şans buldu ama kullanabildi mi? Malesef hayır.

Serkan Balcı: Geçen sezon gözlemlenen düşüş bu sezon kendini iyiden iyiye belli etti. 16 Maçta şans bulan tecrübeli futbolcu beklenen seviyenin çok altında kaldı. Zeki Yavru'nun önünü kesmesi, çalışkanlığını ve maç kondisyonunu hemen hemen hiçbir maçta sergileyememesi onun hakkındaki soru işaretlerinden yalnızca birkaçı.

Yasin Öztekin: Sezona iyi başlayan gurbetçi futbolcu, son maçlardaki form düşüklüğü sebebiyle kulübeye çekilmişti Şenol Güneş tarafından. 19 Maçta şans bulan Yasin, hızına ve tekniğine rağmen kopuk futbol anlayışıyla dikkat çekiyor. Attığı 2 gol hanesine artı olarak yazıldı.

Halil Altıntop: Sezonun hayalkırıklığı. Şenol Güneş'in vazgeçilmezi olan gurbetçi futbolcu 18 maçta forma giyip 3 gol attı. Taraftarın ya da gazetecilerin aksine teknik patron gurbetçi futbolcunun oyunundan memnun olmuş olmalı ki, ondan vazgeçemiyor. En önemli vasıfları olan ayağında top tutma ve defansa yardım konularında da sınıfta kaldı bu sezon.

Sol Bamba: 27 Yaşındaki hırslı stoper, tıpkı vatandaşı Zokora gibi Afrika Kupası nedeniyle yaklaşık 1 ay takımdan uzak kalacak. Sakatlığı olmasaydı Giray'la olan uyumu takıma daha çok şey kazandırırdı. Cüzi bir bonservis bedeliyle takıma kazandırıldı, ekstra hareketlere kaçmadığı sürece ilk 11'in değişilmezi olacağından zerre şüphem yok.

Marek Sapara: 17 Maçta forma şansı buldu ve İnönü'de oynanan Beşiktaş maçında attığı şık golle hafızalara kazındı. Sezona iyi başlayıp sonra oyunu düşenlerden biri. Adrian'ın şans bulmasıyla birlikte formundaki düşüş aynı zamana denk geliyor. Bu bir tesadüf olamaz.

Giray Kaçar: Her zamanki Giray, 12 maçta forma şansı buldu. Sakatlığının geçmesinin ardından tam performansla futbola geri döndü. Oynadığı maçlarda hırsıyla, mücadele azmiyle diğer takım arkadaşlarına örnek teşkil edecek bir futbol oynadı.

Ondrej Celutska: Defansın her bölgesinde oynayabilen Çek futbolcu 11 maçta forma giydi. Sezon başında gözden düşen futbolculardan biriyken, devrenin sonuna doğru tekrardan formasına kavuştu. Stoperde Yumlu'dan daha iyi bir alternatif olabilir, şayet üzerinde ısrar edilirse.

Alanzinho: 16 Maçta forma şansı buldu. Çok uzun süreler oyunda kalmasa da hareketliğiyle özellikle oyuna sonrada girdiği maçlarda takıma canlılık kattı. Yedek kulübesinde her teknik direktörün isteyebileceği türden bir oyuncu. Üstelik kulübede kalmayı da dert etmiyor kendine. Biraz daha şans verilmeli.

Paulo Henrique: Tıpkı Halil gibi sezonun en kötülerinden biri. 2 Sezon önce onca golü atan bir başkasıymış gibi sanki. Fiziği, gücü muazzam fakat teoriyi pratiğe dökmede o kadar başarısız ki, saç baş yolduruyor her maç. Bu sezon 14 maçta forma şansı bulup rakip filelere 3 gol bıraktı.

Adrian Mierjezewski: Kendini ispatlamak için tam 1.5 sezon bekledi, evet yetenekli olduğunu hepimiz biliyorduk ama bir türlü gösteremiyordu. Açıkçası ondan ümidini kesenlerden biri de bendim. Beni bu şekilde utandırdığı için ona teşekkür ediyorum. Henüz hiçbir şey başaramamış olabilir ama devre arasında yapılacak takviyelerle,  uyum sorunumuz da aşıldığında taşıdığı 10 numaralı formanın hakkını daha fazla verecektir. 10 Maçta forma şansı bulup 5 gol attı.

Soner Aydoğdu: Tıpkı Gençlerbirliği'nden takım arkadaşı olan Yasin gibi sezona iyi başlayanlardan biri oldu Soner. Muazzam bir potansiyeli, genç yaşına rağmen dikkat çekici bir özgüveni ve soğukkanlılığı var. Tek şanssızlığı fazla forma şansı bulamaması. 10 maçta oynadı ve 1 gol atabildi genç solak.

Marc Janko: Yine büyük beklentilerle transfer edilip kendini ispat edemeyen başka bir futbolcumuz. Her iki ayağını da kullanabilen Avusturyalı futbolcu, daha önce forma şansı bulduğu takımların aksine Trabzonspor'da yalnızca 1 gol atabildi. O alındığında kanatlardan Volkan, Yasin ve Olcan'ın, göbekten Colman, Sapara, Adrian ve Soner'in onu gayet iyi besleyebileceğini, dolayısıyla başarılı olacağını düşünmüştük ama evdeki hesap çarşıya uymadı.

Gustavo Colman: Uzun süren sakatlığının ardından sahalara geri döndü ama taraftarın beklediği gibi değil. Eski Colman'dan eser yoktu, nitekim Şenol Güneş'te ona fazla süre şansı vermedi. Sadece 7 maçta 491 dakika forma şansı bulabildi. Onun 2.devreye iyi başlaması takımımızın sıralamasına direkt etki edecektir.

Tolga Zengin: Kaptan bildiğiniz gibi. Sakatlanana kadar eldivenleri başarıyla taşıdı, geçirdiği şanssız sakatlığı çabuk atlatıp sahalara geri döndü ama yıldızını parlatma sırası Onur'a geçmişti. Ziraat Türkiye Kupası maçlarında onu izleme şansı bulacağız. Şüphesiz ki Kupa'daki en büyük kozumuz o olacak.

Zeki Yavru: Eksikleri olmasına rağmen Serkan'dan formayı çalabildiği maçlarda gayet başarılı oynadığını söyleyebilirim. Şenol Güneş'in ona biraz daha fazla şans vermesi gerektiğini düşünüyorum. Şayet düzenli olarak oynama şansı bulursa Serkan'a bir daha formayı vermez.

Volkan Şen:  Sadece 10 maçta görev yaptı ve yalnızca 352 dakika sahada kalabildi. Menajerinin oyuncusunu pazarlama stratejisinin kurbanı olarak bazı haftalarda kadroya bile giremedi. Adı sürekli Beşiktaş'la anılıyor, devre arasında dananın kuyruğu kopacaktır. Şans verilse ne olurdu bilinmez ama kafasının futbolda olduğunu söyleyemeyiz.

Robert Vittek: Gözden çıkartılan Slovak santrafor eski günlerini mumla arıyor. Almanya'da fırtınalar estirdiği zamanlardan bugünlere geldik. Janko'nun bir gömlek düşüğü diyebiliriz onun için. Fazla şans bulamadan Trabzonspor'a veda edeceğe benzer.

Emre Güral: Meziyetlerine karşın aldığı süreler hiç tatmin edici değil. Üst düzey yetenekleri olduğunu biliyoruz, tekniği iyi, uzaktan şutları etkili ve güçlü bir fiziği var. Şenol Güneş, ileri uçta yaşadığı sıkıntıya çare olarak değil belki ama alternatif olarak gelecek sezona hazırlamalı Emre'yi.

Barış Özbek: Transferi büyük bir hataydı, geçen sezon onu kadroda tutmak ise daha büyük bir yanlıştı. Devre arasında başka bir takıma transfer olması iki taraf içinde hayırlı olacaktır.

Aykut Akgün: Devrenin sonuna yaklaştıkça forma bulmaya başladı. Futbolunda gözle görülür bir gelişme var Zokora'nın yokluğunda 2.devre şans bulabilir.

Ferhat Öztorun:  Yıllardır Trabzonspor kadrosunda yerli sol bek olarak futbol hayatını sürdürüyor. Takıma ya da kendi gelişimine en ufak bir katkısı yok. 1461 Trabzon'da daha iyisi varken onda ısrar edilmesini aklım almıyor.

Zeki Ayvaz: Bu sezon hiç forma şansı bulamadı. Zeki Yavru'nun 23 Yaşaltı kulübün yetiştirdiği oyuncu kontenjanını doldurmasının ardından kadroda şans bulma ihtimali de kalmadı.

Marek Cech: Henrique'ye verilen şansın 3'te 1'i ona verilseydi Emerson'dan daha iyi işler yapabilirdi. Sezon başlamadan yaşadığı sakatlık onu iyice gözden düşürdü. Muhtemelen devre arasında veda edecekler arasında ilk sırayı alır.

Şenol Güneş: Gemi karaya vurdu Kaptan, artık dümene geç ve sıkıca çevir. Zira Sadri Şener ve ekibi sen istedikçe o koltukta olacağını biliyor ve sana güveniyor, tıpkı taraftar gibi. Lakin gereksiz ısrarlarından, Karadeniz inadından vazgeç artık. Trabzonspor forması bile ligde bu puanları toplardı. Anadolu takımı gibi değil, 7 kez Bizans tahtını yıkan, şike ve teşvik rekorunun kırıldığı sezonu 82 puanla tamamlayan takım gibi, şampiyon gibi oynat takımı. İşte o zaman bu geminin önünde hiçbir dalga, hiçbir fırtına duramaz Kaptan!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder